Yüzmede son dakika golü olmaz

Son yıllara baktığımızda yüzme, Türkiye'de gelişme gösteren sporlardan biri olsa da hâlâ olimpiyatlarda madalya almak, pek kolay gözükmüyor. Bunun pek çok sebebi var. Milli Takım antrenörlerinden Levent Camuşcuoğlu, "Bu olimpiyatlarda madalya görmemiz söz konusu değil. Yüzebileceğimiz en iyi yer 16 ile 24.'lük arası. İyi ihtimalle yarı final yüzebiliriz," diyor ve bunun sebeplerini şöyle anlatıyor: "Havuzun olması, iyi sporcu çıkacağı anlamına gelmez. Fizyoloğundan masörüne veya eğitime kadar her şey madalyada bir etken. Zincirin en zayıf halkası kadar güçlüsünüz. Antrenman, sporcunun yüzme tekniği, zihinsel antrenman, tesis, eğitim sistemi, ekonomik yeterlilikler, bunların hepsi zincirin birer halkası. Bizde bunların bazıları iyi, bazıları kötü. Zayıf halka, zinciri zayıflatır. Bizim en zayıf halkalarımız, eğitim sistemimiz. Okullar çok ağır ve yüzen çocuğun lehinde bir sistem yok. Ayrıca biyomekanik analizlerimizi yapacağımız bir laboratuvarımız yok. Diğer ülkelerin olimpiyat araştırma merkezleri var. Olimpiyat şampiyonu çıkarmak için olimpiyat ruhu taşıyan bir zihniyete sahip olmak gerekir. Sadece istemek yetmez, ona göre altyapı oluşturmak gerek. Futbolda kötü oynayıp, son dakika golü atıp maçı alabilirsiniz. Ne yazık ki yüzmede şans faktörü yok." Yüzmede 11 sporcuyla olimpiyatlara katılıyoruz: Derya Büyükuncu (sırtüstü 100-200 m.), Kaan Tayla (serbest 50-100 m.), Ömer Arslanoğlu (kurbağalama 100 m.), Gülşah Günenç (kelebek 200 m.), Iris Rosenberger (kelebek 100 m.), Demir Atasoy (kurbağalama 50 m.), Serkan Atasoy (karışık 200 m.), Deniz Nazar (karışık 400 m.), Buse Günaydın (kurbağalama 100 m.), Onur Uras (kelebek 100 m.), Ediz Yıldırımer (serbest 1500 m.). Bu yüzücülerin arasından Fenerbahçe Yüzme Kulübü'nde yüzen Gülşah Günenç ve Buse Günaydın'la görüştük. Gülşah Günenç, beş yıldır Amerika'da yaşıyor ve ikinci kez olimpiyatlara katılıyor. 23 yaşındaki yüzücü, bir ay önce Ohio State Üniversitesi Pazarlama, Lojistik ve İnsan Kaynakları bölümünden mezun oldu. Eylül ayında Kaliforniya'da Santa Barbara Üniversitesi'nde master'a başlayacak. Amerika'da yaşamanın avantajlarını şöyle anlatıyor: "Antrenmanlarımız okul programına göre. Sabah 06.00-7.30 arasında bir antrenman var. Sonra 13.45-15.45 arasında su antrenmanı ve üzerine bir saat ağırlık çalışıyorum. Haftanın dört günü çift antrenman var." Yüzmeye beş başında başlayan Gülşah, bu spora çok emek verdiğini söylüyor. Ama serzenişte bulunmadan da edemiyor: "Bana kimse bir imkân sunmadı, imkânları kendim yarattım. Yüzme, Türkiye'de o kadar popüler bir spor değil. Açıkçası kendimi çok şanslı hissediyorum, Amerika'ya gidip, orada okul rekorlarını kırdıktan sonra antrenörüm beşinci yılımda hiçbir ücret talep etmeden beni özel olarak çalıştırdı." Bu arada ailesinin desteğine değinmeden geçmiyor. "Ben tek çocuğum, buna rağmen beni Amerika'ya gönderdiler. Büyük bir özveriydi onlar için." Geçtiğimiz günlerde Çin'e giden yüzücü, 2004 olimpiyatlarında istediği sonucu elde edememişti. Artık emeklerinin karşılığını almak ve Türkiye rekorunu kırmak istiyor... Bir de ilk 16'ya girmek... Buse Günaydın ise 19 yaşında ve İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünde okuyor. Yüzmeye Gölcük'te başlamış. Uzun bir süre orada yüzdükten sonra, NATO'da denizci olan babasının tayini nedeniyle İtalya'ya taşınmışlar. Üç yıl orada yüzmeye devam ettikten sonra Türkiye'ye dönmüşler. Buse, burs alıp Amerika'ya gitme imkânı olmasına rağmen bunu istememiş. "Yurtdışında yaşayınca, aynı şeyi yine yaşamak zor geldi. Bu kez ailemden de ayrı olacaktım. Burada da yapabileceğime inanıyorum." İlk kez olimpiyatlara katılacak olan Buse Günaydın, ilk 16'ya girmek istiyor. Bunun için bir yıldır hayatını yarışlara göre düzenlemiş: "İlk dönem okula biraz gidebildim ama ikinci dönem bir veya iki kez gittim. Sağolsun dekanımız çok yardımcı oldu. Finallere bile giremedim. Benim gibi Türkiye'de okuyup da olimpiyatlara gidecek sporcu bulunmuyor."