kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
24 Mart 2009, Salı
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

'10 çocuk da doğursam Dilara'mı unutamam'

SAVAŞ AY
23.03.2009
"Kızıma abilerini, kuşları, kedileri, mevsimleri anlatıyorum. Soframıza hep bir tabak fazla koyuyoruz Dilaram için. Onu ancak son nefesimi verdigimde unuturum"..
Hatırlatması bile acı geliyor ama bizim meslekte "fikri takip" esastır ne edeceksin? 2 yıl evveliydi hani. Hani akıllara seza, yüreklere eza bir mümkünsüz iş oluvermişti. Bahçelievler'de genç bir ana 8 yaşındaki oğlunu okuluna bıraktıktan sonra 5 yaşındaki kızı Dilara'yı elinden tutmuş yürürken birden sanki yer yarıldı, içine giriverdi minik kız. Meğerse orada bir inşaat alanı, meğerse o alanda kapağı olmayan bir rögar, meğerse o koca deliği örtmek için bir karton plaka vardı. Dilara işte oraya basmış, boşluğa düşmüş, çığlıklar atarak kanalizasyon sularına kapılmış gitmişti.

ACILAR EVİ
Çok değil yarım saat sonra o atıkların denize döküldüğü bir boru ağzından denize akıverdi cansız minik beden. Olayı duyar duymaz koşup gelen babanın kucağında tuttuğu yavrusuna son bakışını, belki yaşama döndürür diye nafile uğraşlarını unutmak mümkün değil elbet. Her duyan sarsıldı, ağladı, kahırlandı. Sonra günler, aylar geçti. Hayat gailesi bu felaketi herkesin zihninde seyreltti, soluklaştırdı. Ama o anne baba unutur muydu hiç? Asla... İşte onların evindeyim şimdi... Anadolu insanına has ağırbaşlı, mütevekkil, olgun haldeler. Lakin dakikalar ilerledikçe konu mayalanıyor, suskun yürek kırıkları dökülüyor halıya sofaya. 34 yaşındaki anne Songül Dumrul anlatıyor iç çekerek: "Kızımı kaybettikten sonra bir erkek bebeğimiz oldu. Belki kız olur diye yeniden hamile kaldım. Ama Mayıs'ta doğacak bu bebek de erkek. 16 yaşımda evlendim ben Savaş Abi. İlk bebeğim de yaşamamıştı. Şimdi 3 oğlum var ama Dilara'mın yeri dolmuyor. Çığlıkları hâlâ kulağımda. Eşimle umreye gittik. O günden beri her gece kızıma mektup yazıyorum. Ağabeylerini anlatıyorum onlara. Arkadaşlarını, kedileri, kuşları, mevsimleri anlatıyorum. Sevdiği yemekleri yapıyorum. Soframıza hep bir tabak fazla koyuyoruz Dilara'm için. Onu ancak son nefesimde unuturum."

'BİZİM ACIMIZ KENDİMİZE'
Baba Muhterem Dumrul ise " Bir an önce unutmak, unutulmak istiyoruz. Basın çevremizde. Rahatsız oluyorlar diye oğullarımın okulunu bile değiştirdim. Lokantamı kapattım. Serbest işler yapıyorum ki beni bulamasınlar. Ne çocuğumun cesedini satışa çıkarmadığım ne vicdansız babalığım kaldı. Birileri para ve imkân teklif edip, kızımın ölümünü İstanbul Belediyesi'ne karşı koz olarak kullanmak istiyor. 'Dosya hazırlayalım. Film yapalım' diyor. Kimse ne yaşadığımızı hissettiğimizi anlamıyor. Akılları kendi rantlarında" diyor.
Haberin fotoğrafları