Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
2 Mayıs 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

İstanbul, kimliğine göre planlanmalı

Ecec Koçal
01.05.2009
Dubai'deki Palmiye Adası, Rusya'daki Gazprom Center gibi dünyaca ünlü projelerde çalışan mimar Chris Jones, şimdi Türkiye'de çalışmalara başladı. Jones dünyanın dört bir yanında projeler ürettiklerini, hepsinin o şehrin yapısına özel planlandığını anlatıyor..
Sürdürülebilir yeşil konutlar, bugün tüm dünyadaki mimari trendlerin başında. Türkiye'de de ilk kez Varyap Batı Ataşehir'in son arsasında böyle bir ikonik proje inşa ediliyor. Dünya çapında yaratıcı dizayn liderlerinden biri olarak kabul edilen RMJM, bu projeyi yürütüyor. Bu mimarlık ofisinin şimdiye kadar bilinen en önemli projeleri, Dubai'deki Palmiye Adası, Pekin'deki olimpik yeşil kongre merkezi, St. Petersburg'daki Gazprom Center. RMJM'den mimar Chris Jones ve Varyap Ceo'su Erdinç Varlıbaş ile bir araya geldik; Jones bu alandaki yenilikleri anlattı.

- İstanbul'a daha önceden gelmiş miydiniz?
- C.J.:
Projeden önce bir kez, gezmek için İstanbul'a gelmiştim. Ondan sonra ilk kez 2008'in haziran ayında İstanbul'a geldim. O zamandan beri ayda bir kez tasarım ekibimizle birlikte İstanbul'a geliyorum ve bir hafta kalıyorum.

- İstanbul'un şehir silüeti hakkında ne düşünüyorsunuz?
- C.J.:
İnanılmaz, muhteşem! Çok güzel bir şehir ama çok büyük bir trafik problemi var. Pek çok büyük şehirde olduğu gibi insanlar otomobillerinde ve taksilerde çok fazla zaman geçiriyor. Tarihsel zenginliği çok fazla. Bunları düşünerek gelecekteki mimari görünümünü tasarlamak gerek. Kozmopolit ve sofistike bir şehir. Bence son zamanlardaki bazı yapılar, İstanbul'u bu yolundan uzaklaştırıyor. İstanbul'un bu biricik halini, kültürel yapısını, kimliğini düşenerek tasarım yapmak gerek. Topkapı, Süleymaniye, Sultanahmet Camii gibi tarihi mirasları unutmamak gerek.

- Yani bulunduğunuz şehre göre planlar hazırlıyorsunuz...
- C.J.:
Kesinlikle. Buradaki projemizde İstanbul'un silüetinden ilham aldık.

GELECEK, YEŞİL TASARIMDA
- Son zamanlardaki mimari trendleri anlatır mısınız?
- C.J.:
Kesinlikle 'sürdürülebilirlik'. Aslında bu bir trendden ziyade, bir zorunluluk. Moda olan bir şey değil yani. Bizim sadece mimari anlamda değil, insanoğlu için de sorumluluklarımız var. İklimsel değişiklikler artık tartışılmaz bir gerçek. Herkes üzerine düşen payı yerine getirmeli. Biz mimarlar her projede yeni bir şey öğreniyoruz ve bunları kendi aramızda paylaşıyoruz. Yeşil tasarım adı verilen anlayışı tüketiciye de anlatıyoruz, tanıtmaya çalışıyoruz. Mimarinin geleceği bu yöne gidiyor.

- 'Sürdürülebilir yeşil hayat' tanımını biraz açar mısınız? Sürdürülebilir bir proje nasıl oluyor?
- C.J.:
Doğal kaynakları korumak zorundayız. Su bizim anahtarımız; akıllıca kullanmak zorundayız. Aksi bir durum bizi krize sürükler. Örneğin tuvaletlerde minimum su kullanılmalı.
- E.V.: Türkiye'nin ilk sürdürülebilir yeşil projesini yapıyoruz. Bu konsepte yeni nesil hayat diyoruz. Türkiye'de insanlar bunu sadece ekolojik binalar olarak tanımlıyor. Enerji tasarrufu yapan, yağmur suyu kullanan, doğayla barışık binalar zannediliyor. Aslında temel hedef 50 yıl sonra o binalarda yaşayan insanların o günkü ihtiyaçlarını da karşılayabilecek olması. Mümkün olduğunca doğal malzeme kullanmak, yağmur sularını çatılarda toplayıp bahçe sulamak için kullanmanın yanı sıra 1500 konut için 1500 bisiklet park alanı yapıyoruz. Binaların üzerindeki solar paneller sayesinde, ortak alanlardaki enerji ihtiyacını karşılayacağız. Bunlar karbondioksit salımını azaltmak için önlemler. Dünyadaki karbondioksit salımının yüzde 40'ı endüstriyel tesislerden, fabrikalardan değil, evlerden kaynaklanıyor. Evleri ekolojik yaparsanız, bu oranı azaltabilirsiniz.