kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
24 Mart 2009, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat

Kadınları tanımak pratik yaparak olmaz

İPEK DURKAL
23.03.2009
Gürkan Çelebi, kadınların yaşadığı zorlukları, tacizi ve internetin hayatı zehir eden tarafını 'Bıçak Sırtında Aşk' adlı romanında biraraya getirdi. Çelebi: Kadın üzerine düşünmeden, ne aşk ne de mutluluk olamaz!..
Türkiye'de son günlerde artan taciz olayları romanlara da konu oldu. Roman ve tiyatro oyunlarının yanısıra 'Hüzün Mevsimi' adlı köşe yazıları ile de tanınan İrfan Gürkan Çelebi, kaleme aldığı 'Bıçak Sırtında Aşk' adlı son romanında, cinsel taciz, cinsel istismar gibi konuları aşk ve gençlerin sorunları ile birleştirdi. TRT 1'de salı günleri yayınlanan 'Yaşarken' adlı programın içinde kültür-sanat başlıklı bir program hazırlayan İrfan Gürkan Çelebi, hem kitabını hem de aşka bakışını Türk kadının sorunları ışığında anlattı...

* Türkiye'de kadınlar çok mu hırpalanıyor sizce?
Kadınların yaşadığı sıkıntılar Türkiye'nin bilinen bir gerçeği ama boyutları bilinenin çok ötesinde. Özellikle iş yaşamında kadınlar çok büyük zorluklarla karşılaşıyorlar. Bunu aşmak için kimi zaman daha kolay yöntemleri seçtiklerini de söyleyebilirim, ama genel olarak kadınlardan çok, erkeklerin bu konuda anlaşılmaz bir tavırları var.

ERKEK BASKISI VAR
* Erkeklerin anlaşılmaz olan tarafı nedir?
Erkekler hükmetmeyi, özellikle de kadınlara hükmetmeyi acımasızca seviyorlar. Okuyuculardan, dinleyicilerden gelen maillerde de hep aynı şey var; kadın olarak bir yerde tutunabilmenin güçlükleri anlatılıyor. Bu, kısmen güçlü kabul ettiğimiz kadınlarda bile böyleyse, daha alt düzeyde çalışan bir kadının durumunu sanırım tahmin edebilirsiniz... Kadınlar akıllarıyla bunu aşmaya çalışıyorlar ama erkekler 'güç' avantajını kadınlara karşı kullanıyor. Bu avantaj karşımıza taciz olarak çıkabiliyor, daha ileri boyutlarda tecavüz olarak çıkıyor; ya da kadını sürekli tehdit ederek işsiz bırakmak, hayatını kabusa çevirmek olabiliyor. Tabii daha genç insanlarda bunu aile baskısı, evlendirme baskısı olarak da görebiliriz.

* Roman, bir kadını ve onun çevresinde olup bitenleri anlatıyor. Neden olaylara erkek olarak değil de bir kadın açısından baktınız?
Aşk da mutluluk da kadın odaklı Türkiye'de. Mutlu olmanın yolunu öğrenmek için kadınları tanımak gerekiyor.

* Yani siz, kadınları yeterince tanıdığınızı düşünüyorsunuz, öyle mi?
Evet, tanıdığımı düşünüyorum. Çok iddialı oldu ama kadınları tanımak için mutlaka çok pratik yapmış olmak gerekmez.

* Nasıl tanınır peki kadınlar?
Bu işin bir de teorisi vardır. Bir savaşı anlamak için savaşa girmek de gerekmez. Acısını, vahşetini içimizde hissederiz. Savaşın da, kadının da stratejisini bilmek yetiyor. Tarihsel süreçte kadınları, yaşadıkları aşkları okuyarak, edebiyatta da kadın imgesinin yüzyıllar boyunca neyin üzerine oturtulduğunu düşünerek bulunabilecek bir şey kadın... Edebiyat ve sanat bütün meseleleri derinlemesine irdeleyip onlara reçeteler verebilecek güçte. Bakın, şairler de erkektir ama en çok kadınları yazarlar. Dünyada da Türkiye'de de böyle. Erkekler kadın kadar yazılmamış. Kadın üzerine düşünmeden, kafa yormadan, ne aşkın ne de mutluluğun olması mümkün değil.

* Kitapta günümüz gençlerinin yaşadığı çıkmazlar da anlatılıyor. Yazarken, gençleri de kadınlar kadar araştırdınız mı?
Tabii ki. Bu kitabı yazarken gençleri çok düşündüm. Gençlere çevrenizde olup bitenleri görün, duyun, farkında olun ve asla bütün ümitlerinizi tüketip, gözünüzü kapatmayın demek istedim.
Haberin fotoğrafları