Bir file kaça dolar? Uzay uçuşlarının koordinatlarını saptayan bir uzman iseniz, çok ucuza dolar.
Babanızı erken kaybettiğiniz için lise ondan çıkıp bir genel müdürlüğün evrak kaleminde yirmibeş yılınızı, "gelip giden evrak"la "kayıt defterleri"ne gömdükten sonra emekli olmuşsanız, çok zor dolar.
Yaz aylarında Kuzey Buz Denizi'ne morina balığı avlamak için açılıp en az yüz seksen gün evden barktan uzak, buzullar, dalgalar soğuklarla ölümü koklaya koklaya dövüşmek zorunda kalmışsanız, kolay dolar.
Eşinizi erken yitirmiş ve ondan kalan aylıkla geçinmek derdine düşmüşseniz hiç dolmaz... Olsa olsa haylazlık yaşındaki oğlunuzun halden anlamayan vurdumduymazlığına bakarak gözleriniz dolar.
Bin dokuz yüz on lira, bir dolar.Altmış bir milyon nüfuslu Batı Almanya'nın yıllık ulusal geliri yedi yüz milyar dolar...
Elli beş milyonluk Türkiye'ninki altmış milyar dolar...
Dört milyonluk Norveç'inki de elli milyar dolar.
File nerede dolmaz, nerede dolar?
Bu hesaplara tepeden bakınca, insanın yüreğine ağu dolar...
Yıllar önce bir gazeteci vardı, Faruk. Bir avuç toprak şimdi.
Bir şiir yazmıştı. Adı: "Fanfanfinaki."
"Kraliçe Elizabeth'in bir saç teli milyon dolar...
Senin ise kel başına pire dolar, bit dolar.
Neden kral olmadın Fanfanfinaki?.."
Bir file kaça dolmaz?
Bir file kaça dolar?
Eski zaman hanımlarının titizleri, damlardaki kiremitleri yıkarlardı.
Çünkü yağmurlar kiremitlerden su oluklarına dolardı, oradan da sarnıçlara dolar...
Kiremitlere kuşlar sık pislediği için, temizlenmedikleri zaman, yağmur suları sarnıçlara yine dolardı, ama pislenmiş olarak dolar...
Tutmuş bir tiyatroya seyirciler dolar...
Miting alanlarına, kamyonlarla getirilmiş insanlar dolar...
Harun Reşit'in hazineleri dolardı; ganimetlerle dolar...
Eski Göztepe köşkleri vardı ki, yaz akşamlarında bahçeleri ateşböcekleriyle dolar...
Vefat etmiş saygın kişilerin kırkında okutulan mevlitler; yüzlerinde ölüm hüznünün dalga dalga yelpazelendiği akraba, taallukat, dost ve tanıdıklarla dolar...
Fileler dolar mıydı, dolmaz mıydı?
Rivayet odur ki, bazılarınınki dolmaz, bazılarınınki dolar.
Gözü doymayanlar ki, halinden yakınıp durmayı âdet haline getirmiş olanlar da dahil, sanıldığından çoktular.
-O doymayan gözleri, sonunda toprağın doyuracağı söylenir.-
Acaba ademoğlunun yüreğindeki boşluklarla, içinde yuvarlandığı boşluklar neyle dolar?
Ve, bin dokuz yüz on lira, bir dolar...
Bazı fileler hiç dolmaz, bazıları zor dolar, bazıları da rahat dolar.
Belki de yaşam bir tulumba borusudur. Dolar boşalır, boşalır dolar.
Not: 13 yıl önce yazılmış bir yazı... "Hürriyet"ten...