Ya zulüm ya ölüm!

Zulüm diyenler bir yığın bürokratik işlemlerin ardından 3 saati yaya, 7 saat süren yolculuğa çıkıyor. Ölüm riskini göze alanlar ise 55 kilometrelik kestirme yol tercih ediyor
Artvin'in Borçka ilçesine bağlı 6 köyü ilçeye bağlayan tek yol, yılın 6 ayı kar yüzünden kapalı. Köylüler kışın Artvin ve Borçka'ya ulaşabilmek için iki ülke arasında yapılan anlaşma gereği Gürcistan üzerinden dolaşıp Sarp Sınır Kapısı'ndan geçerek tekrar Türkiye'ye giriyorlar. Acil durumda 55 kilometrelik kestirme yolu kullanmak isteyenler ise, donarak ya da çığ altında kalarak ölme riskini göze almak zorunda.

ÖZEL İZİNLE!
Düzenli, Camili, Kayalar, Efeler, Maral ve Uğurköy'de yaşayan vatandaşlar Artvin Valiliği ile Batum Valiliği arasındaki anlaşmaya göre özel izinlerle hastalarını ilçe ve kent merkezine götürmeye çalışıyor. Gürcistan sınırındaki 6 köyde 3 bin kişi yaşıyor. Bu köylerin ilçeyle ulaşımını sağlayan yol eski bir belde olan Camili'deki 55 kilometrelik yol. Karla kaplı bu yolu köylüler "ölüm yolu" diyor. Bu yolda 79 yılda tam 79 kişi yollarda can vermiş.

Gürcistan üzerinden ise Türkiye'ye 7 saatte gelinebiliyor. 6 köy halkı, Gürcistan üzerinden Borçka'ya pasaportsuz gelebiliyor. Bunun için de köylüler, Borçka'ya gitmek istediklerini önceden Artvin Valiliği'ne bildiriyor. Valilik durumu Batum'a iletiyor ve yolculuk yapacak köylülerin isimlerini bildiriyor. 3 saatlik yaya yürüyüşten sonra Gürcistan sınırına ulaşan köylüler bir Gürcü subay eşliğinde Sarp Sınır Kapısı'na ulaştırılıyor. Ardından 4 saatlik araba yolculuğu başlıyor. Böylelikle toplam 7 saatte Borçka'ya varılıyor. Köylüler, bürokratik işlemlerin zaman zaman 3-4 günü bulduğunu belirtiyor. Uğurköy muhtarı Cafer Berk "Çocuğum aniden hastalandı. Onu Trabzon Tıp Fakültesi'ne zor yetiştirdim. Benim şansım vardı. Protokol erken yapılabildi. Bazen protokol için günlerce bekleniyor. Hele hafta sonu hastalanmışsanız yandınız. Başınıza bir Gürcü asker verilir Çukuneti kasabasından Batum üzerinden Hopa'ya gelirsiniz bu yolculuk sırasında mafya kurşunlarına hedef olma soyulma tehlikeniz var" dedi.

Kestirme yol ise gerçekten tam bir "ölüm yolu". 1998 yılının Ocak ayında sancıları tutan 21 yaşındaki Elmas'ı kızakla taşıdıklarını söyleyen eşi Mehmet Gülmez, "Eşimin aniden sancıları arttı. Ebeye haber verdik. Çocuğun ters geldiğini söyleyip eşimin hastanede doğurması gerektiğini söyledi. Hemen kızağı ayarladık. Köyün erkeklerine de haber verdik. Kısa zamanda evimizin yanında genç yaşlı yüz kişi toplandı. Hep birlikte kızağa kurulduk, 8 saatte zirveye vardık. Elmas'ın bağırmaktan sesi kısılmıştı. Bu sırada kanaması da devam ediyordu. Onu ve bebeğimi zirveye 50 metre kala kaybettik. Aynı şekilde 8 saat süren bir yolculuktan sonra geri döndük. Elmas gibi bir çok genç anneyi yol sıkıntısı yüzünden kaybettik" diye dert yandı.

HATİCE KADIN ŞANSLIYDI... YA DİĞERLERİ?
Düzenliköy'de aniden rahatsızlanan Hatice isimli bir kadın (üstte), hemen kızağa konuldu ve kestirme yoldan hastaneye yetiştirildi. Efkan Ayhanoğlu (sağda) onun kadar şanslı değildi. Askere gitmek için o da kestirme yolu tercih etmişti. Yakalandığı tipide donarak öldü. Talihsiz gencin cesedi 5 ay sonra karların erimesiyle bulundu.

OKULA GİTMEK İÇİN ÜÇ SAAT YÜRÜYORLAR
Düzenliköy'de vekil öğretmenlik yapan Tuncay Sabancı, "17 öğrencim var bunların çoğu en az 3 saatlik yolu katederek okula geliyor. Çocukları yaban hayvanları ve çığ gibi tehlikeler bekliyor. Kışın bu yolun açık tutulması gerekir. Köye öğretmen gelmiyor. Sağlık ocağına doktor gelmek istemiyor" dedi.

Ersin RAMOĞLU