'Kurunun yanında yaş da yanacak'
İş Bankası Genel Müdürü Özince, reel sektörü kurtarırken, çok ciddi firma elemesi olacağını söyledi ve uyardı: Ancak bunun aşırıya kaçma riski var. Kurunun yanında yaş da yanabilir
Irak'ta gelişebilecek sıcak çatışma olasılığı dışarıda tutulduğunda, Türkiye ekonomisinin geleceğini etkileyecek en temel konu, "büyüme" olacak. Diğer tüm sorunlarına ilave olarak 43 ay ekonomik durgunluk içinde kıvranan Arjantin'deki sosyal tansiyon ortada. Biraz da bu nedenle, reel sektörün mali sektöre olan borçlarının yeniden yapılandırılması ve bankalara sermaye desteği operasyonu, tahmin edilenden daha fazla önem kazanıyor. Tarihi yasaya destek veren reel sektör temsilcilerini, acaba düşündükleri gibi güzel günler mi bekliyor? Eldeki veriler, tıpkı bankacılık sektöründeki gibi reel sektörde de ciddi bir ayıklanma olacağını gösteriyor.
Bugün, Bankalar Birliği üyeleri ile BDDK kurmayları biraraya gelecek.
İşte bu önemli zirve öncesinde, İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince ile sohbet fırsatı bulduk. Ersin Bey, bizim de paylaştığımız kaygılarını açıkladı. "Bankacılık sektöründeki reformla, ekonominin kalanındaki reform eş zamanlı olmalı. Özellikle, reel sektörün raporlama esasları, bankacılık sektörüne paralel yürümeli" diyen Ersin Bey, bakın neler anlattı:
"Kriz ortamında az da olsa sıkıntıya düşmüş firmaların, ciddi bir şekilde cezalandırılması sonucunu verebilecek bir karşılık kararnamesi var şu anda. Faizini, kısa bir süre de olsa geciktirmiş firmalar, korkuyla, sorunlu kapsamına alınacak. Denetim firmaları son derece çekingen yaklaşacak. Bu da domino etkisi yaratacak. Gecikmiş alacak sorunu tahmin edilenden fazla çıkacak."
"Reel sektör kurtarma, rehabilitasyon beklerken, çok ciddi firma elemesi olacak" uyarısında bulunan Özince, şöyle devam etti:
"Bu denli ağır bir krizden sonra şok faizden etkilenmemiş kaç firma vardır acaba? Kredi yeniden yapılandırılması için çok yüksek oranda karşılıklar ayrılması gerekiyorsa, bankaların bu yola gitmeleri için hiçbir neden yok. O zaman derhal yasal takibi yapıp, varsa teminatların üstüne gitmek daha mantıklı." Son sözler ise çok daha çarpıcı:
"Ayıklanma rekabetin gereğidir denebilir. Ama bunun aşırıya kaçma riski var. Kurunun yanında yaş da yanabilir.
Böyle sıkıntılı bir dönemde, şeffaf olacağız diye kışın ortasında çırılçıplak kalabiliriz!"
Tüzmen'in ilginç önerisi
Ankara, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı David Larsson'ın 26-27 Şubat'ta yapacağı ziyarete hazırlanıyor. İş dünyası ile bürokrasinin öndegelen isimleri geçen hafta bir toplantı yaptı ve ABD ile ticareti artırma formüllerini tartıştı. Aslına bakarsanız, iş adamlarının ayaklarının pek de yere basmadığı görüldü. Nitekim, Dışişleri Müsteşarı Uğur Ziyal, "Çok fazla beklentiye girmeyelim. Bu bir süreç. Bu süreci iyi değerlendirelim" uyarısında bulundu.
En anlamlı değerlendirme ise Dış Ticaret Müsteşarı Kürşad Tüzmen'den geldi. Tüzmen, "Karşı tarafın topu taca atmayacağı seçenekler geliştirelim. Örneğin, ABD'nin bize önerdiği ileri teknoloji bölgelerine evet demek gerçekçi değil. Bu, iş 3-4 yıl sürer. Bunun yerine altyapısı hazır serbest bölgeler kullanılabilir" dedi.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
* Dünya Bankası'nın ısrarlı yaklaşımına rağmen Gelir İdaresi'ne sınıf atlatacak modelin Maliye Müsteşarı Ertan Dikmen'e takıldığını,
* GS ve BJK'den sonra FB'nin de halka açılma girişimleri üzerine SPK'da, "Borsa hayli renklenecek" yorumları yapıldığını,
* İspanya Kredisi'ni, Hazine'nin engellediğini öne süren işadamı Z. Abidin Erdem'e, Müsteşar Yardımcısı Aydın Karaöz'ün, "Doğru söylemiyorsunuz ama bir bürokrat olarak çıkıp sizin gibi konuşamam" dediğini,
* Irak'a açılacak ikinci sınır kapısına "Ali Rıza Efendi" isminin verildiğini ancak ABD'nin itirazı karşısında projenin şimdilik dondurulduğunu biliyormusunuz
Okan MÜDERRİSOĞLU
|