|
|
 |
Fenerbahçe'nin kaybolan tarihi
Önceki yıl bir ilk yaz günüydü... Başkan Aziz Yıldırım ile birlikte dört Fenerbahçe yöneticisi, Madrid'te, Real Madrid'in ünlü Bernabeu Stadyumu'ndaydık. Uzun öğle yemeğinde, futbolcu Elvir Baliç'in bir yıllığına Fenerbahçe'ye kiralanmasını konuşmuş, sonra da Madrid'i kavuran kızgın güneşin altında stadyumu gezmeye başlamıştık.
Kentin göbeğindeki 100 bin kişi alabilen Bernabeu Stadyumu, oyun alanını çevreleyen çizgilerin bittiği yerde başlayıp, gökyüzüne adeta kule gibi yükselen çok katlı tribünleri, locaları ve en uzak köşede "çıt" çıksa , bu sesi her tarafa yayan büyüleyici akustiğiyle, hepimizi çok etkilemişti. Real Madrid'in yönetim merkezi de stadyumun içindeydi. Ana caddeden doğruca tribünlerin altındaki otoparka geçiliyor, oradan da asansörle yönetim katına çıkılıyordu. Kulübün halkla ilişkileri buradan yönlendiriliyor, üye kayıtlarıyla kombine bilet satışları da aynı yerden yapılıyordu. Böylece stadyum, sadece maç günleri hareketlenen, ama seyirciler dağıldıktan sonra derin ve hüzün verici bir sessizliğe bürünen bir taş yığını olmaktan kurtarılmıştı. Madridliler, mimari tasarım harikası olduğu söylenen stadyumlarıyla, gurur duyuyorlardı. Gurur anıtı Bernabeu, turistlerin de uğrak yeriydi.
Biz de Dereağzı'ndaki kulüp merkezini, Şükrü Sarac- oğlu Stadyumu'na taşımayı planlamıştık. O tarihlerde Maraton Tribünü henüz yıkılmamıştı. Başkan oraya, beş yıldızlı otel konforuna sahip bir tribün inşa etmeyi düşlüyordu. Tribünün en önemli özelliklerinden biri de, açacağımız Fenerbahçe Müzesi idi. Böylece hem gelecek kuşaklara başarılarla dolu öykümüzü anlatma imkanı bulacak, hem de stadyuma maç günleri dışında da bir işlev kazandırmış olacaktık.
***
Madrid dönüşü uçakta Bernabeu izlenimlerimizi konuşurken. söz döndü dolaştı, müze projemize geldi. Başkana, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda Anadolu'ya cephane kaçırarak,tkahramanlık destanı yazan Fenerbahçeliler'in, bu müzede ölümsüzleştirilmesi gerektiğini söyledim. Örnek olarak Çanakkale Şehitleri Abidesi'nde yine bizim çabamızla yaptırılan rölyefleri gösterdim. Başkan ve diğer yöneticiler, öneriye çok sıcak baktılar.
Gün geldi, düşlerimiz gerçek oldu. Önceki hafta Cumartesi akşamı, ezeli rakibimiz Galatasaray'ı yendiğimiz maçı, hayal ettiğimiz büyüleyici atmosferde oynadık. Eski Maraton Tribünü'nün yerinde artık, göz kamaştıran bir tasarım yükseliyordu. Başkan Aziz Yıldırım ve yatağı yorganı inşaata serip, müthiş bir özveri ile çalışan yönetici Nihat Özbağ'ın heyecanları doruktaydı. Bu manzaraya, 50 bini aşkın sevgili taraftarımızın gökgürültüsünü andıran coşkusu da eklenince, hepimizin gözleri yaşarmıştı.
***
Müze projemize gelince... Bu konuda maalesef tam bir hayal kırıklığı içindeyiz. Çünkü Doç. Dr. Sümer Atasoy başkanlığındaki bir grup bilimadamı, Dereağzı'ndaki tesislerdi yaptıkları inceleme sonucunda, Fenerbahçe tarihinin kaybolmuş olduğunu belgeleyen şu raporu verdiler:
1- Depoda mevcut toplam bin adet kupanın çoğunda tarih yoktur. Kupaların ne için kazanıldığı ve hangi spor branşına ait olduğu belli değildir. Birçoğu hasarlı olup, kaideleri ve kulpları kırıktır. Gümüşler, tamamen kararmış durumdadır!..
2- Depodaki albümlerde saklanan fotoğrafların tümü nemden bozulmuş ve kullanılma kabiliyetlerini kaybetmiştir! Hiçbir fotoğrafa ait bilgi yoktur! Hangi yıl, hangi amaçla çekildikleri belli değildir!..
3- Depoda ve araştırma yapılan şubelerde, Fenerbahçe'nin tarihine ışık tutacak hiçbir yazılı bilgi ve belge bulunamamıştır.
Raporu okurken, çocuklarımızın bize ne diyeceklerini düşünüp utandım. Kaybolan tarihimizi bulmak için, hepimiz kolları sıvadık.
Lütfen siz de durmayın, bu seferberliğe siz de katılın... Şanlı tarihimize yeniden kavuşabilmenin başka çaresi yok...
|
|
|
|
