kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
24 Nisan 2009, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

İyileşmek isteyenlere hafta sonu reçetesi

01.04.2009
Tarihi Yarımada'da yürüyüş yapmak, Ayfer Tunç ve Elif Şafak'ın yeni romanlarını okumak, Oyuncak Müzesi'ne gitmek... Tuna Kiremitçi'nin hafta sonu programı, kendini dinlemek isteyenlere hitap ediyor..
Gülten Akın ölümsüz bir şiirinde der ki "Ah kimselerin vakti yok, durup ince şeyleri anlamaya..." Malum, bir hız ve gürültü çağındayız. Dünyanın çevresini her gün turlayan küresel sermaye, bizi de kendisi gibi hiperaktif olmaya zorluyor. Onun peşinde soluk soluğa koştururken bir şiire ya da bir çocuğun gözlerine bakmaya bulamıyoruz.
Ama Kızılderililer de haklı: Bir yerde durup ruhumuzu beklememiz gerek. Dört yıl önce, hastalandım. Hayatımın altüst olmasına yol açan ve etkilerini ancak üzerimden atabildiğim o ağır nevrozu atlatırken, benim için Gülten Akın'ın bahsettiği incelikleri görmenin zamanı haline geldi hafta sonları. Mesela, şehirle aramda yeni bir ilişki başladı... Bugün Kuzguncuk, Kanlıca, Emirgan gibi sahil köylerinde ya da Tarihi Yarımada'nın Cankurtaran, Eyüp, Langa semtlerinde dolaşırken, kendimi İstanbul'un hayat damarlarına yaklaşmış hissediyorum ve bu bana pitoresk mutluluklar veriyor.
Ayrıca, baharda Bebek, Ortaköy ya da Moda gibi popüler yerler hafta sonu mahşer yerine döndüğünden, böyle alternatif güzergâhlar icat etmekte faydalar var.
Başka şeyden anlamadığım için, kitaplardan bahsetmek zorundayım: Bugünlerde Stefan Zweig'ın Marie Antoinette biyografisini okuyorum. Mevcut eğitim sistemimizde her şeyi yanlış öğrendiğimizden, bu trajik kadını ve onun merkezinde durduğu devrim tarihini anlamakta da geç kalıyoruz. Eğer daha fazla gecikmek istemezseniz, Zweig'ın kitabı sizin için de güzel bir hafta sonu serüveni olabilir.
Şanslıyız, çünkü kuşağımın en iyi yazarlarından ikisinin kitapları aynı anda çıktı. Ayfer Tunç ve Elif Şafak'ın yeni romanları, ince şeylerden anlayan gözler için. Hele müzik eşliğinde okumayı seviyorsanız, Fazıl Say'ın şiirsel Bach yorumları eşsiz güzellikte.
Artık çok genç değilim ve geceleri insanların birbirini ezerek canlı müzik dinlediği yerlere gitmeye korkuyorum (sadece çarşambaları Hayal Kahvesi'nde Özge Fışkın ve perşembeleri Jazz-Stop'ta Güvenç Dağüstün). Hafta sonları zamanımı oturarak geçirebileceğim yerler daha çok ilgimi çekiyor. Örnek mi? Bebek'teki Mangerie, Cihangir'deki Susam ve Baykuş, Nişantaşı'ndaki The House Cafe, Cezayir Sokağı'ndaki Chez Sakman, Kuruçeşme'de İskele Balık...
Birkaç şey de anne-babalar için: Etiler'de açılan Mohini Eğlence Merkezi, çocuğunuzla güzel güzel 'takılabileceğiniz' bir yer. Gerçi biz diğer günlerde gidiyoruz ama herhalde hafta sonu da fena değildir. Anadolu yakasında oturanlar da Sunay Akın'ın Oyuncak Müzesi'nde, birkaç saatliğine çocuklarıyla aynı yaşta olmanın hazzını yaşayabilirler.
Haberin fotoğrafları