kapat
07.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 MODA
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Kayıtdışı sermaye piyasası

Aynı isme sahip adaşım borsa oyuncusunun adı geçtiği için dikkatimi çekti... SPK, geçen hafta bazı hisselerde manipülasyon yaptığı gerekçesiyle hakkında yine suç duyurusu yapmıştı. Her hafta suç duyurusu listesinde 10'a yakın kişi var. SPK, sadece Cumhuriyet Savcılığı'na manipülasyon yaptığı için suç duyurusunda bulunmakla kalmıyor, borsada işlem yasağı getiriyor ve elindeki hisse senetlerinin satışını donduruyor. Dolayısıyla SPK'nın hakkında suç duyurusunda bulunduğu kişileri, ekonomik açıdan zor günler bekliyor.

Bu nedenle, manipülasyondan hüküm giyenlerin sayısı bir elin parkmakları kadar az olsa da, cezaevine düşmüş insan yoksa da, işlem yasağından dolayı kimse SPK'nın bu kararı ile muhatap olmak istemiyor.

* Global manipülasyon- İşlem yasaklılar SPK'nın internet sitesinde var. Sayıları yüzlerce... Dahası bunlar genelde borsanın büyük oyuncuları. Bu durumdan işlem hacmi elbette olumsuz etkileniyor.

Peki manipülasyonu önlemek amacıyla alınan bu kararlardan istenen sonuç sağlanabiliyor mu?

Hayır.

İMKB'nin pür spekülatif ve manipülatif yapısı devam ediyor.

Çünkü büyük oyuncular da kapağı yurtdışına atıp, işlemlerini çok daha rahat yapıyor. Manipülasyonu uluslararası düzeyde izlemek ve ortaya çıkarmak, çıkarttıktan sonra cezalandırmak öyle kolay değil. Dolayısıyla yurtiçinde yasak getirilen kişi bir süre sonra yabancı yatırımcı kimliği ile piyasayada boy gösteriyor.

* Dışardan işlem modası- Bunun yolu da vergi cenneti bir ülkede yatırım fonu kurmaktan veya kurulmuş bir yatırım fonuna katılmaktan geçiyor. Fon, başka ülkedeki (genellikle Londra'daki) bir aracı kuruma emir veriyor. O da emri Türkiye'deki aracı kuruma iletip, işlemi gerçekleştiriyor. Komisyon biraz daha fazla oluyor. Ancak soruşturmalardan, yaptırımlardan uzak olma ve oyuncuya vergi avantajı sunuyor. Dahası oyuncu, bu yöntemle Türkiye'de işlem yasağını aşmış oluyor.

Yasak getirilenlerden biri, geçenlerde vergi cenneti ülkelerinden birinde yatırım fonu kurmak istedi. Aklına gelen fon isimlerini sıraladı. Ancak isim bulmak öyle kolay olmadı. Çünkü söylenen isimler daha önceden yine Türkler tarafından alınmış ve fonlar kurulmuştu. Dışarıdan işlem yapmak, bugünlerde hem işlem yasağı, hem vergi, hem de işlemleri gizlemekten dolayı pek moda.

* Patronlar ve oyuncular- O nedenle yılbaşından bu yana İMKB'de yabancılar net alımda görünüyor. Bunun da miktarı 300 milyon dolar kadar. Yine hisse senedi stokundan aldıkları pay yüzde 38 dolayında ve ellerinde 3 milyar dolarlık hisse senedi görünüyor. Bu stoğun en çok üçte birinin gerçekten yabancı yatırımcılara ait olduğu tahmin ediliyor. Üçte ikilik kısım ise bıyıklı yabancı diye tabir edilen yerlilere ait. Bunlar da büyük oyuncuların yanısıra şirketlerin patronlarından oluşuyor.

Yani neresinden bakarsanız bakın, 3 milyar doların 2 milyar doları yerlilere ait. Rahat hareket edebilmek, kontrol dışı kalmak, Türk otoritelerinin gözetim ve denetimi dışında kalmak için bu yola başvurmuşlar. Adeta Türk sermaye piyasasından kayıtdışı kalmışlar.

* Denetim de globalleşmeli- SPK sadece yerli manipülatörlerle değil, yabancılar ve yabancı kılığına girmiş bıyıklılarla da mücadele etmelidir. Manipülasyon globalleşmenin şemsiyesi altına giriyorsa denetim ve ceza da globalleşmeli. Aksi taktirde temel bir sermaye piyasası suçu yerliye yasak, ama yabancıya serbest olur.

* Sonuç- "Adalet yoksa cesaret de yoktur" Benjamin Franklin



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
SABAH'ın Demokrasi Kürsüsü'nde sizde sesinizi duyurun

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır