kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Ağustos 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Kotları beyazlatırken akciğerleri karardı

Mehmet YALNIZAN SABAH
İş için gurbete çıktılar, birkaç yıl kot taşladılar. Askere gittiklerinde çürük raporu verilince Silikozis hastalığına yakalandıklarını öğrendiler. Şimdi 'ölümü' bekliyorlar..
İLİŞKİLİ HABERLER
Kotları beyazlatırken akciğerleri karardı
Bingöl'ün Karlıova ilçesine bağlı 287 haneli Taşlıçay köyünde neredeyse 4-5 evden birinde halk diliyle "kumlama", tıp diliyle ise Silikozis hastası var. Bazı evlerde ise 3-5 hasta bulunuyor. Köylerinden kalkıp geldikleri İstanbul'da sigortasız, maskesiz, havalandırması bile olmayan kot taşlama atölyelerinde, çok değil 6 ay ile 2 yıl arasında çalıştıktan sonra, hastalığa yakalandıklarını öğrenmişler. Aslında bu, maden işçilerinin "meslek hastalığı"... Ancak maden işçilerinin bir bölümü, 20-30 yıl çalıştıktan sonra yakalanıyor bu hastalığa, kot taşlama işi yapanlar ise hemen...

BİR KÖYDE 84 HASTA VAR
287 haneli, bin 578 nüfuslu Taşlıçay köyünde muhtar Emin Ceylan'ın verdiği bilgiye göre 84 Silikozis hastası bulunuyor. Kot taşlama atölyesinde çalışırken, kesin tedavisi olmayan Silikozis hastalığına yakalanan köylülerden Ruhat Yıldırak henüz 24 yaşında. Hastalığının ilk belirtisini askerliğinin son 15 gününde hissettiğini belirten Yıldırak, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "İstanbul'da bir kot taşlama imalathanesinde 4 yıl boyunca, kötü şartlarda ve sigortasız olarak çalıştım. Böyle bir hastalıktan haberimiz bile yoktu. Aynı köyden olan Erhan arkadaşımızın ölümü sonrası bu hastalığı öğrendik. Zaten o günden sonra da o işte çalışmadık. İşten çıktıktan sonra askere gittim. Vatani görevimi Edirne'de yaparken askerliğimin son 15 gününde nefes darlığı çektim, göğsümde ağrılar hissettim. İlk zamanlar önemsemedim. 2005 yılı kasım ayında terhis olduktan sonra köyüme döndüm. Rahatsızlığım artınca Diyarbakır'daki Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne gittim. 'Bu hastalığın tedavisi yok' dediler."

SENETLE OKSİJEN TÜPÜ
Ruhat Yıldırak'ın babası Maksut Yıldırak da, "Bugüne kadar kimse yardım eli uzatmadı. Kaymakamlık tarafından oğluma verilen oksijen tüpü bile 3 bin YTL'lik senet karşılığı bana verildi. 9 çocuğum var, Ruhat en büyük çocuğum. Elimden geldiğince onu her hafta Erzurum'a doktora götürüyorum. Ama devletimizin yardım etmesini bekliyorum" diyor. Yaklaşık 4 yıl kot taşlama işinde çalıştığını belirten Şeyhmus Aydar da (37), "Hastalık belirtileri taşıyorum ve hasta olduğumu tahmin ediyorum. Ama doktora gitmeye korkuyorum. Teyzemin oğlu Erhan bu hastalıktan öldü. Ben de İstanbul'da 4 yıl kot taşlamada çalıştım" diye konuşuyor.