kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
1 Aralık 2008, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Troya: Bir Anadolu Efsanesi gösterisinde 120 kişilik dansçı kadrosu sahneye çıkıyor.

Türkiye kendini alkışlıyor

MİNE GÜLTEKİN SABAH
30.11.2008
Tam 275 bin izleyiciyi çeken Troya: Bir Anadolu Efsanesi gösterisi, yenilenen içeriği ve Anadolu Ateşi'nın senkronize coşkusuyla, sahnelendiği her yeni gecede adeta alkış tufanına yol açıyor..
Nisan ayında perdelerini açtığı günden bu yana, dile kolay tam 275 bin izleyiciyle buluşan Troya; halk arasında da adeta bir efsane haline geldi. Biletleri satışa çıktığı gibi tükeniyor, davetiye bulmak için tanıdıklar devreye sokuluyor; ekip, planları sürekli değiştirip ek oyunlar koyuyor, İstanbullu seyirciye yetişmek için, turneler erteleniyor. Tüm bu bilgiler, Anadolu Ateşi'nin ısısıyla insanın yüreğine harlayan Troya: Bir Anadolu Efsanesi'ne duyulan merakı artırıyor. Biz de bu ilgiyi yerinde görmek üzere İstanbul Gösteri Merkezi'nin (İGM) yolunu tutuyoruz. İGM'nin, 5 bin kişilik kapasitesi ve bin metrekarelik sahnesiyle Avrupa'nın en büyük gösteri merkezlerinden biri olması; alana girişteki yoğunluğu maalesef engellemeye yetmiyor. Burada harcanan zamanı telafi etmek için, herkeste büyük bir telaş gözleniyor ancak yine de gösteri 15 dakika gecikmeli başlıyor. Tek tük boş koltuğa rastlanan salonda, 16. dakikaya girildiğinde alkışlar yükseliyor ve Troya efsanesi başlıyor. Mustafa Erdoğan'ın Genel Sanat Yönetmeni olduğu, dünya edebiyatının en bilinen yapıtlarından Troya, ilk sahnesiyle seyirciyi 12'den vuruyor. Bu açılış sahnesi, salonda büyük bir alkış tufanı koparıyor; yaşanan şey ise, ihtişam, senkrondan alınan keyif ve alabildiğine gürül gürül bir nevi coşku. Tıpkı oyunun bütününde olduğu gibi... Oyun öncesinde görüştüğümüz yönetmen Erdoğan; gösteride bazı değişiklikler yaptığını ve bununla öykünün anlaşılabilirliğini artırmayı amaçladığını açıklıyor. Bu değişiklerden en önemlisi ise, tek cümlelik sahne sinopsislerinin arka perdeye yansıtılması olmuş. Bazı sahnelerde bu açıklamalar atlanıyor; ancak genel anlamda karakterleri tanımak, yaşanan olayları daha iyi takip edebilmek açısından, bu yenilik oyuna çok büyük bir katkı sağlıyor.

KULİSTE SEVİNÇ VAR
Troya'nın gösterişli kostümleri içindeki dansçıları ise, kendilerini "Normal hayatlarında nasıl insanlar acaba," diye düşündürecek kadar merak ettiriyor. Bu yüzden olacak ki, gösteriye ara verildiğinde, biz de kulise sızıyoruz ve birkaçıyla görüşüyoruz. Kiminin mola verip dinlendiği, kimisinin ayna karşısında rötuşlar yaptığı kuliste koşturan 120 kişilik dansçı kadrosunda, güleryüz ve heyecan hâkim. Nitekim, etkinliğe bilet alan bir seyirci konudan ziyade, güzel bir dans gösterisi izlemek için İGM'ye geldiğini söylüyor. Dansçıların, seyircilerin üstünde uçuştuğu, sahne ortasındaki çukurlardan sisler eşliğinde belirdiği gösteride, teknik ekip de aksaklıklara mahal vermiyor. Ritmi bozacak herhangi bir olayın gözlenmediği İGM'nin sahibi ve işletmecisi Mustafa Özbey ise, yılın 200 gününde gösterilere ev sahipliği yaptıklarını, ancak gişe rekorları kıran Troya'da çok daha farklı bir ilgi gözlediğini söylüyor ve ekliyor: "Bugüne kadar 40 kez sahnelendi Troya, hepsinde de salonda 5 bin kişi vardı. İGM'nin uygunluğu ile yönetmen Mustafa Erdoğan'ın başarısı birleşince de ortaya bu tablo çıkıyor."