kapat
24.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
Limasollu
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Cömertlik ve ziyaret

Cömertliğiyle meşhur Hâtem-i Ta”'ye sormuşlar: "Kendinden daha cömertini hiç gördün mü?"

Şu cevabı vermiş Hâtem-i Ta”:

"Evet gördüm.

Bir gün yetim bir çocuğun evine gitmiştim. On beş koyunu vardı. Birisini kesti, pişirdi, getirip önüme koydu. Yedim. Bir parçası çok hoşuma gitti. Bunu çocuğa da söyledim.

Çocuk dışarı çıktı, geldi, elinde o parça. Defalarca gitti geldi, aynı parçayı önüme koydu. Meğerse koyunları birer birer kesmiş, benim hoşuma giden taraflarını pişirmiş, bana getirmiş.

O sırada ben bu durumu bilmiyordum. Gitmek için kalktım, dışarı çıktım. Ve gördüm ki bahçede çok fazla kan var. Bu durum dikkatimi çekince çocuğa sordum.

Sıkılarak, bütün koyunlarını kestiğini söyledi. Ben de bu hareketini doğru bulmadığımı açıkça söyledim.

O zaman şöyle dedi:

Sizin hoşunuza giden ve bende bulunan bir şeyi sizden nasıl esirgerim? Nasıl olur da hasislik ederim? Kendimde bulunan bir şeyi kıskanmak, başkasından esirgemek çok çirkin bir huydur."

Hikâyesi bitince Hâtem'e sordular: "Peki karşılık olarak sen verdin?"

Hâtem-i Ta”, "300 baş kızıl tüylü deve ile 500 koyun verdim" dedi.

Yanındakiler "Demek ki sen ondan daha cömert çıktın" dediler.

Hâtem şu cevabı verdi, tartışmayı bitirdi: "Yanlış düşünüyorsunuz. O, nesi varsa bana verdi. Ben ise birçok varlığımın sadece bir kısmını, az bir kısmını verebildim."

***
Molla Abdurrahman Cam”, "Baharistan"da arka arkaya iki "ziyaret" hikâyesi anlatır:

Himmet sahibi bilge bir derviş, kudret sahibi bir hükümdar ile dost olmuştu. Hükümdar dervişi sevmiş, takdir etmiş, derviş de hükümdarın çevresinde bulunur olmuştu.

Derviş bir gün baktı ki hükümdar ona karşı biraz ağırdan alıyor, eskisi gibi fazla ilgili görünmüyor. Sebebini düşündü taşındı. Hükümdarın kendisi hakkındaki bu tavrını, onun yanına fazla ve sık sık gidip gelmesine yordu. Elini ayağını yavaş yavaş hükümdarın çevresinden çekti.

Bir gün yolda, hükümdar dervişi gördü. Hemen yanına çağırdı ve sordu: "Ey derviş! Artık bize gelip gitmemenin, bizimle alakanı kesmenin sebebi nedir?"

Derviş bir an tereddüt etmeden cevap verdi: "Niçin gelip gitmediğimi sormanızın, sık sık ziyaretle huzurunuzda sizi rahatsız etmem dolayısıyla hoşnutsuzluk göstermenizden daha iyi olduğunu anladığım için..."

Molla Cam”'nin ikinci "ziyaret" hikâyesi de birinciyi tamamlıyor:

Zengin bir adam, eskiden beri tanıdığı dervişe neden çoktandır ziyaretine gelmediğini sormuş.

Derviş şöyle demiş:

"Bana, 'niye gelmiyorsun', diye sormanız, 'neden geldin' demenizden daha iyidir de ondan..."



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır