Rahmetli Özdemir Sabancı ile birlikte üç insanı katleden cinayet şebekesi üyesi Fehriye Erdal' ın Belçika'da mahkeme salonunda sırıtarak yaptığı "zafer işareti", ekranlara her yansıdığında beni son derece rahatsız etmiştir. Hep sormuşumdur, bu nasıl bir hastalıklı ruh halidir ve bu neyin zafer işareti.. Bir yanda binlerce insana iş imkanı sağlayan bir girişimci, diğer yanda bugüne kadar yapabildiği tek şey bir cinayete katkıda bulunmak olan ve bundan sonraki tüm yaşamını "asalak" olarak sürdürmeye talip bir insan müsveddesi.. Diğer bir deyimle "İnsanlığın yüz karası".
Oysa, günümüzden yalnızca 30 yıl önce yiğit ve öngörülü 12 insan , Maddi imkansızlık nedeniyle, iyice yıpranmış, saatte 9 deniz milini ancak bulan hızıyla Greenpeace adını verdikleri teknelerinin, barış ve ekoloji sembolleriyle süslü, üçgen biçimli yeşil yelkenini Kanada'nın Vancouver limanından 1971 yılının 15 eylül'ünde cesaretle açtılar. (ki, o mevsimde Alaska körfezinde ve Bering Denizi'nde şiddetli fırtına ve akıntılar oluşmaya başlar)
Bu 12 saygıdeğer insanın teknelerinden geçtikleri mesaj son derece anlamlıydı.
"Biz Kanada'lılar...Birleşik Devletler'in Aleut Adaları'nın ucunda yer alan nükleer deneme adasına doğru yol alıyoruz. Amacımız basit, açık ve dolaysız : Ölüm insanlarıyla yaşam insanlarını karşı karşıya getirmek. Biz, çevrenin, çocuklarımız ve gelecek kuşaklar için korunmasında ısrar eden muhafazakarlarız."
Bu öncülerin, teknede çektirmiş oldukları fotoğrafta yaptıkları bir işaret ise insanın yüreğini ısıtıyor: Evet, "Zafer İşareti" onların ellerine yakışıyor.. Onlar, yeryüzündeki mevcut ekosistemin insanlar tarafından bozulup talan edilmesinin orta ve uzun vadede yaratacağı korkunç sonuçları hepimizden önce algılayıp, bu uğurda hertürlü eziyeti ve hatta ölümü göze alarak harekete geçmişlerdi.
İyiye yönelmiş olan bu kuvvet, 30 yıl içerisinde büyük badirelerden geçerek Dünyanın en dinamik çevreci baskı grubunu doğurmuştur. " Zafer işareti" yapmak ise onlar ve onlar gibi tüm insanlığa hizmeti geçenlerin hakkıdır, ellerine yakışmaktadır. İyi ki böyle insanlar da var diyor ve onları saygıyla selamlıyorum.
Tarık Pınar