kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
30 Kasım 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
YÜKSEL AYTUĞ

Reyting sadece sayı mı?

Reytinglerin güvenilirliği konusunda kopan fırtınanın sadece 2 milyar dolarlık bir reklam pastasını bölüşme kavgasından kaynaklandığını düşünmek "saflık" olur. İşi sadece "ekonomik" platforma oturtup, öyle değerlendirirseniz, asıl büyük tehlikeyi ıskalarsınız. Unutmayın ki gemiler, önce buzdağının su altında kalan bölümüne çarpıp, batarlar... Reyting sonuçları sadece istatistik verilerin rakamlara dönüştürülmüş hali değildir. Hele bu ölçümlerin yapıldığı yer insanların günde 5 saat ekran karşısında vakit geçirdiği, adeta tüm hayatını televizyon programlarına göre düzenlediği bir ülke ise ölçümler "hayati" bir önem kazanır. Bu nedenle "Reyting ölçümleri sadece reklamveren için yapılıyor. Size ne kardeşim?" diyenlere acı acı gülüyorum. Zira bu ülkede insanların yaşamına yön veren "televizyon alışkanlıkları" bu ölçümlere bakılarak oluşturuluyor. Cinselliğin sömürüldüğü baldır bacak magazin programları yüksek reyting alırsa, aynı unsurlar haber bülteninin içinde de, dizide de, sohbet programında da kullanılıyor. Yok, dinselliğin sömürüldüğü bir program, listenin en başında yer alıyorsa, bu kez inançtan reyting damıtmaya hazır onlarca yeni program türüyor. Ve insanlar giderek, ekranda en fazla karşılarına çıkan görüntüyü içselleştirip, normalleştirerek yaşamlarına ona göre yön vermeye başlıyorlar. Özetle; ben Türkiye'nin geleceğine kastetmiş bir dış güç olsaydım, Ankara'nın göbeğine nükleer bomba atacağıma, reyting ölçümleriyle oynardım. Zira toplum üzerindeki tahrip edici etkisi bombadan kat be kat fazla olurdu. Reyting hassasiyeti, "para" dan çok daha büyük bir değer ifade ediyor. Buzdağının altını da görelim artık!..