kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 31 Mayıs 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Cumartesi SABAH 
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ

Ahlaki gelişim ve değerler

Çocukların zihinsel işlevleri yeterince gelişmediği için ahlaki yargıları, ergen ve erişkinlerden daha farklıdır. Ergenlik döneminde ise zihinsel işlevlerinin gelişiminin hızlanmasıyla ahlaki değerler önem kazanır. Aynı zamanda sosyal beklentiler ve ergenin yaşadığı deneyimler, ergenlik döneminde artar. Kimlik ve benlik kavramlarının oturması için ergenin bazı değerler oluşturmaya ihtiyacı vardır. Çocukluk döneminde özdeşim yapılırken iyi, kötü, doğru, yanlış gibi kavramlar öğrenilmeye başlanır. Başlangıçta çocuklar, anne-babanın engellemeleri ve ceza korkusuyla yapmadıkları davranışları, zamanla kendiliğinden yapmamaya başlar. Çünkü bu değer yargılarını öğrenir ve kendini denetler. Toplumsal, ahlaki ve dini kuralları öğrenir. Bunlara uymamak ise utanç, kaygı ve korku yaratır. Ahlaki değerlerin gelişimi ve etkileri, ebeveynin tutumuyla bağlantılıdır. Çocuğa değer veren, sevgisini gösteren, başarısını öven, nedenleri açıklayan aile tutumu, ahlaki değerlerin özümlenmesini sağlar. Aynı zamanda kendine güvenli, sorumluluk alabilen ve karar verebilen bireyler olurlar. Buna karşın, korkutma, ceza ve fiziksel şiddete dayalı tutum izleyen, eleştiren aileler çocukta ahlaki olgunluğu sağlayamadıkları gibi çocukların kendilerini değersiz hissetmelerine neden olurlar. Çünkü insanlar başkaları onlara değer verdikçe, kendilerine değer vermeyi öğrenirler. Kendine saygı, ergenlikle artar. Başlangıçta başkalarının onları kabul etmesiyle ilişkiliyken, olgunlaştıkça kişisel başarılar rol oynar. Kendine güveni olmayan ergenin, yanlışı da çok olacaktır. Ailevi destek, uyarıcı ve düşünmeye sevk eden eğitim, sosyo-kültürel çevre, yüksek düzeyde bir ahlaki gelişimi besler. Ergenlik döneminin en önemli özelliklerinden biri idealizmdir. Bu nedenle ergenler, her şeyi sorgular, kendilerini adayabilecekleri sosyal ya da politik nedenler bulmaya çalışır, dünyaya zarar verici durumlara çözüm arar. Bu tür idealleri olan ergenlerle, olmayanların erişkin dönem için kendilerine seçtikleri yaşam biçimleri farklılık gösterir. Bu dönemde ergenin sorguladığı konulardan birinin aile düzeni olması, ebeveyn için rahatsızlık verici olabilir.

GEÇİCİ BİR DURUM
Politika ve dine bakış da ergenlikte değişim gösterir. Politik düşünceleri ergenlikle birlikte daha soyut, otoriteye karşı ve çatışmaya yönelik olur. Zihinsel gelişimleriyle orantılı olarak, politik olayları değerlendirme ve yargılamaları da gelişir. Ergenlik döneminde din daha anlaşılır, tanrı daha soyut bir güç olarak algılanmaya başlanır. Kültürlere, toplumlara ve yaşanan zamana bağlı olarak, gençleri ergenlik döneminde dini konularda zorlamak işe yaramaz. Bu durum geçicidir. Bir süre sonra ergen, dini gereklerini kendi isteği ve yönelimine göre düzenler. Çocukluk döneminde başlayan ahlaki gelişim ve değerlerin oluşması, ergenlikte bu şekilde gelişiyor. Belki de kendimize, erişkinlere ve gençlere bakıp, nerede yanlış yaptığımızı düşünmenin zamanı gelmiştir. Çünkü çocuklar ergen, ergenler erişkin oluyor. Erişkinler de yaşadığımız toplumu, yöneticileri, karar alanları, uygulayanları, kısaca ülkeyi ve ülkeyi yansıtan sistemi oluşturuyor. Korkmak ve yakınmak yerine bir şeyler yapmak istersek, düşünme ve değerlendirme zamanıdır.