kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Haziran 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
YAVUZ DONAT

Adnan Polat sordu: "Bu nasıl gece, bu nasıl eğlence?"

İsteyen su içiyordu, isteyen meyve suyu. İsteyen şarap, isteyen rakı. İsteyen de viski. Sahnede Romen bir bayan sanatçı Türkçe, İngilizce, İtalyanca şarkılar söylüyordu. Canı çeken sigarasını tellendiriyordu.
Adnan Polat kolumuzdan tuttu:
- Bu nasıl gece?.. Bu nasıl balo?.. Masalara bir bak, herkes sessiz.
Masalara baktık.
Şarkılara "eşlik eden" yok.
"Gülen, neşelenen, eğlenen" tek tük.
Koskoca pistte dans eden "sadece iki çift." Balo salonu sanki "kamusal alan" gibi... Balo sanki "yarı resmi devlet töreni" gibi.
Adnan Polat'a dedik ki:
- Burası Ankara.
- Ne olmuş Ankara'ysa... Burada Şampiyonluk Balosu var... İstanbul'da olsa davetliler çıldırır... Sabaha kadar eğlenir... Ankara'da ise sanki balo değil de, resmi bir tören yapılıyor.
Başkan Polat dayanamadı.
Mikrofonu eline aldı:
- Lütfen dansa... Bu nasıl eğlence böyle?.. Herkesi piste davet ediyorum.
Yanıt "sessizlik."
Kimse piste çıkmadı.
Ve Danıştay Başkanı Mustafa Birden bize döndü:
- Galiba görev bana düşüyor.
Yerinden kalktı, eşinin önünde eğildi:
- Bu dansı bana lütfeder misin?
Başkan'ın eşi de Danıştay'da. 9'uncu Daire Üyesi.
Zehra Birden evde düşmüş, "raporlu" ve "sağ kolu askıda." Danıştay Başkanı ile "kolu askıdaki eşi" dansa kalkınca...
Adnan Polat dedi ki:
- Herkes yüksek yargının peşinden gitsin... Yüksek yargıdan ders alınsın.
Ve bir anda "40-50 çift birden" dansa kalkıverdi.