kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
19 Şubat 2009, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
NAZLI ILICAK

Gerçek mi, minareye kılıf mı?

Kılıçdaroğlu'ndan bir açıklama daha aldım. Bu defa da 17 Şubat 2009 tarihli makaleme cevap veriyor.
İşte açıklamasının özeti:
1) SSK'da bir yıl içinde binlerce ihale yapılır. Genel Müdür olduğum süre içinde hiçbir ihaleye yön vermedim.
2) Genel Müdür olarak görev yaptığım süre içinde, Başbakanlık Teftiş Kurulu'ndan Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'na kadar her aşamada denetlendim. Hesap vermenin onurlu bir iş olduğuna inanırım.
3) SSK'nın karar organı Yönetim Kurulu'dur. Kurul'da, Hazine, Türk-İş, TİSK, işçi emeklileri ve bakanlık temsilcileri var. Bu kurumlar, karar sürecinde, eleştirileri ve önerilerini de yaparlar.
4) SSK'nın tüm hesapları ayrıca TBMM KİT Komisyonu'na tâbidir.
5) İhalelerde oluşan fiyat farklılıklarının mutlaka ve mutlaka haklı ve yasal gerekçesi vardır. Yapılmayan bir işin bedelinin ödenmesi söz konusu olamaz.
6) Doğu ve Güneydoğu'da davetiye usulüyle ihale yapılması, hatta davet edilecek müteahhitlerin daha önceden OHAL Valiliği'ne bildirilmesi gerekiyordu.
7) SSK, Bakanlar Kurulu kararıyla OYAK İnşaat'a ortak olmuştur. Dolayısıyla OYAK'a ihalesiz iş vermiştir.
8) Kurumun finansman açıkları yönetimden değil, uygulanan yasalardan kaynaklanmıştır. Kaldı ki, AKP döneminde bu açıklar artmıştır. Bundan dolayı genel müdürler suçlanabilir mi? El insaf!
9) Tüm yolsuzlukların ve usulsüzlüklerin üzerine kararlılıkla gittim. Büyük bir özgüvenle konuşuyorum, malvarlığımı kamuoyu ile paylaşmaktan korkmuyorum.
Evet... SSK'da binlerce ihale yapılır ama, biz, sizin yönteminizle cımbızla birkaçını ayıkladık.
Evet... Doğu ve Güneydoğu'da davetiye usulü ihale yapılır ama CHP'li Ali Özcan'a ait Yapı Üretim AŞ'ye davetiye usulüyle verdiğiniz hastane, Doğu ve Güneydoğu'da değil, İstanbul Göztepe'deydi. Üstelik 21.3 milyar TL'lik bedeli, 7 yıl içinde % 2 bin 119'luk artışla, 466 milyar TL'ye çıkartılmıştı.
Adil Özçırpıcı'ya da, Doğu ya da Güneydoğu'da değil, İstanbul Merdivenköy'de dispanser inşaatını davetiye usulüyle verdiniz. 50 milyar liralık ihale bedeli de yükseltilip, 348 milyar liraya çıkartıldı.
Evet... SSK, OYAK'ın % 25 ortağı oldu ama bunun acaba 28 Şubat'la bir ilgisi var mıydı? Askere hoş görünmek için mi, böyle bir ortaklık kuruldu? Ortaklık kurulurken, 1998 fiyatlarıyla, 100 milyar liranın üzerindeki bütün ihaleleri, sadece % 1 tenzilatla, OYAK'a vermeyi taahhüt ettiniz mi? Ve alımlarda birim fiyat belli değilse, fatura üzerinden % 15 daha fazla para ödeneceği yükümlülüğüne girdiniz mi? Genel geçer tenzilat o dönemde % 20 civarındayken, sadece % 1 tenzilatı kabul etmek suretiyle, emeklinin, dar gelirlinin parasını OYAK'a aktarmayı nasıl içinize sindirdiniz? Tüyü bitmemiş yetimin hakkını 28 Şubat sürecinde OYAK'a aktarmak, siyasi ve sosyal ahlâka sığıyor mu? Faydalı bir uygulamaysa neden vazgeçildi?
Son söz: Kılıçdaroğlu'nun şahsi bir menfaat sağladığını hiç düşünmüyorum. Elbette, her icraatı için bir de gerekçesi vardır. Ama suçladığı kişilerin de var. Fakat o, bu kişilerin belgelerini görmezden gelip, iddiasını sürdürüyor. İkna olmak istemezseniz, "Minareyi çalan, kılıfını hazırlar" deyip, öküzün altında buzağı aramaya devam edersiniz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın