kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
21 Şubat 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MEHMET BARLAS
BAŞYAZI

"Vergi ve cezası" sadece medyanın değil herkesin canını yakıyor...

Doğan Yayın Holding'e "Holding hisselerinin, Axel Springer A.G'ye satışında KDV ödenmediği gerekçesiyle" 826.3 milyon TL'lik vergi cezası ihbarnamesi tebliğ edilmesi doğal olarak "Bu bir ceza yoksa muhalif basını cezalandırma mı" tartışmalarını da beraberinde getirdi.
Maliye Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada ise "Vergi Usul Kanunu'nun kaçakçılık suçları ve cezalarına ilişkin 359'uncu maddesi kapsamında fiiller tespit edildiğinden, yapılan vergi tarhiyatının yanı sıra, kanun gereği bu vergi tutarının üç katı kadar da vergi ziyaı cezası uygulanması cihetine gidilmiştir" denildi...
"Yayıncı bir şirkete vergi cezası tarh edilmesi basın özgürlüğüne darbe midir" konusunu tartışmayı sonraya bırakarak, önce bu "vergi" ve "cezası" meselesine girmeliyiz.
İki gün önce sonsuz yolculuğuna uğurladığımız Gazanfer Özcan'ın anlattıklarını hatırlayalım.
- 2002 senesinde Gönül Ülkü hastalandı. Üç yıl onun tedavisi için büyük harcamalar yaptık. Ben baypas ameliyatı geçirdim. O dönemde vergimizi ödeyemedik. 30-40 bin YTL'lik vergi borcu, faizle katlanarak birkaç yıl içinde 500 bin küsur YTL oldu! 78 yaşındayım ve 500 bin YTL bu hayatta ödeyebileceğim bir meblağ değil... Biz milletimize hep hürmet ettik, vergimizi de hep ödedik. Fakat insanlık hali, şimdi hastalık dolayısıyla kabaran vergi borçlarımızın faizine yetişemiyoruz. Büyük üzüntü içindeyiz, mahcup oluyoruz. Bu durum bana ağır geliyor. Vaktimiz yaklaşıyor artık. Yaşımız kemale erdi. Bu gidişle, öbür tarafta rahata ereceğiz! Avrupa Yakası'ndan gelen bütün parayı vergi borcuna yatırıyorum. Allah göstermesin, yayından kalksa, defterdarlığa verdiğim ödeme planına uyamam...

Tehlikeli sarmal
Vergi ve ceza sarmalına ister bir yayıncılık şirketi, ister ünlü bir sanatçı, isterse sıradan bir vatandaş girmeye görsün, hayatı kaymış demektir.
Önceki akşam çeşitli alanlarda faaliyet gösteren bir grup girişimci ile beraberdim.
Doğan Yayın Holding'e gelen vergi cezasından haberleri yoktu ve konu sadece vergiler ve cezaları ile ilgiliydi.
Düşünün ki hukuki bir karar ilgili kişi bunu tebellüğ ettiği andan itibaren sonuçları ile devreye girer. Vergi ile ilgili kararlar ise, bu kararlar vergi dairesi tarafından alındığı andan itibaren devrededir.
Kazara bu kararın size ulaşmadığını varsayın... Birkaç yıl sonra cezaları ile birlikte varınızı yoğunuzu satsanız da karşılayamayacağınız vergi borcu altında ezilmekte olursunuz. Aileniz yıkılır, yurtdışına çıkmanız yasaklanır.
Doğan Yayıncılık basın özgürlüğüne ve muhalefet etme hakkına gösterdiği özenin bir bölümünü, vergi mevzuatındaki insafsız hükümlere ayırsaydı, mesela
"Kanun gereği bu vergi tutarının üç katı kadar da vergi ziyaı cezası uygulanması cihetine" gidilemezdi.
Doğan Grubu'nun bir iştiraki olan Petrol Ofis'e gelen vergi ve cezasını hatırlayın. Türkiye tarihindeki en büyük uzlaşma Doğan Grubu ile Maliye Bakanlığı arasında 2007'de yapılmış ve cezasıyla birlikte 984 milyon YTL'yi bulan vergi borcunun yarısı, cezasının da yüzde 85'i sıfırlanmıştı.
Sonuçta 275 milyon YTL peşin olarak ödenmişti.
Meselenin "Basın özgürlüğü" nü ilgilendiren yanına gelince...
Sabah-ATV batağa sürüklenirken ve iki kez TMSF'nin mülkiyetine geçerken alkış tutanların, şimdi basın özgürlüğüne önem vermeleri iyi bir gelişmedir.
Medya "kategorize edilmeden" topyekûn özgürlüğe sahip olmalıdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın