kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Haziran 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
ŞİRİN SEVER

Son 24 saatte ne yediniz?

Bu soruyu, bir doktorun 'tatil köyünden' zehirlenerek gelen hastasına sorduğunu düşünün... Açık büfeden 'beslenen' tatilci ne diyecek şimdi? Bütün açık büfeyi sayması gerek. Sağ baştan say: "Önce zeytinyağlı ve salatalardan başladım doktor bey; biraz patlıcan kızartma, kısır, şakşuka, yoğurtlu makarna, bol malzemeli bir yeşil salata. Yemek olarak tavuk, balık, kırmızı et vardı; hepsinden az biraz. Ardından binbir çeşit tatlı büfesine geçmiştim ki..." Doktor nasıl teşhis etsin senin midendekini? Seni zehirleyen şeyi nasıl bulsun be kardeşim? Şaka bir yana, tatil köylerindeki açık büfe olayı birer işkenceye dönüştürüyor yemek yeme işini. 'Bu kadar çok çeşitten hangisini seçsem' diyerek sabah, öğlen ve akşam restorana girdiğinde tatilden yorgun dönüyorsun zaten! Niye şimdi bunu yazıyorum? Olay yeri incelemesi yaptım çünkü. Ayıptır söylemesi kankalarla Fethiye Hillside'dayız. Yıllık iznimin bir bölümünü kullanıyorum. Tabii popoyu devirip yatmak vardı ama bizim Emre ilginç geyiklere imza atmakla meşgul; yazmadan olmuyor. Gelir gelmez başladı zaten... "Sana süper yazı konusu buldum! Şu tatil köylerindeki açık büfe manyaklığını yazsana, bu nasıl bir işkencedir ya" dedi, beni bilgisayarın başına oturttu. Haberimiz ses getirecek de açık büfeler toptan kaldırılacak diye mi? Yoo, bizimki içini dökme durumu. İçimizden geldi yani. Öğlen akşam ne zaman yemeğe otursak aynı muhabbet: Çok çeşit var, aç kaldım! Uçsuz bucaksız açık büfede bir kaşık yemek koyuyorsun tabağına, salataya doğru giderken yemek soğuyor mesela! Neyse durum vahim. Tatilde en büyük problemimiz; açık büfeden kazasız belasız nasıl çıkacağımız... Olur da zehirlenirsek, doktora ne yediğimizi nasıl anlatacağımız...