Ödenmeyen çeklerin veya ödemelerin kredilendirilmesi gerektiğini de eklediler.
Biz de eşimin işi gereği elimizde bulunan vadeli müşteri çeklerini bankaya verdik. Muhasebe Müdürü Mehmet Erensoy verdiğimiz çeklerin banka tarafından takasta unutulduğunu ve böyle hataların olabileceğini sistemin yeni oturtulmaya çalışıldığı için ödemelerin okula yapılabileceğini söyledi. Biz de takasta olan çeklerin tutarı kadar parayı okula yatırdık. Bu okul muavininin defter kayıtlarında mevcuttur.
Daha sonra, kayıt yenileme işlemleri sırasında yine bize borç çıkarıldı. Sebebini sorduğumuzda bize şunu söylediler:
"Kentbank tarafından takasta unutulan çekler için 30.05.1998 tarihinde kredi kullanıldı. Sizin bu arada okula yaptığınız ödemeler bankaya bildirilmediği ve zamanında kredi kapatılmadığı için faiz tahakkuk etmiştir."
Biz de haklı olarak bu borcu kabul etmediğimizi ve okul ile banka arasında bir sorun olduğunu ve bize yansıtılmaması gerektiğini bildirdik. Ve kızımızı okuldan aldık.
İlerleyen zamanlarda gelişen olayları takip etmediğimizden 30.09.1998 tarihinde bizim hesabımıza tekrar 65.000.000 TL yatırıldığını öğrendik. Ki, o sırada kızımız başka okulda okuduğu halde. Bundan sonra her ay bankadan bize hesap ekstresi gelmeye başladı. Konuyla ilgili olarak aradığımız okulun muhasebe müdürü Mehmet Erensoy ise telefonlara çıkmadı. Binbir türlü eziyetten sonra görüştüğümüzde ise bu meseleyi halledeceğini bize bildirdi.
Sonrasında BDDK tarafından bankanın fona alındığını ve bizim hesapların kapanmadığını 300.000.000 TL artı faizle beraber yaklaşık 5.000.000.000. TL (Beş milyar) olduğunu ve 31.12.2001 tarihinde icra takip kağıdı ile öğrendik. Bunun üzerine okula tekrar gittik. Yeni muhasebe müdürü Ömer Yücel, bize bu iş için hiçbir şey yapamayacağını sorunu bankayla çözmemizi söyledi. Araştırmamız neticesinde bizim durumumuzda, 5-6 tane daha veli olduğunu öğrendik.
Şimdi bu olay herhangi bir Batı ülkesinde olsaydı, okul veya bankanın bize çektirdiği eziyet karşısında, ne kadar tazminat ödemeye mahkum olacağını siz düşünün. Yalnız bu haksızlık, her nedense Türkiye Cumhuriyeti'nde yapılabiliyor. Yaşadığımız bu olay bizim ailecek ruh sağlığımızı bozdu. Şimdi merak ediyorum. Bu yaşadıklarımızın hesabını kimse vermeyecek mi? Saygılarımla... Semiha Nalbant