kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Nisan 2009, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
YAVUZ DONAT

Cemil Çiçek'le "suç ve ceza" üzerine

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'le dün bir süre sohbet ettik.
Konu "dinlenen telefonlar."
1. Devlet, suçla mücadele için "mahkeme kararıyla" telefon dinliyor.
Bu noktada "sorun yok."
2. İstihbarat örgütleri "yasaya dayalı olarak bilgi toplamak amacıyla" telefon dinliyor.
Burada da "sorun yok."
Cemil Çiçek:
- Ama bir de "yasal olmayan" dinlemeler var... "Mahkeme kararına" dayanmayan... Bu suç... Ve cezası da belli.
Sanıyoruz "asıl sorun" şurada:
1. Ya mahkeme kararı dışındaki dinlemeler "yeterince yargıya intikal etmiyor."
2. Ya da "yargı ağır işliyor."
Toplumda "yasadışı telefon dinleyenin hapse atılmadığı" inancı yaygın.
- Sayın Çiçek... Bu dinleme işi ne zaman başladı... Dinlemede başıbozukluğun miladı nedir?
- Bu aletler icat edildiğinden bu yana kanunsuz dinleme olmuş ki, kanun yapılma ihtiyacı doğmuş.
Bırakın "yasadışı" dinlemeyi...
İki kişi arasındaki telefon konuşmasını, "taraflardan birinin" banda kaydetmesi bile suç.
"Bunu dışarı sızdırmak" suç.
"Medya aracılığıyla yaymak" katlamalı suç.
Cemil Çiçek "yasaları" okudu.
"Cezaları" söyledi.
Ortada bir "yasal boşluk" yok.
Ortada "ilginç bir durum" var:
Yasa "mükemmel" fakat "yasadışı dinleme" yaygın.
Başbakan, bakanlar, parti başkanları, milletvekilleri zaman zaman "telefonum dinleniyor mu" kuşkusunda.
Görev yine "yargıya" düşüyor.
Yasadışı dinlemeleri "gecikmeden cezalandırma" görevi.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın