|
|
Egoizme övgü
Eğer içine düştüğümüz kriz, insanların ülkelerini yeteri kadar sevmemesi yüzünden çıkmış olsaydı; yani birileri inceleyip araştırıp krizin insanların ülkelerini çıkarları yerine kendi çıkarlarını gözetmesinden kaynaklandığını tespit etmiş olsaydı; belki anlayabilirdim şu yeni kampanyayı...
İnsanların "Bu ülke için seve seve" sloganıyla aşka gelip kendi "bencil" çıkarlarını geri plana alıvereceklerini umardım.
Ama bizim sorunumuz bencillik ya da sevgi eksikliği değil ki...
Gidin konuşun; Millet Meclisi'nde çalışan ve 500 kişinin işini ancak yapan 5000 memur, size ülkelerini ne kadar çok sevdiklerini anlatsınlar. Köy Hizmetleri'ndekiler de öyle...
Bizim sorunumuz, tam tersine, insanların "kendi çıkarları" için yeteri kadar çalışmaması... Herkes devletten bekleyeceğine, kendi bencil çıkarı için doğru dürüst çalışmış ve üretmiş olsaydı; şimdiye kadar çoktan yüksek verimlilikle çalışan kalkınmış bir toplum olurduk. Ne krizimiz olurdu, ne de krize karşı böyle hamasi kampanyalarımız...
***
Son yıllarda "bireyselliğin keşfi" için duyduğumuz "kolektif isteğe" rağmen, yine "ego"yu en büyük düşman ilan edip "fedakârlık ruhu"nu yücelten bir kampanyadan medet ummak garip bir çelişki doğrusu.
Hani 21. yüzyıl artık bireyselleşmenin ön plana çıkacağı yüzyıl olacaktı? Gelişmiş toplumun, bireyin mutluluğu arama hakkı üzerine kurulmuş bir toplum olduğunu nihayet kavramıştık hani?
Eğer bütün bu söylediklerimizde bir parça samimi isek, henüz göğsümüzü gere gere "ben" demeye alışamamışken, yine kendi "bencil" isteklerimizin ülkenin yüce çıkarlarına feda edilmesinin propagandasını yapan bu kampanya neyin nesi oluyor?
***
Bu kampanyanın yaratıcıları, belki farkında bile olmadan hem dinlerin, hem de çağdaş toplumların yüzyıllardır el dokundurmadıkları bir tabuyu tekrar karşımıza dikiyorlar. İnsanın kendisi için, bireysel mutluluğu için, bencil çıkarları için davranmasının ayıp ya da günah olarak algılanıp "Allah için", "insanlık için", "toplum için", "halk için" kısacası kendinden başkaları için çalışmasının kutsanışına dayanan kolektivist ideolojiyi yeniden üretiyorlar.
Oysa, insanlığın gelişme tarihine dikkatlice bakıldığında, yaratıcı düşüncenin en değerli ürünlerinin "başkalarına hizmet için" değil, kendi egosunu tatmin için çalışan insanlar tarafından yaratıldığı çıkıyor ortaya. Topluma en büyük hizmeti verenlerin "kendi kişisel çıkarları peşinde koşan benciller" olduğu görülüyor. Kimisi para kazanmak, kimisi yeni bir şeyler yaratmak ve üretmek; kimisi bilme ve öğrenme merakını; meçhul olanı keşfetme tutkusunu doyurmak için yola çıkan bu insanlar, amaçları bu olmadığı halde insanlığa en büyük hizmeti yapıyor.
Siz bu egoyu ezip yok ettiniz mi, topluma hizmet ettiğini sanan, aslında onun sırtından geçinen asalaklar yaratıyorsunuz. Tabii bir de topluma hizmet adına onun ensesinde boza pişiren despotlar.
***
Ben bu kampanyayı başlatanların kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum.
Ama "kurtuluş" için bulunan formül bir "Azizler Toplumu" yaratmak olarak ortaya konduğunda, bunun insanlara moralden çok moralsizlik aşılayacağı, neredeyse kesin gibidir.
Çünkü bütün normal insanlar, Azizler Toplumu yaratmanın mümkün olmadığını bilir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
| |
|
|
|
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|