kapat
18.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Köylü dayının koca öküzü

Perşembe günü (15 Kasım) Samsun'da bir "tören" vardı... Ticaret ve Sanayi Odası'nın düzenlediği "plaket" töreni.

Başarılı işadamları...

Yüksek düzeyde vergi ödeyenler...

Ülkemize döviz getirenler...

"Övüldüler... Ödüllendirildiler."

Biz de kutluyoruz.

***
Ödül töreninde Samsun Valisi Muammer Güler de konuştu.

"Türkiye bir krizden geçiyor" dedi.

Bu kriz ortamına rağmen "istihdam yaratan... Üretim yapan... Vergi ödeyen" işadamlarına "takdirlerini" bildirdi.

Sonra da... Bir "ricada" bulundu.

"Yarın Ramazan" dedi.

Varlıklı işadamlarının "fakir, fukaraya... Evine sıcak bir Ramazan pidesi alamayanlara... Muhtaçlara yardım etmelerini... Vergi ödemekte nasıl rekor kırdılarsa... Hayır işlerinde de rekor kırmalarını" istedi.

"Reklamsız..." "Gösterişsiz..."

"Allah rızası için", geçim zorluğu çekenlere yardım. Vali Bey'in sözleri "alkışlarla" karşılandı.

Biz de alkışlıyoruz.

Sadece Samsun'da değil, yurdun her yerinde, "hali vakti yerinde olanlar", olmayanları sevindirmeli. Ve bunu da "reklamsız... Gösterişsiz... Kamerasız" yapmalı. Beş yıldızlı otellerin, lüks salonlarında "körler, sağırlar, birbirini ağırlar" misali; zenginler, birbirlerine iftar verme yerine...

"Yoksulun, çaresizin kursağına bir kaşık sıcak çorba gitmesine" vesile olmalı.

"Böyle bir konuyu" gündeme getiren Samsun Valisi Muammer Güler'e binlerce teşekkür.

***
Süleyman Demirel de Samsun'daki törendeydi. Samsun'a inişinde... Yolda... Törende... Tören sonrasında herkes Demirel'e "aynı şeyleri" söyledi:

* Meydanlara çıkacak mısınız?

* Neden susuyorsunuz?

* Çıkın, bir şeyler söyleyin.

Demirel dayanamadı:

- Ne söylememi istiyorsunuz?

- Efendim siz ne söylenmesi gerektiğini çok iyi biliyorsunuz.

Demirel "güldü."

Ama bir şey söylemedi.

***
Sahi "o anda" Demirel'in kafasından ne geçti de "güldü?" "Bir fıkra" geçti.

Ve Demirel, "dönüş yolunda" uçaktaki "yakın çevresine" fıkrayı anlattı.

Köylü dayının "öküzü" ölmüş.

Öküzü olmazsa, köylü dayı yaşayamaz.

Devletin kapısını çalmış:

- Koca öküzüm öldü... Yandım bittim... Devletimden öküz isterim.

Devlet "gerekli araştırmayı" yapmış.

Köylü dayıya hak vermiş.

Hemen "devletin demirbaşına" bakılmış.

Ve denilmiş ki:

- Köylü dayı... Devletin hayvanat kadrosunda hiç koca öküz yok... Sadece ayı var... Sana, koca öküzün yerine ayı vereceğiz... Ama bir şartla... Ayıya kesinlikle "ayı" demeyeceksin... Öküz muamelesi yapacaksın... Söz mü?

- Söz.

***
Köylü dayı "boyunduruğu" ayının boynuna geçirmiş. Tarlayı sürmeye başlamış.

Ama daha ilk dakikada ayı zıplayıp, tepinip... Boyunduruğu da parçalamış, kara sabanı da...

Köylü dayı o hışımla demiş ki:

- Aaah, ah!.. Seni iyi tanıyorum... Boyun onun (ayının) boyuna, huyun onun huyuna, suyun onun suyuna tam uyuyor... Adını deyiverecem ama... Devlete söz verdim... Dilim varmıyor... Deyemiyorum.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
  Kasko sigortanıza en uygun  
 rakamı ödediğinizden emin  misiniz?
Evet
Hayır
Bilmiyorum
Kaskom yok
Arabam yok
   
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır