İki ekran kalesi

İki dizi var ki, içlerinde barındırdıkları mesajlarla, kadına şiddetin tavan yaptığı şu günlerde, törelere, tabulara karşı birer "ekran kalesi" gibi dimdik duruyorlar. İlki; atv ekranlarında artık bir klasik haline dönüşen Elveda Rumeli... Sütçü Ramiz'in kızlarına karşı gösterdiği hoşgörü ve anlayış, özellikle Anadolu'daki bazı bağnaz babalara, töreden başka bir şey tanımayan eli silahlı amcalara, kuzenlere, yeğenlere örnek olacak cinsten. Her şeyden önce kızlarının mutluluğunu ön planda tutan, neredeyse onlar adına tüm kasabaya karşı savaş veren, bazen kendi içine sinmese de, kızlarının tercih ettiği damat adaylarını bağrına basan, kızının daha sonra Müslümanlığı seçen Hıristiyan bir gençle evlenmesini bile kabul eden -ki o dönemde bu neredeyse imkansızdı- Sütçü Ramiz ve karısının "aile bağları" ve "sevgi" üzerine verdikleri ders, adeta bir ekran kitabesi olarak önümüzde yükseliyor. Bir diğer örnek dizi ise Kanal D'nin Küçük Kadınlar'ı... İlk kez televizyon ekranlarında aile içi cinsel istismar yani "ensest" bu kadar cesur bir tarzda işleniyor. Halasının eşi tarafından cinsel tacize uğrayan genç kızın çevresinde kümelenen kardeşleri, hem hukuksal hem de ahlaki açıdan örnek bir mücadele sergiliyorlar. Her iki dizinin de yapımcılarını, yönetmenlerini ve özellikle de senaristlerini üstlendikleri zorlu misyonu yerine getirme konusundaki kararlılık ve cesaretlerinden dolayı yürekten kutluyorum.