kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Mart 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Cumartesi SABAH 
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ

Konuşmak mı susmak mı?

Konuşmaya başlamak insan yaşamının önemli gelişmelerinden biridir. Çocuğun ilk kelimelerini söyleme yaşı onun gelişimini gösteririr. Altı aydan sonra heceler söylemeye başlayan bebekler, bir yaş civarında ilk kelimelerini söylemeye başlarlar. Dil gelişimini etkileyen en önemli faktörlerin başında sosyal çevresi gelir. Bebekler doğumdan başlayarak çevrelerinin onlarla kurduğu sözel iletişim sayesinde ana dillerini öğrenirler. Bu nedenle doğduğu andan başlayarak bebekle konuşmak çok önemlidir. Bebeğe bakım veren kişilerin bebeğe sundukları sözel uyaranlar arttıkça, dil gelişimi zenginleşir. Bu nedenle kendisiyle az konuşulan, bakım sağlayan kişinin ya da annenin az sözel iletişim kurduğu çocuklarda dil gelişimi gecikmektedir. Benzer şekilde çocuk yuvalarında büyüyen bebeklerin de dil gelişimi geri kalır. Bunun nedeni sadece uyaran azlığıdır. 2-2,5 yaş civarında konuşma bilen bir çocuk olur. Bu arada kız ya da erkek olması fark etmez. Bu nedenle üç yaşında hâlâ konuşmayan çocuk için "Erkek çocuk gecikir, bekleyin" diyen her kim olursa olsun inanmayıp nedenleri araştırmaya başlamakta yarar vardır. Konuşmayı öğrenene, ilk kelimelerini söyleyene değin endişe ve hevesle beklediğimiz çocucuğumuz, bu yeteneği kazandığı zaman kullanmaya başlar. İşte o zaman başka bir eğitim süreci başlar. Ne zaman, ne kadar konuşulacağı ve ne zaman susulması gerektiğinin öğretilmesi. İnsan için çok önemli olan bir gelişim göstergesinin, yani konuşabilme becerisinin olgunlaştırılması ve denetlenmesinin öğretilmesi gereklidir. Televizyonu çocuk bakıcısı olarak kullanmaya, bebeklerimizle sürekli konuşmayı bırakmaya başladığımızdan beri zamanında konuşan çocuk sayısı azaldı... Buna karşılık hangi kelimeleri nerede kullanması gerektiğini anlamayan, ne zaman konuşup ne zaman susması gerektiğini kestiremeyen, hangi ortam ve makamda konuşmalarını nasıl denetleyeceğini bilmeyen gençlerin, daha da kötüsü erişkinlerin sayısında artış oldu. Her iki durumda hastalık, gelişim bozukluğu gibi isimlerin yanı sıra önemli toplumsal sorunlar olarak adlandırılabilir. Konuşma gecikmesi birçok önemli hastalığın belirtisi olabileceği gibi, çocukta oluşabilecek birçok hastalığa neden olabilir. Konuşmayı öğretmenin en iyi yolu çocukla bol bol konuşmaktır. Peki gereken zamanda susmak, aklına geleni söylememek, uygun zamanda uygun kelimeleri seçmek, söylediklerinin anlamlarını tam bilmek ya da konuşulması gereken yerde doğruyu söylemek nasıl öğretilir? Aslında yöntem aynıdır. Çocuklara örnek olmak ve nasıl yapıldığını göstermek. Çevreme baktığımda bu konuda ciddi karamsarlığa kapılıyorum. Anne babalara, sanatçılara, edebiyatçılara, akademisyenlere, siyasetçilere ve yöneticilere baktığımda ise karamsarlığım artıyor. Ya sizin?
Not: Mart ayı seminerlerimiz devam ediyor. (www.bengisemercienstitusu.com). Ve 6 Nisan Pazar günü, saar 12.20'de canlı yayınla, TRT1'de yine birlikte olacağız. Yaşama, bize, işimize ve çocuklarımıza ilişkin konuları paylaşacağız sizlerle.