Seçim olmazsa...
İki yıl, yedi ay önce yapılan seçimden sonra herkes sonuçtan "çok memnun ve mutlu" olduğu görüntüsünü veriyordu. PKK terörü "zıddına" çalışmış, Milliyetçi Hareket Partisi'ni iktidara taşımıştı. Yolsuzluklar, "şüyuu vukuundan beter" hale gelmiş, toplumun büyük kesimi "tek temiz insan"a yönelmişti. Radikal sağ ile "namuslu" sol barışmak, kucaklaşmak zorundaydı.
Siyasi İslam'ı iktidara taşıdığı için "daha çok cezalı" olan DYP'nin hükümete girmesi söz konusu olamayacağı için de tek seçenek kalıyordu...
DSP-MHP-ANAP koalisyonu bu koşullar altında kuruldu.
Seçim gecesi, sonuçların kesinleştiği saatlerde "bundan Türkiye'yi yönetecek bir hükümet çıkmaz, böyle bir koalisyonla Türkiye'nin yönetilmesi mümkün değildir, bundan erken seçim çıkar" diyenler çok azınlıkta kaldılar. Sesi "yüksek" çıkan herkes "mutluluk" çığlıkları atıyordu.
Doğal ilaç seçim
İki yıl, yedi ay önce seçim yapıldığı sırada Türk ekonomisinin alarm zilleri de fena halde çalıyordu. Sonuç ortadadır. Türkiye bir yıldır en ağır ekonomik krizini yaşamaktadır. Bu yönetimle devam etmek istemediğini, Türk halkı aylardır avaz avaz söylemektedir. Bu kadar başarısız bir yönetimin, görevde kalmaya devam etmesi, demokrasi tarihinde bir "ilk"tir.
Bu durumun tek doğal ilacı seçimdir. Ancak yaygın bir seçim korkusu, bu doğal ilaca başvurulmasını engellemektedir. Bu havada gidilecek bir seçimde AK Parti dışında hiçbir partinin yüzde 10 barajını aşması garanti değildir. Radikal sağda Erbakan ve MHP'nin yaşattığı "hüsran"lar, "umut" olarak Tayyip Erdoğan'ın AK Partisi'ni ortaya çıkarmıştır.
AK Parti'nin, siyasi İslam'ın "yeni yüzü" olarak muhafazakâr kesimin oylarını toplaması ve iktidar adayı olması, seçim "korkusu"nun önemli adımlarından biridir.
Bugünkü parti yapılarıyla ve bütün partilerin bu en "yıpranmış" halleriyle gidilecek bir seçimden yeni bir aşırı "parçalanmış" yapının çıkması olasılığı yüksektir.
Teknokrat hükümet ya da...
Siyasi İslam AK Parti ile kendisini bir ölçüde "yeni"lemiştir. Buna karşılık merkez ve merkez sol partileri oldukları gibi durmakta ve kan kaybetmeye devam ekmektedirler. Merkez ve merkez solda yeni yapılanmalara gidilmeden yapılacak seçimin sonuçları kimse için sürpriz olmayacaktır.
Siyasi yapı seçim yolunu tıkamaya devam ettiğine göre, geriye sadece iki ihtimal kalmaktadır. Birinci ihtimal, bugünkü yönetimle, suda boğulmakta olan insanın çırpınma hareketlerine devam etmektir.
İkinci ve "son" ihtimal ise "havlu atmış" siyasi partilerin mecburi desteğiyle "teknokrat hükümet" kurulmasıdır.
Bu da, siyasi yapının tam iflas bayrağı çekmesi anlamına gelecektir.