kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
21 Eylül 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat
Koyu renkli yaşlı kuşak, kendini ‘Arap’ olarak tanımlıyor ve atalarının Türkiye’ye kaçırılarak getirildiklerini söylüyor.

Türkiye'nin siyahları köylerde seviliyor, kentlerde aşağılanıyor

CEYDA KARAASLAN
20.09.2008
Tarih Vakfı, Afrika kökenli Türklerle ilgili bir sözlü tarih çalı.ması yaptı. Siyah Türkler, renkleri nedeniyle kentlerde ayrımcılığa maruz kalıyor..
İLİŞKİLİ HABERLER
Türkiye'nin siyahları köylerde seviliyor, kentlerde aşağılanıyor
Tarih Vakfı, İzmir, Balıkesir ve Muğla'da 100 kişiyle yüz yüze görüşmeler yaparak, Afrika kökenli Türkler üzerine kapsamlı bir araştırmaya imza attı. Sessiz Bir Geçmişten Sesler: Afrika Kökenli Türk Olmanın Dünü ve Bugünü Üzerine Bir Sözlü Tarih Çalışması, kır ve kentte yaşayan siyahların farklı muameleye tabi tutuldukları gerçeğini de ortaya koydu. Köylerde yaşayan siyah Türkler, renkleri nedeniyle çevreden hiç olumsuz bir davranış görmezken, kentlerde yaşayanlar sözlü tacizle karşılaşıyor. Renginden dolayı işinden atılan, üniversiteden dışlanan, hatta fiziksel tacize uğrayanlar bile var.
Türkiye'de yaşayan farklı toplumsal katmanlardaki Afrika kökenli Türklerin bugünkü kültürel, toplumsal ve ekonomik konumlarını irdeleyen araştırmaya göre, yaşlı kuşak kendini 'Arap' olarak tanımlıyor ve atalarının Türkiye'ye kaçırılarak getirildiklerini belirtiyor. Genç kuşak ise kendini 'Afrika kökenli' olarak tanımlıyor.
Araştırma projesi, Avrupa Birliği'nin 70 bin avroluk desteğiyle gerçekleşti ve Ege Bölgesi'nde yapılan görüşmelerde katılımcılara, kökenlerine ilişkin hikâyelerinin ve renklerinden dolayı maruz kaldıkları ayrımcılığın anlatılması istendi. Araştırmaya göre Türkiye'de Afrika kökenlilere yönelik ABD'dekine benzer bir ırk ayrımcılığı hiçbir zaman olmamış. Ancak 20-35 yaş aralığındaki kişiler, renkleri nedeniyle çalışma ve eğitim hayatında sıkıntı yaşadıklarını belirtiyor. Bu kişilere 'yabancı' gözüyle bakıldığının altı çizilen çalışmada, Türkçe konuşmalarının da insanlarda şaşkınlık yarattığı belirtiliyor. Kendilerini kabul eden çevrelerin de 'Pele', 'Esmeray' gibi isimler taktıkları anlatılıyor.

HACILAR KAÇIRIP GETİRMİŞ

Köylerde yaşayan yaşlı kuşak kendilerini 'Arap' ya da 'zenci' olarak tanımlıyor ve 'Afrikalılık' tanımlamasının 'yeni moda' olduğunu savunuyor. Köken hikâyeleri anlatan katılımcıların çoğu, atalarının kaçırılarak Türkiye'ye getirildiklerini söylüyor.

AŞK RENK TANIMIYOR
Çalışmanın ilginç sonuçlarından bir tanesi de evliliklerle ilgili. Görüşme yapılan 100 kişinin ya kendisi ya da aile ve yakın akrabalarından birisi beyaz tenli biriyle evlenmiş. Evliliklerde ten rengi ya da köken farklılığından çok, toplumsal sınıf konumunun belirleyici olduğu vurgulanıyor. Kırsal bölgelerde karışık evlilikler daha doğal karşılanırken, kentlerde ise kısmen sorun yaşanıyor. Evliliklerinde sıkıntı yaşadığını söyleyen kesimin, kentte yaşayan, yüksek okul mezunu, meslek sahibi ve eşlerini kendi seçenler olması dikkat çekiyor.

Rabia Ereneci (Rençber): "İki adam buradan deveyle hacca gitmiş. Oradan birini çevirmişler, 'Bizim köyde hiç Arap yok, bu Araplar bizimle gelmez mi?' demişler. O da 'Siz onları alırsınız siyah diye işkence edersiniz, vermeyeceğiz gidin,' demiş. Hacılar 'Size avuç dolusu para veririz,' demişler. Anamla İbrahim diye bir çocuğu çuvala koyup, develere bağlayıp, getirmişler buraya."

Zuhal Acarkan (Felsefe öğretmeni): "Babam 'Sudan'dan geldik,' derdi.
Kendince bir dil konuşurdu. 'Vadday', 'Badday' falan derdi. Uydururdu tabii. İçki içince böyle konuşurdu. Sözüm ona Afrika dili konuşuyor."