Para Atatürk'ten fikir Celal Bayar'dan
Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı'nın yayınladığı 'Türkiye İş Bankası Tarihi' bir kurumun öyküsünün yanında, Cumhuriyet'teki değişimi de gözler önüne seriyor
Zor yıllardır. Bir dilim ekmeğin, bir tek kuruşun hesabının yapıldığı yıllar... Savaşın ortasında, bir liranın altın kadar değerli olduğu zamanda, Hint Müslümanları, yani Pakistanlılar, Bangladeşliler ve bugün Hindistan'da yaşayan Müslümanlar aralarında para toplar; Atatürk'e gönderirler. Bu destek maddi olduğu kadar manevi açıdan da ilaç gibi gelir Kuvay-i Milliye'ye...
Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda yedi düvele karşı savaşan Kuvay-i Milliye uzaklardan gelen parayı silaha yatırmaz! Atatürk, savaşı kazanacağından öylesine emindir ki o günlerde bile bağımsızlığı garantiye alacak, bir başka deyişle ekonomik bağımsızlığı sağlayacak proje için Hintli Müslümanlar'ın verdiği o parayı yıllar sonra Türkiye'nin en büyük bankası olacak İş Bankası'nın kuruluş sermayesi yapar...
Az paradeğildir gönderilen; tam 500 bin lira. 250 bin lirası Türk Ordusu'na, 250 bin lirası da Başkumandan Mustafa Kemal Paşa'ın şahsına... Atatürk, bir yandan paranın memleket hesabına en faydalı şekilde nasıl kullanılabileceğini düşünürken, diğer yandan da bir Türk bankası olmadığı için parayı Osmanlı Bankası'na yatırır...
İşte bir banka kurulması düşüncesi de o günlerde yine Atatürk'ün elindeki paranın yararlı bir ekonomik amaç için işletilmesi gereğinden hareketle ortaya çıkar.
İş Bankası'nın kuruluşuna ilişkin en renkli öyküler kuşkusuz "bir banka kurma fikrinin kimden çıktığı ve kuruluş sermayesinin nereden bulunduğu etrafında odaklanır.
ATA KAYINPEDERİNE SORDU
Mustafa Kemal, Milli Mücadele'den sonra Hintli Müslümanlar'ın gönderdikleri bu parayı memleket yararına nasıl kullanacağını düşünür. Latife Hanım'ın babası Muammer Bey tüccardır. Mustafa Kemal de zaman zaman ticari konularda Avrupa'yı çok yakından tanıyan kayınpederi Uşakkizade Muammer Bey'e danışır. Nitekim, yine ona gider. İş Bankası'nın kurulması ile ilgili konuşmalara şahit olan Atatürk'ün baldızı Vecihe (İlmen) Hanım o günü şöyle anlatıyor:
"Atatürk İzmir'deki evimizin selamlık kısmında özel odasında çalışırdı. Bakanlarla sık sık çalışma odasında görüşürdü. Celal (Bayar) Bey de sık çağırdığı bakanlardandı. Böyle bir gün, Celal Bey önce Atatürk ile çalışma odasında görüştü, sonra da yanımıza geldi. Latife ablam, ben ve babam selamlık bölümünde oturuyorduk. Babam ile Celal Bey arasında Atatürk'ün 250 bin lirasının nasıl değerlendirilmesi gerektiği üzerinde konuşuldu. Babam ihracat ve ithalatın yabancılar tarafından yapıldığını hatırlatarak bu işleri yapacak bir Türk şirketinin kurdurulmasını önerdi. Celal Bey de bankacılık işlerinin de yabancılar elinde olduğunu hatırlatarak, bir banka kurulmasının yararlı olacağını söyledi. Sonunda da görüş birliğine vardılar."
Böylece 1924 yılının Mayıs ayında, "Milli banka kurmak" fikri oluşur. Aynı ay içinde Çankaya'da toplanan İcra Vekilleri Heyeti toplantısında "vatanı kurtaracak ve yükseltecek tedbirlerin başında olarak halkın doğrudan doğruya itibar ve itimadından doğup meydana gelen tam manasıyla modern ve milli bir banka kurmak..." kararını bildirir ve müesseseye de "İş Bankası" adını verir.
Aynı gün onu kurmak ve idare etmek mesuliyet ve vazifesini de Mahmut Celal'e (Celal Bayar) verir. Bankanın adını ise, maliye vekili Hasan Saka bulur.
Bankanın ilk Genel Müdürü Celal Bayar'ın da deyişiyle "Gaye ile adı bu kadar tam ve aydınlık ifade edecek isim, ancak böyle büyük bir adamdan gelebilir..."
Limonata ve pastalı açılış için 120 lira masraf yapılır
1924 yılının Temmuz ayı... Banka kurulması kararı kesinleşmiş, hatta bankanın "nizamname-i esasi"si bile hazırlanmıştır. İş Bankası adıyla bir banka kurulacağı Celal Bey'in Mübadele, İmar ve İskan Vekaleti'nden ayrıldığı haberiyle birlikte 8 Temmuz'da kamuoyuna duyurulur.
İş Bankası'nın hazırlık çalışmaları önce TBMM'de küçük bir odada yürütülür. Ancak bir banka TBMM binasında uzun süre konuk edilemeyeceği için bina arayışı başlar ve konuyu yine Atatürk çözer.
Evkaf Umum Müdürlüğü, bugün Devlet Konuk evi olan o zamanki Ankara Palas bitişiğinde ikişer katlı dört bina yaptırmıştır. Bu binalardan caddeye girişte üçüncüsü geniş bir aileye sahip ve İş Bankası kurucularından ve Gaziantep Mebusu Kılıç Ali Bey'e kiralanmıştır. Gazi Paşa bu evin yeni kurulan İş Bankası'na tahsis edilmesini emreder. Kılıç Ali Bey de daha önce Atatürk'ün kaldığı eve yerleşir.
Sıra gelir açılışa... 9 Eylül 1924'te Ankara İstasyon Caddesi üzerinde ilk binasında düzenlenen özel bir törenle bankanın açılışı "resmen" yapılır. Konuklara pasta ve limonata ikram edilir ve bu tören için tam 120 lira masraf yapılır.
Sermaye için dışarıdan on para bile bulunamaz
Atatürk İş Bankası'nın "kuranı" olduğu kadar hissedarı, destekçisi, koruyucusu ve müşterisiydi. Üstelik kuruluş aşamasında Atatürk'ün İş Bankası'na parasal katkısı 250 bin lira ile de sınırlı kalmaz. 1924 tarihinde bankadaki 2 No'lu hesabına ayrıca 207 bin 400 lira yatırır. Dolayısıyla kuruluş aşamasında parasını peşin ödeyerek satın aldığı 25 bin hisse ve hesabına yatırdığı 207 bin 400 lira ile bankaya toplam 457 bin 400 liralık bir katkıda bulunur. Ama bu çabalar da yeterli olmaz.
Celal Bayar, o günleri şöyle anlatıyor: "Sermaye 1 milyondu. 250 bin lira hazırdı. Ama dışarıdan on para yoktu. Bir hisse 1000 liraydı. Müessisler bulacağız ve Meclis-i İdare'yi kuracağız. Hiç kimse yanaşmıyor. Diyorlar ki, 'Ne kadar işe girdiysek, hiçbirisinin neticesi çıkmadı. Bu da onların devamı...' Ecnebi bankalar nezdinde, Banque d'Athens var, İtalyanlar'ın bankaları var, Fransızlar'ın bankaları var. Onlar Türkler'e hatır için Kızılay'a 1000 lira teburruda bulunur gibi, müessis hisselerini verdiler. Şahsımı kullanarak, hatta Atatürk'ün nüfuzunu kullanarak 1000'er liraları böyle topladım."
Top ve kılıçla yönetilen banka: Bizde bankacılık
Türkiye İş Bankası'nın ilk İdare Meclisi Mustafa Kemal tarafından önerilen kişilerden oluşur. Aktarzade Rasim Bey onlardan biridir. Yine Milli Mücadele sırasında Anadolu'ya silah ve yolcu taşıyan armatör Yelkencizade Lütfi Bey ve Birinci Dünya Savaşı sırasında ordunun giyim eşyalarının temininde aktif rol oynayan manifaturacı Avundukzade Mehmet Bey de... İş Bankası'nın kurucuları arasında onlar gibi tam 35 isim yer alır. Bu durum dönemin gazetecilerinin de gözünden kaçmaz. Bankanın kuruluşundan yaklaşık 1 yıl sonra Ağaoğlu Ahmet Bey Hakimiyet-i Milliye'de kaleme aldığı "Bizde Bankacılık" adlı başmakalesinde şunları yazar:
"İş Bankası tesis edildiği zaman bankanın başına geçen bazı zevatın lakaplarına işareten, 'top' ve 'kılıç'la bir banka idare edilemez diye istihza olundu. Fakat idare edildi ve işte netice! Bütün mesele müesseseyi idare eden ruhta ve ilhamattadır."
'Zarif' kutu: Kumbara
İş Bankası'nın gerçek anlamda reklam yapmaya başlaması küçük tasarrufları harekete geçirme kararı ve "kumbara" kampanyasıyla olur. Bu sırada İş Bankası'nda toplam "tasarruf sandığı" mevduatı 1 milyon 368 bin liradır. Hedefse kısa sürede bu miktarı 10 milyon liraya çıkarmak. Avrupa'ya kumbara siparişi verilir. Kumbara kampanyası kısa sürede benimsenir. 1928 yılında "İşe beş bin mi, yoksa on bin kumbara ile mi başlanması" tartışılırken, iki yıl içinde kumbaraların sayısı 16 bini geçer. Dört yıl sonra, halkın 'Zarif tasarruf kutusu' diye adlandırdığı kumbaraların sayısı 50 bini aşar.
Mine ŞENOCAKLI
|