İşte halimiz
Siyasi etik, hak, hukuk, yasalar, Anayasa; her şeyin "yeni baştan" düzenlenmesi gerekiyor.
. . . . . . . . . .
- Bu bütçede "halk" yok! Halbuki bütçe halk için yapilir. Halbuki bütçe
denilen sey, halktan toplanan vergilerin halk için nasil harcanacagini
gösterir.
Sahi ülkemizde krizi, çalisan ve emekliler mi yaratti? Sahiden krize
Anayasa'nin bir masadan bir baska masaya havadan gitmesi mi neden oldu?
Enflasyonu çalisanlar veya emekliler mi yükseltiyor? Ayni sekilde ihracati
ve ülkemize gelen turistleri bu kesim mi engelliyor?
Tüm bunlara verilecek cevap elbette kocaman bir hayir.
O halde krizin tüm faturasi neden isçi, memur ve emekliye kesiliyor?
Ülkenin güvenlik sistemi suçu önlemek, suçluyu yakalamak için degil, tersine
suçu örtmek, suçluyu korumak için programlanmis durumda... Suçlularin
üzerine giden savcilarin-jandarmanin-polisin, bizzat ülkeyi yönetenler
tarafindan nasil azarlanip, nasil sindirildigini unuttunuz mu?..
Bence bu ülkenin zenginleri-patronlari, artik suçlular sistemini
alkislamaktan vazgeçip, bu pisligi görmeliler...
Bu bataklikta kimin basina neyin gelecegi belli olmuyor...
Politika, bir hedefe ulasmak için yapilir.. Sadece taktikleri ve
stratejileri olan, ama bir "hedefi" bulunmayan "politika" ile, çocuklarin
"evcilik oyunu" arasinda pek fark yoktur..
Yaratici ve çözüm üretici beyinler yerine, "eski"ye ve "statüko"ya takilmis,
durgun zekalar, birbirleri ile, hedefi ne oldugu bilinmeyen birseyin
kavgasini yapiyorlar..
Bu yüzden, 40-50 hatta 60 yil öncesinin sorunlari, 2000'li yillarda da,
"kriz konulari" biçiminde gündemimizde..
Bir ülkede "çözüm üreten güçler" yerine "sikayetçi güçler" agirlik kazandigi
zaman, bilin ki o ülkenin isi is degildir..
Mevcut siyasi partiler, halki çok mutsuz ettigi için, yeni partiler
kuruluyor..
Ama dikkat edin.. Yeni partiler de, topluma "somut hedefler", çözüm yollari
ve bir "vizyon" sunmuyor..
Dünyada, serbest rekabetin, düsünce özgürlügünün, degisimin, seffafligin
simgesi olan "medya", Türkiye'de "eski"nin, "tek seslilik"in, "vizyonsuz
siyaset"in ve "durgun bürokrasi"nin sözcüsü, savunucusu.. Medya her alanda
serbest rekabeti degil, rekabetsizligi savunuyor..
AK Parti Grup Baskani Bülent Arinç, "Meclis'te, adam öldürmekten hüküm giyip
cezaevinde yatmis 18 milletvekili var" dedi.
Savcilar yolsuzluk agacinin tepesine tirmanmali ve en tombul meyveleri
toplamalidir. En tombul meyveler bürokratlarin degil siyasilerin dallarinda
sallaniyor.
Ufak tefek isler hariç, hiçbir bakanlikta, hiçbir yolsuzluk, siyasilerin
bilgisi disinda yapilamaz. Bunlardan elde edilen nemanin aslan payi da
siyasilere gider. Bu, herkesin bildigi ama hiç kimsenin telaffuz etmek
istemedigi bir gerçektir. Eger bu konuda süpheniz varsa, gidin devlet
müfettislerinin kurdugu dernekte herhangi bir üye ile bir çay içip birkaç
dakika sohbet edin. Rüsvet ve yolsuzluk siyaset treninin lokomotifidir. Ama,
tereyagindan kil çekilircesine, siyasiler hep aradan çekiliveriyor.
Herkes devlet bankalarinin battigini biliyor ama, hiç kimse bundan sorumlu
olan siyasileri, kurutulmus çiçek gibi ceza hukukunun sayfalari arasinda
kistirmaya kalkismiyor.
Neden?
Türkiye'yi dizlerinin üstüne çökerten en büyük nedenlerden birinin rüsvet ve
yolsuzluk oldugu ne zaman anlasilacak?
Duran Sönmez