kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
12 Ekim 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat
Asker botları, kot pantolonu ve makyajsız yüzüyle, son derece çocuksu, hatta biraz da asi bir genç kız portresi çizen 29 yaşındaki Tülin Özen, elektrik mühendisliği eğitimi alırken, radikal bir kararla Yeditepe Üniversite’nin oyunculuk bölümüne girmiş.

Bu filmdeki iki kadının arasında özel bir aşk var

BUGE CANKAT Fotoğraf: Korkut KALAYCI
10.10.2008
'Vicdan' filminin 'Songül'ü Tülin Özen: Hikayede, bir kadının, bir başka kadına sarılma hali var. Songül, Aydanur'la bir hayat geçirebileceğini düşünüyor. Onu kocasının yerine koyuyor. Bence bu, aşkın tanımı... Her şey yaşanmış, sevişmiş de olabilirler!..
Dört yıl önce, 'Meleğin Düşüşü'ndeki rolüyle Altın Portakal alan Tülin Özen, 10 Ekim'de vizyona giren 'Vicdan' filmiyle izleyicinin karşısında. Bir kez daha ödül alıp alamayacağını sorduğumuzda, "Öyle şeylerin hesabını yapmam" diyen oyuncu; son filmini ve canlandırdığı 'Songül' karakterini anlattı.

* Yönetmen Erden Kıral sizi niçin tercih etti?
Beni daha önce 'Meleğin Düşüşü' ve 'Yumurta' filmlerinde izlediğini ve beğendiğini söyledi.

* Senaryoyu okuduktan sonra aklınızdan ilk ne geçti?
Çok zor bir karakter olduğunu düşündüm. Kafamda, Songül hakkında çok fazla soru işareti oluştu. Bu kadın, niye böyle yapması gerekirken farklı davranıyor, böyle yapıyor, diye düşündüm durdum. Sonra, 'Altında oynanması gereken bir şeyler var' dedim ve rolü kabul ettim.

FABRİKADA ÇALIŞTIM

* Rolünüze nasıl hazırlandınız?
Songül kiremit fabrikasında çalışan bir işçi. Ön hazırlık için, 3 kez Altın Kiremit Fabrikası'na gittim ve sabahtan akşama kadar çalıştım. İşçilerle tanıştım. Aramızda fark yok, sadece yaptığımız iş farklı. Bunu gördüm. Bu arada, daha önce fırsatım olmamıştı, fabrikadaki herkese çok teşekkür ederim.

* Filmde Songül, kocası ve yakın arkadaşını arabada sevişirken görüyor. Ama 'kadınca' olmayan bir tepki veriyor. Ne bağırıyor, ne de hesap soruyor...
Evet, Aydanur'un yanına gidiyor ve ona dostluklarını hatırlatıyor. Aslında, kendine bir çıkış yolu arıyor. Kocası Mahmut güvenilir bir adam değil. Bir süre sonra da kocasına değil Aydanur'a bağlı yaşamak istediğini, Aydanur'un yanında daha mutlu olacağını fark ediyor.

* Siz aynı sahneyle karşı karşıya gelseniz nasıl davranırsınız?
Hiçbir kadın, böyle bir şeyle karşılaşana kadar ne tepki vereceğini bilemez.

* Tahmin edin o halde...
Hiç tahmin etmeyeyim. Hele ki ben bir oyuncuyum. Bütün duyguları, her şeyi bir bütün olarak yaşıyorum. İşimiz insani ilişkileri üzerine. Çok kafa yoruyorum. Dolayısıyla kendi adıma bir tahminde bulunmak bile senaryodan öteye geçemez.

SEVİŞMİŞ OLABİLİRLER

* Songül'ün portresi size ne kadar inandırıcı geliyor?
Songül, soru işaretleri olan özel bir kadın. Zaten bu karakteri oynama sebeplerimden biri de bu soru işaretleriydi. Başka kadınlar gibi bağırıp çağırmıyor, karşısındaki adamın saçını başını yolmuyor. İlk etapta tabii ki, kocasını yeniden elde etmek istiyor ama çok sakin ilerliyor. Sessiz kalarak, her şeyin farkında, her şeyi ölçüp biçerek, tartarak ilerliyor.

* Bu sessizlik gücün mü, güçsüzlüğün mü belirtisi?
Songül çok güçsüz başladığı bir durumdan sonra çok güçlü devam ediyor.

* Bu noktada Aydanur ve Songül karakterleri arasında kapalı kapılar ardında bırakılmış, tam da adı konmamış bir durum var mı?
Evet. Songül, kocasının alternatifini Aydanur'da bulmuştu. Çok özel bir durum. O yüzden de adı yok. Sanırım yönetmen yorumu izleyiciye bırakıyor.

* Nasıl bir aşk bu? Cinselliğin olmadığı bir aşk mı?
Cinsellik var mı, yok mu, derecesi ne? Bunu ben de bilmiyorum. Her şey yaşanmış, sevişmiş de olabilirler! Burada bir kadının bir kadına 'sarılma' hali var. Songül kocasıyla değil, Aydanur'la bir hayat geçirebileceğini düşünüyor. Kendilerine azap veren yerden birlikte gitmek istiyorlar. Bu bence, aşkın tanımı... Sadece birbirleri için varlar. Onlarınki, 'Bu ne derece güçlü bir aşk?' sorusunu da aşan bir durum.

* 'Vicdan' neyin sorgulaması?
Bu film, hayatın tamamen mantık üzerine gitmediğini, bir kısır döngü olduğunu, doğrunun yanlışla iç içe geçtiğini gösteren bir çalışma.

ÜÇÜNCÜ SAYFA GERÇEĞİ
* Gerçek hayatla karşılaştırırsak?
Cinsellik, aldatma, iktidar hırsı... Tarihin başlangıcından beri yaşanıyor. Ama biz üçüncü sayfa haberi olarak görüyoruz. Bu haberlerinin çoğundaki insanlar, 'Karıncayı bile incitemez, nasıl katil olmuş?' dediğimiz tipler. Bizim karakterlerimiz de öyle. Bu konuyu biraz parlatmak istedik.

* Songül ve Aydanur, otobanda hayata meydan okurken, 'erkekçe' küfrediyor. Gerçek hayatta küfreder misiniz?
Çok değil ama kullanırım. Küfürü ağzıma almayan bir insan değilim.

* Bu kadar trajedinin içinde izleyiciyi güldüren bir sahne var. Mahmut, Aydanur'la seviştiğini gören Songül'e, 'Sen de katılsana' diyor... Biraz iğreti değil mi?
Songül'ü oynayan biri olarak, orada hiç gülmediğimi, hatta çok sinirlendiğimi söyleyebilirim. Murat, o absürdlüğü çok iyi oynadı.
Haberin fotoğrafları