kapat
30.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Ağız tadı ile yeni bir yıl...

Bu yıl da artık gelenekselleşen yiyecek içecek alanının en iyilerini yazmadan olmaz. Tabii çok konuşturan Tarım Bakanlığı'nı ve spotlarını Bush'un yazdığı turizm reklamlarını da hatırlatmak gerek
Artık gelenek haline dönüşmüş olan sene sonu yazımız var. Bu kez dördüncü "en iyiler yazısı" olacak. Bu en iyiler meselesi subjektifdir, biliyorum. Kişiden kişiye değişebilir. O nedenle baştan söyleyelim elbette şahsi değerlendirmeler. Şahsi değerlendirmelerde ise mutlaka kriterler de açıklanmalı ki nereden nereye ulaşıldığı okunabilsin. İşte 2001:

2001'in en iyi oteli; İstanbul Four Seasons Oteli. Sultanahmet'deki 65 odalı küçük otel, iki senedir Conde Nast tarafından da Avrupa'nın en iyi oteli seçiliyor. Ama ben onları biraz daha fazla inside bilgisine sahip olarak değerlendirebiliyorum. Yani sadece görünür kondisyonlara, sunduklarına, servislerine, mutfaklarına dayanarak değil. Mesleki hırslarına bile bakmıyorum. Koşullar ne olursa olsun, 11 Eylül sonrasında dahi Türkiye'nin geleceğine güveniyor ve yatırım yapıyorlar. Bu bağlamda belki de Türkiye'ye böyle bir dönemde sermaye getiren ilk yabancı işletmeci Four Seasons. İstanbul'da Boğaz'da yapmakta oldukları otelde sadece işletmeci değil yatırımcı olarak da varlar. Ayrıca kriz deyip de personel çıkarmadılar. Yetişmiş insan gücünün üstüne titriyorlar. 2001 yılının en iyi oteli bu nedenle de Four Seasons İstanbul.

2001'in en önemli gelişmesi: Ege Zeytin ve Zeytinyağ İhracatçıları Birliği'nin Orman Bakanlığı ile imzalamış olduğu protokol. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde belki de bir ilk. Devletin vatandaşa güvenip, kendi elinde atıl duran orman vasfını kaybetmiş olan arazileri vatandaşın elinde kıymet haline dönüşebileceğini kabullenmesi... Araziler "Birlik" marifeti ile zeytin ağacı dikilerek, verimli bir hale dönüştürülecek. Gerek zeytin gerekse zeytinyağ üretimimiz açısından önemli hamleler sağlanabilecek. Sonuçta zeytinyağ ihracatımız dolayısı ile ekonomimiz açısından çok önemli olan bu adımı, 2001'in en önemli sivil hareketi olarak görüyorum.

BEYTİ ÇİZGİSİ
2001'in en iyi lokantacısı, kuşkusuz Beyti Bey. 50 yılı aşan bir zamanda her türlü ekonomik koşulda, kendi çizgisini bozmadan, kalite çıtasını en yüksekte tutarak, üstelik işini ailesine, ikinci nesle maletme başarısını da gösteren Beyti Güler'in hayat hikayesi bu konudaki herkese ibret olabilecek ders ve pırıltılarla dolu...

2001'in en iyi mahalli rengi, İmam Çağdaş, belki bu tanımda bir tartışma mevzuu çıkabilir. Gaziantep'in bu baklava-kebapçısı artık mahalli değil diye. Öyle ya neresinden baksanız, arastanın yamacındaki bu mütevazı adresin şöhreti çoktan Gaziantep'i, değil Gaziantep'i sınırlarımızı bile aştı. Halep'ten New York'a kadar sadık bir müşteri kitlesi olduğunu keyifle takip ediyorum.

2001'in en iyi yabancı mutfağı: Özellikle 11 Eylül'den sonra büyük bir sıkıntı geçiren İstanbul Turizm Hayatı çoğu müesseseyi muhtelif alanlarda tasarruf yapmaya itti. Bunlardan bir tanesi, Swissotel'in Miyako'su kendine farklı bir yol seçti. Mönü fiyatlarında önemli bir indirim yaptı. Kalitesini değiştirmeden. Şimdi eskisinden de yüksek bir doluluk oranı ile çalışan Japon Lokantası, çoğu ikamesi olmayan ithal kalemlere rağmen mevcut başarısını sürdürüyor. Hem mutfak, hem de servis alanında çok başarılı.

YARATICI BAKANLIK!
2001'in en yaratıcı ismi: Kesinlikle Tarım Bakanlığı'mız, şayet günün birinde sektör değiştirmek isterlerse bu yaratıcı grubu bütün reklam dünyasının kapışacağı kesin: Neden bahsettiğimizi hatırlatmak için Tarım Bakanı Gökalp'in önderliğindeki ekibin yaratıcı zekasından örnekleri sunuyorum: Kurufasulye: şahin, noyan bey, yakutiye; susam: özberk, osmanlı, tan, orhangazi vs...

2001'in en dirençlileri: aslında turizm dünyamız için hayati bir rol oynayan ithalatçılar, tarım bakanlığı ile köşe kapmaca oynamalarına rağmen pes etmeyerek hem şarap hem de özel gıda ithalatını sürdürmeye uğraşıyorlar. Günün birinde ithalatçıları zora koşarak "ülkeyi koruyan" tarım bakanlığının karşısına turizmimizi koruyan bir bakanlık da çıkar mı?

2001'in en mahmuru: Tartışmasız Turizm Bakanlığı ve turizm yatırımcıları. 11 Eylül'den sonra CNN'de iki de bir de yayınlanan turizme davet reklamını izlediniz sanırım. G. Bush spotları yazmış. Bizim bakanlığımız ve her daim korunmaya muhtaç baby yatırımcılarımız ne zaman uyanarak bir inisiyatif alacaklar dersiniz?

2002 yılının bütün okurlarımıza sıhhat, mutluluk ve ağız tadı getirmesini dilerim.

Ekonomik yılbaşı yemeği
Yeni bir yıla girmek yeni ümitlere atılmak, yani iyimser olmak demek! Sırf bu yüzden bile kutlamaya değer! İlla beş yıldızlı falan feşmekan adreslerden söz etmiyorum. Belki de insanın sıhhat, mutluluk ve barış ümitlerini en çok hissedebileceği ortam evidir. İşte böyle bir hal için Türkiye'nin en beğendiğim aşçılarından, Aybek Şurdum'dan bana bir "ana yemek" pişirmesini istedim: Sıhhatli beslenme eğilimlerine uygun olsun dedim, ekonomik olsun dedim, kolay olsun dedim her beceriden herkes başedebilsin diye...

Şefin Mutfağı

Kayısılı Piliç Sarma (4 kişilik)
Malzeme:

* 4 adet tavuk göğüs

* 1 adet patates

* 2 adet yeşil soğan

* 1 adet kabak

* 1 adet patlıcan, yarım su bardağı yeşil fıstık

* 1 su bardağı iç pilav

* 1 çay bardağı kayısı

* 4 yemek kaşığı domates sos

* 1 çay kaşığı tuz

* yarım çay kaşığı karabiber.

Hazırlanışı: Piliç göğsü ince olarak dövülerek tuz ve karabiber serpiştirilir. İçine iç pilav, kayısı ve fıstık konularak rulo halinde sarılır. Tavaya zeytinyağı konularak kızdırılır. Piliç rulosunun her tarafı kızartılır ve fırında (mini fırın da olabilir) 20 dakika pişmeye bırakılır. Patlıcan ve kabak dilimlenerek ızgarada pişirilir. Patatesler kibrit çöpü şeklinde kesilerek yeşil soğanlarla birlikte firitözde kızartılır. Servis tabağına yerleştirilir. Tabağın kenarına domates sos üzerine ızgara sebzeler ve fırında pişen piliç eti dilimlenerek yerleştirilir. Tabağın üzerine fıstık atılarak servis olunur.

Ali Esad GÖKSEL



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır