Gelin, Bolvadin depreminin ortaya koyduğu tabloya bakarak yine bildik yanıp yakılmalarla geçiştirmek yerine kayıpları yaratan zihniyete bakalım. Onu anlamaya çalışalım.
SiyasalĞtoplumsal zihniyet nedir?
Devletin ve toplumun ortak kafası nasıl çalışıyor, nasıl düşünüp karar alıyor; nelere inanıyor? Bunların cevaplarıdır.
Tablonun kilit görüntüleri kâğıt gibi yıkılıp yerle bir olmuş sanayi mahalleleri ve ağır hasarlı devlet binalarıdır.
Afyon ve çevresinin zemini hareketli faylardan oluşuyor. Yani hep, sürekli deprem olacak. Bundan önce olmuştur, bundan sonra da olacak. Bu gerçek biliniyor mu? Biliniyor.
Fakat zihniyet başka şeydir; bilmek bir şey ifade etmez. Bildiğini umursuyor musun, umursamıyor musun? Bu önemlidir.
Peki halkın kooperatifler yoluyla yaptığı sanayi mahalleleriyle, devletin müteahhitlere yaptırdığı devlet binalarının arkasındaki kafa bu bilgiyi hiç umursamış mıdır? Hayır.
Uzmanların açık açık söylediklerine göre bu bölge zemin ve fay özellikleri nedeniyle 6.3'ten yukarı depremler yaşamayacaktır.
Bu şiddetteki depremlerde değil insan, mal kaybetmek bile asla kader olamaz..
Bu nokta da net mi? Net.
Oysa, Allah korumasa ve sarsıntı bir tatil gününe rast gelmese Bolvadin ve çevresindeki can kaybı çok büyük boyutlarda olacaktı.
Şimdi bir bakalım:
Siyasal-toplumsal konularda kendini "aklın fikrin" merkezi sayan devlet neden böyle binalar yaptırmıştır?
Jeofizikçilerin bölge hakkında yıllardır verdikleri bilgiler, hadi onu da bırakın; yıllardır yaşanan depremler kimsenin kafasını değiştirmemiştir. Neden?..
Bu "Neden?" sorusuna bulacağımız geniş perspektifli açıklamalar yalnız deprem konusunda değil; emin olun ki AB ile ilişkiler, ekonomik krizler, bir türlü yakamızı bırakmayan terör konusunda da ufkumuzu açacaktır.
Ne zaman toplumsal sorunlar hakkında birileri devlet adına söz alsa "her şeyin başı eğitim" diye başlar. Gelin görün ki, devlet eğitimci yetiştiriyor, bilimadamı yetiştiriyor, onu işe alıyor; ama bir nebze olsun o bilim adamlarını ciddiye almak konusunda kendini eğitmiyor!
İşleri şansa bırakmakta, depremi bilmek yerine depremin gelmeyeceğine inanmakta halkla devlet gayet güzel anlaşıyor...