Farklı kuşağın temsilcisi bir sanatçı olarak farklı yörelerden gelip de farklı disiplinlerde çalışmak nasıl bir duygu?
Bu öyle bir sanatçı ki, hem klasik resmin zengin geleneğinin farkında, hem de fotoğraf ve yeni medyayı kucaklıyor. Bu arada da ana akımlar tarafından dayatılan eğilimleri sorguluyor.
Ve bütün bunlar, kendi seslerini, kendi ritimlerini bulabilmelerine ve çalkantılı dünyamızın düş gücüyle beslenen estetiği içinde son derecede kişisel, ama aynı zamanda da sosyal açıdan anlamlı yapıtlar üretmelerine yardımcı oluyor.
İşte beş İspanyol sanatçı: Christina Garcia Rodero, Nestor Torrens, Eulalia Valldosera, Santiago Sierra ve Pilar Albarracin...
Beş sanatçı da çağdaş sanatın kayıp basamaklarında ilerlerken eleştirel bilincin, konformizmin karşısında durmanın ve cesaretin çok önemli özellikler olduğunu gösteriyorlar.
Borusan Sanat Galerisi, sanata yaklaşımlarını sergi katalogundan kısaca özetlemeye çalıştığım bu beş sanatçının yapıtlarını Rosa Martinez'in küratörlüğü eşliğinde 7 şubat Ğ 31 mart arasında sanatseverlerin beğenisine sunuyor.
"Kayıp Adımlar" başlığını taşıyan sergi İstanbul Cervantes Enstitüsü'nin katkılarıyla gerçekleşmekte...
Şimdi de serginin küratörü Rosa Martinez'in gözlemlerini aktarmak istiyorum.
Martinez'e göre "İspanya'da yeni demokratik hükümetlerin 1977 yılından bu yana sürdürdüğü politikalar, 1986'da Avrupa Ortak Pazarı'na giriş ve 2002'de tam da Euro telaşının başladığı sırada Avrupa Birliği'ne başkanlık görevi, İspanya'yı Batı dünyasındaki politik ve ekonomik gelişmelerin yakın izleyicisi durumuna getirdi.
Sanat dünyasında ise "tarihsel avangard"ın iflası ve göreceli başarısızlığı içinden Picasso, Miro ve Dali gibi olağanüstü sanatçılar çıktı.
Bu sanatçılar, meslek yaşamlarını geliştirebilecekleri uygun bir ortam sunmadığı için ülkelerini terk etmek durumunda kalmışlardı.
Son yirmi yılda ise İspanya'da büyük bir kültürel atılım yaşandı.
1980'li ve 90'lı yıllarda çok sayıda yeni altyapısal gelişmeler oldu.
Çağdaş sanat müzeleri ve özel vakıflar kuruldu.
Uluslararası sanat fuarlarının yanı sıra yeni yetişen sanatçıları ortama kazandırmak amacıyla birçok festival ve genç bienal düzenlendi.
1990'lı yıllarda Batı'nın genelinde olduğu gibi sanat pazarı duruldu, durgunlaştı ama, bu dönemde de müthiş bir medyatik gösteriye tanık olundu: Bilbao'daki Guggenheim Müzesi inşa edildi ve 1997'de hizmete açıldı."
Martinez'in yukarıdaki sözlerinden anlaşılacağı üzre, küratörlüğünü yaptığı sergi İspanyol sanatının son yirmi yılının bir özeti niteliğinde...
Ortak noktaları değişimden yana olan beş sanatçının, sanatın bu zorlu yolunda yürürken gösterdikleri kararlığının bir yansıması ayrıca...
Yarın açılışı yapılacak bu sergiyi 31 marta kadar Tünel ile Galatasaray arasında bulunan Borusan Sanat Galerisi'nde görmeniz mümkün...
Ben bu süre içinde kendi "kayıp adımlar"ımı arayacağım. Siz de bakın bakalım, "kayıp adımlar"ınızın izini bulabilecek misiniz?