kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 12 Nisan 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Cumartesi SABAH 
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ

Öfke, mizah ve Cem Yılmaz

"Olgun insan, kendi kendine gülebilen insandır." Goethe Evet, Goethe böyle demiş. Siz izleyebildiniz mi bilmiyorum ama ben geçtiğimiz pazar günü TRT-1'de yeni başladığım Yaşam Sohbetleri isimli programda, bu sözün doğruluğunu bir kez daha gördüm. Konuğum Cem Yılmaz'dı. Hepimizi güldüren Cem Yılmaz'ın ve onu yetiştiren ailesinin en çok kendilerine güldüklerini öğrenmek çok şaşırtıcı olmadı. Sık sık sorduğunuz sorulardan biri; çocuklarınızın öfke nöbetleri karşısında ne yapacağınızı bilmediğiniz.

ÖFKE NÖBETLERİ
Öfke, doğal bir duygu. Onu nasıl kontrol ettiğimiz ve çocuklarımıza nasıl örnek olduğumuz önemli. Kızdığımızda, stres altında kaldığımızda, acı duyduğumuzda, aşağılandığımızda ama en çok da istediğimiz olmadığında öfkeleniriz. Öfkemizi kontrol etmek yerine bastırırsak bir gün aşırı bir tepki şeklinde ortaya çıkar. Öfkemizi kontrolsüzce akıtırsak; karşımızdakine bağırmak, vurmak ve bir şey fırlatmak yaptığımız davranışlar oluyor. Kendi kendine çözüm yöntemleri ise yastığa yumruk atmayı öneriyor. Oysa ne yastığa ne de duvara attığımız yumruklar öfkemizi geçiriyor. Üstelik çocuklarınıza öfke nöbetlerini ve kontrolsüzlüğü, tahammülsüzlüğü öğretiyor. Halbuki bir an durabilsek ve öfkemizi gösterişimizdeki anlamsızlığı, karşımızdakilerin şaşkınlığını ve çaresizliğini görebilsek gülebiliriz. Çünkü biz başkalarının öfkelerine ve kontrolsüzlüklerine güleriz. Mizah, öfkenin çözümleyicisidir.

NASIL BÜYÜTÜLDÜNÜZ?
Başkalarına gülebiliyorsak, kendimize de gülebilmeliyiz. Çünkü kendi kontrolsüzlüğümüze ve zayıfllıklarımıza gülebilmek, sadece olgunluğun değil, akıl sağlığının da göstergesidir. Bahsettiğimiz gülme, sorunlara gülüp geçmek değil elbette. Aksine mizah, sorunu daha yapıcı ele alıp, çözüme akılla ulaşmayı sağlayabilir. Yaşam koşullarımızı yumuşatan, olaylara daha sakin bakmamızı sağlayan, kendimize ve başkalarına hoşgörü sağlayan anne ve baba, gülen ve mutlu olabilen, aynı zamanda zorluklarla mücadele eden, kendini değerlendirebilen sağlıklı bir çocuk yetiştirecektir. Cem Yılmaz'la konuşurken ailesine ve sorunların ele alınışına ilişkin anlattıkları, nasıl Cem Yılmaz olabildiğinin güzel bir örneğiydi.

GÜLEBİLMEK
Sohbette tanıdığım Cem Yılmaz komik bir adam değil, aksine olayları çok ciddiye alan, üstünde düşünen, çözüm arayan biri. Çeşitli vesilelerle aile bireylerinin çoğunu ekranlardan tanıyorsunuz. O zaman anlıyorsunuz ki Cem Yılmaz güldürmek değil, gülmek için büyütülmüş. O konuşmalarında, gösterilerinde sadece kendi gülümsemesini bizlerle paylaşıyor. İyiki de paylaşıyor. Şiddetten, stresten, ekonomik zorluklardan, siyasi sorunlardan, geleceğe ilişkin endişelerden çokça söz ettiğimiz bu günlerde kontrolsüz öfkeye değil, aklımızı kullanmaya ihtiyacımız var. Çocuklarımıza sorunlarla gülerek baş etmeyi öğretmeye ihtiyacımız var. Çünkü öfkelenip kontrolümüzü kaybetmek, yarınımızı da kaybetmek olabilir. Belki hepsi Cem Yılmaz gibi yaşamla mücadelesini gülerek başkalarına da bulaştıracak kadar yetenekli olamaz. Ama en azından kendilerini doğru ifade edebilen ve başkalarını anlayabilen erişkinler olurlar. (Yarın yeni konuğumla yine TRT-1'de, saat 12.00'de canlı yayında sizinle olacağım. Sizler de mail yoluyla katılabilecek, soru sorabilecek, işlenmesini istediğiniz konuları iletebileceksiniz. Bundan sonra cumartesileri bu köşede, pazarları da TRT-1'de ekranda yaşam sohbetleri yapacağız.)