Çıktık Şaki'yle sabah yürüyüşümüzü yapmaya...

Bostanlı sahilinde yılın ilk tişörtlü yürüyüşünün keyfini yaşıyom...

Güneş ısıtmıyor, değdiği yeri yakıyor...

Geldi bahar ayları gevşedi gönül yayları diye zıp zıp zıplayasım var...

Öyle bir güzel İzmir sabahı...

Aslında artık göç yollarına düşmüş olmaları gerekirken bu kentin kadrini anlayıp yerleşik düzene geçen tombiş pelikanlar, pembe beyaz flamingolar, martılar, karabataklar sahilde sabah sporu yapanların ayak altında geziniyorlar...

Cehennemi bilmem ama cennet harbiden bu dünyadaymış demek ki hissini yaşatan bir an bu...

İşte tam bu sırada o kırmızı minik yuvarlakları gördüm yerde...

Öyle çoklar ki...

Kaldırım taşlarının arasında, öbek öbek yeşil otların üzerinde..

Bazıları benden keyifli belli ki, halvet olmuşlar.. Yeni minik kırmızı uğurböceklerinin geleceğinin haberini veriyorlar...

Onları rahatsız etmiyorum, röntgenciliğe girer diye...

İçlerinde yalnız ve telaşlı bir yerlere yetişmeye çalışanının peşine düşüp, hooop elime alıveriyorum...

Tam dilek tutup, "Uç uç böcecik, annen sana terlik pabuç alacaaak!" diye seramoniyi tamamlayacağım ki ne mümkün!

Daha eğilip yerden alır almaz doğrulmama zaman kalmadan pııır.. Uçup gidiyor..

Düşüyorum peşine, illa ki o böcük gelecek kolumda gezinecek, bana uğur getirecek...

Bir deneme, bir deneme daha...

Yok, mübarek hayvan elime alır almaz 100 volt elektrik yemiş gibi bir an bile durmadan uçup gidiyor...

Giderse gitsin be... O da gitsin bakalım... Canı sağolsun... Güneş tepemde, körfez artık ciddi ciddi deniz gibi görünüyor ve mis gibi yosun kokuyor...

Ve benim hala...

Ciddi ciddi...

Umudum var!

Yaşasın be bahar!

Kameraman şov!
Gelin-Damat Fuarı Gala Gecesi'nin tüm görüntüleri en ince ayrıntısına kadar eminim ki bu hafta magazin programlarında size ezberletilecek...

Yalnız İzmir'de değil tüm Türkiye'de ilk kez böyle büyük çaplı bir organizasyon düzenleniyor...

Hangi modacılar, hangi mankenler defileye katıldı, ünlü konuklar kimlerdi, kim sahne aldı, kimler o gece evlendi haberlerde okumuş, görmüşsünüzdür...

Defile, güzellik yarışması izleyemeyen bir kadın olarak ilk kez bu tür bir organizasyona tanık oldum...

Olmaya çalıştım...

Kameraman ve foto muhabiri arkadaşların izin verdiği kadarıyla...

Bundan iki yıl kadar önce de bir konserde önümüze duvar gibi set ören meslektaşlarımı eleştirmiş, sonra da onlar tarafından feci bir saldırıya uğramıştım...

Beni kendi mesleğine ihanet eden kadın ilan etmişti arkadaşlar...

Umrum değil, ne derlerse desinler...

Ulusal Eğitime Destek Kampanyası'na bağışlanmak üzere bir torba para verip keyifli bir gece geçirmeye gelmiş bin küsur insanın hakkını gaspedip, onca anonsa, Yüksel Ak'la Şenol İpek'in nikahını kıyacak Konak Belediye Başkanı Erdal İzgi'nin "Podyumdan inmezseniz nikahı kıymayacağım" sözüne, bin küsur kişinin protesto alkışlarına "bana mısın" demeyip, nikah masasının önüne duvar ören saygısızlara "meslektaş" demem...

Hadi saldırın şimdi yine...

Boyunuzu göreyim!