kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Temmuz 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MELİHA OKUR

Başsavcı Engin'den samimi itiraf!

Çelebi Holding'in 50'nci yıl kutlamasında böyle bir "sürpriz" ile karşılaşacağım hiç aklıma gelmezdi.
Dolmabahçe Sarayı'na girdiğimde davetli bayanların şıklığı karşısında şaşırdım! Herkes moda tasarım yarışmasına gelmiş gibiydi.
Bankacı, holding sahibi, maliyeci, tersaneci, diplomat, bakan kim varsa davetteydi!
CNBC-e'nin Genel Yayın Yönetmeni Servet Yıldırım ve Haber Koordinatöü Barış Karcı ile karşılaştığımda Karcı, tam karşımdaki beyefendiyi işaret etti, "İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin değil mi?" dedi.
Başsavcı Engin, eşi Bedriye Engin ile birlikte etrafa bakıyor, Bugün gazetesinden Perihan Çakıroğlu ile sohbet ediyordu. Nedense çoğu gazeteci arkadaşım Başsavcı Engin'i uzaktan izledi, yanına gidip "Merhaba!" bile demedi.
Galiba bu kaos ortamında kimse soru sormak istemiyor!..
Medya emekçilerinin üzerine korku bulutu(!) çökmüş!..
Ben de vakit kaybetmedim, Başsavcı Engin'e selam verince başlayan sohbet devam etti!..
Öyle ya, Başsavcı Engin, Ergenekon iddianamesini okumuş muydu? Başsavcı, "2500 sayfayı okumak mümkün mü? Başsavcı vekilleri iddianameyi inceliyor. Yılda 150 ile 200 bin arasında soruşturma takip ediyoruz," dedi.
Sözü dolaştırmadan ekonomiye getirdi. Siyaset habercileri gibi değilsiniz. Ekonomi farklı deyip sonra Ergenekon davasının ekonomi üzerindeki etkisiyle ilgili yorum yaptı. "Bu dava üç ay önce devreye girdi. Bizim dava ile ekonominin içinde bulunduğu durum arasında lütfen bir bağ kurmayın!"
Oysa ortada başka sorunlar vardı. Neyle suçlandığını bilmediği halde 13 ay hapiste yatıp hayatını kaybeden "Kuddusi Okkır" ile ilgili neler söyleyecekti!
Başsavcı, net konuştu.
"Okkır konusuna Milliyet'te okuduğum küçük bir haber üzerine el attım. İncelenmesini istedim. Korkunç olan, ne hapishane doktorları sağlık raporu vermiş, ne de Okkır'ın doktorları avukatına sağlık durumu ile ilgili bir rapor sunmuş!.. Okkır, nezle, grip oldu diye hep revire gidip gelmiş. Olaya el atınca durum ortaya çıktı. Eğer bu incelemeyi istememiş olsaydım Okkır içeride ölecekti. Kimse fark edemeyecekti. Bazı hatalar yapıldı. Soruşturma sürecinde hatalar yapılmadı değil!.." Samimi itiraf!..
Başsavcı Engin'e, Hurşit Tolon'un sağlık durumunu sordum, konuşmadı!
Bizi sessizce dinleyen eşi Bedriye Engin, bu noktada konuşmaya katıldı. "İddianamenin okunduğu gün iki tane sakinleştirici aldım. Olaylara çok üzülüyorum" dedi. Başşavcı Engin'in yakasında "Türk bayrağı" rozeti, eşinin yakasında ise "ay yıldızlı" rozet takılıydı.