kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
21 Eylül 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat
Seyfi Teoman'ın Tatil Kitabı filminden.

Özgürlük bunun neresinde?

YEŞİM TABAK
19.09.2008
Ken Loach , işte Özgür Dünya filmiyle Britanyalı alt sınıfın sefaletini sergilemeye devam ediyor. Loach nicedir bir sinemacıdan çok bir görev adamı gibi..
Çoğu yönetmenin takıntı temaları vardır, fakat bazıları da insanı neredeyse her filminden aynı hislerle yollamak gibi bir standart tutturmuştur; filmleri, yarın fırından çıkacak ekmek bugünkünden ne kadar farklıysa, birbirinden o kadar farklıdır. Bu bahsi açmamın sebebi, Ken Loach fırınından yeni bir ürünle karşı karşıya olmamız. 'İstikrarın böylesi'ni gösteren yönetmen pek az kaldı; Woody Allen bile değişik arayışlara girişti. Fakat hiç vazgeçmeyenler de var. Claude Chabrol burjuvazi ikiyüzlülüğüne dair yeni deliller sunmaktan (tesbih çekmek gibi düşünün), John Waters faşizan tutucularla manyak özgürlükçülerin anarşist Gırgıriye'sini çekmekten (oh ne ala), Ken Loach da Britanyalı alt sınıfların sefaletini sergilemekten vazgeçmiyor. Loach'un istikarı, biraz rehavet verici. Karakterlerinin ruh hallerini genellikle sadece içinde bulundukları koşullar üzerinden incelediği için, Loach nicedir bir sinemacıdan çok bir görev adamı gibi. Bir filmini kaçırırsanız mühim değil, bir sonraki filminde 'çağımızın aynası sinema' görevini yerine getirecektir. İşte Özgür Dünya / It's a Free World de getiriyor. Onyıllar sonra kimsenin İşte Özgür Dünya'yı dramatik değerleri için izleyeceğini sanmıyorum, ama 2000'lerin başlarında göçmenlik, küresel / kapitalist düzen gibi kavramlarla ilgilenen biri için iyi bir 'kurmaca belge' olabilir. Filmin kahramanı, çevresindeki kimseye pek hayrı olmayan, Londralı, genç bir bekâr anne (Angie rolünde Kierston Waering). Angie iş kendisini salmaya geldi mi sınır tanımadığı gibi, para kazanıp hayatını toparlamaya karar verdiğinde de sınır tanımayacak kadar sivri bir karakter. Filmi ayakta tutan da onun -zaman zaman sinir bozan- enerjisi. Angie'nin fiziği de, tarzı da gösterişli - ilk kez bir filmde rol alan ve geçen yıl Antalya Film Festivali'nde süper mini etek ve sivri topuklarla falsosuz yürüme şovu yapan Wearing'in kendisi gibi. Fakat aptal sarışının cinsel kurnazlığı yerine, belayla yakın, sert bir temas halinde çarpışmayı tercih ediyor. Angie 'güçlü ve zalim olan kazansın' dünyasında aktif bir oyuncu; en az ücretle maksimum kölelik arayan işverenlerle yasadışı göçmenleri buluşturan bir işi var. Film boyunca, Angie'yi bu işi kurmaya iten ailevi, sosyal ve maddi koşulları, işi kurma çabalarını ve sonunda da işi ilerlettikçe çığrından çıkan bencilliğini izliyoruz.

ŞARTLARA HAPSOLDUKLARI BİR DÜNYA...
İşte Özgür Dünya, adıyla tamamlanan bir film; Loach "Bu da özgürlükse..." demeye getiriyor. Film, 'Küresel Kaynaşma ve Muasır Medeniyet Center' Londra'nın ortasında müthiş vahşilikte bir hayatta kalma savaşının hikâyesi. İşte Özgür Dünya'nın kahramanları, kendi seçimleri ve kendi güçleriyle sınandıkları, ama yine de şartlara hapsoldukları bir dünyanın içindeler. Onlara verilen alanın sınırlarını zorluyorlar, ama kurban ya da cellat olmaktan öteye gidemiyorlar. Seyfi Teoman'ın geçen hafta gösterime giren ilk uzun metrajlısı Tatil Kitabı'nda ise, hiçbir karakterin birey olarak alanı zaten yok. Film, ilkokul öğrencisi Ali'yi (Tayfun Günay) merkezine alarak, Silifkeli orta sınıf bir ailenin bir yaza yayılan hikayesini anlatıyor. Mevcut düzene göre, üyelerinin kişisel mutluluğunun pek bir önemi yok; önemli olan ailenin en 'makul' şekilde ayakta kalması, risk almadan çarkı döndürmesi. Despotça düzeni uygulatmak babanın (Osman İnan), yaralara merhem olmaya çalışmak annenin (Ayten Tökün) görevi. Büyük oğul (Harun Özüağ) hala kendi hayatını kurmayı hayal ediyor ama sınırlarıyla tanışmak üzere. Zamanında aynı şeyi amcası (Taner Birsel) deneyip becerememiş. Kader Ali'yi de sıkıca saracak gibi görünüyor. Filmin iması o ki, evin sınırlarının bittiği yerde, 'muasır medeniyetler seviyesi'ne çıkma hedefindeki Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları başlıyor.
Haberin fotoğrafları