kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 24 Mayıs 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Orayı iyi niyet düzeltir

17.05.2008
- Artık her şey birey ve bireycilik üzerine kurulu. Projenin ortaya attığı meselelerden biri de bu mu?
- S.H.:
Bu proje için toplam 14 uluslararası sanatçıyla çalıştık. Tarlabaşı'ndaki insanlarla tanışarak adeta ağızdan ağıza projeyi yaydık ve tanıttık. Sanırım şu anda bizim için Tarlabaşı'nda yaşayan insanlardan oluşan, bize aşina bir cemaat bile mevcut. Bu bir zincirleme iletişim süreci. Hatta, farklı yönleri olan bir tür oyun. İnsanların Tarlabaşı hakkında yeterince doğru ve iyi bilgilendirildiği kanısında değilim. Tarafsız bir gözle bakınca, ille de orası için birşeyler yapılmalı, çünkü yaşam koşulları çok zor; ama aynı anda da, başka türlü sorunların varlığını sezmemek zor. Diğer ülkelerle veya kendi ülkemle kıyasladığımda, bu tür yerleri restore etmenin gerekli olduğunu, ama bunun da mutlaka oradaki insanların varlığı göz önüne alınarak, iyi niyet ve iletişimle yapılabilmesi gerektiğini düşünüyorum.
- P.W.: Projede tıpkı çağdaş Alman sanatçısı Joseph Beuys'un öngördüğü türden bir sosyo-plastik doku mevcut. Ortada, birbiriyle ilgisi olmayan unsurların ilk kez bir araya geliyor oluşu gibi bir durum var. Daha önce bir araya gelmemiş izleyiciler, daha önce bir araya gelmemiş sanatçılarla bir araya geliyor. Bu durumun kendisi bile başlı başına önemli bir şey söylüyor. Genelde kendi sosyal sınıfı ve yaşam tarzı olan izleyici, proje üzerinden Beyoğlu sınırını aşarak, Tarlabaşı'na gidiyor. Eğer ortada bir 'duvar' varsa, ona dair iyi ve kötü tarafın da sorgulanması olanağı elde ediliyor. Bu bakımdan izleyiciler, kendi önyargılarını, yaşayacakları tecrübe üzerinden sınama fırsatını yakalamış oluyor. Projeyi izleyen insanların normalliği dışında da bir 'normallik' var ve orada yaşamaya devam ediyor. Eğer bir kişi bile bunu düşünürse, kazandık diyebiliriz.

- Projeye 'reality tiyatro' denebilir mi?
- Wymann/Heier:
Evet, ama gerçekliğin ne olduğunu tartışmak kaydıyla. Sonuçta izleyici Tarlabaşı'nda bir binadan ötekine giderken gördüklerini de kurgu sanmaya kalkışmamalı. Orada yaşayacakları, onlar orada olmadan da yaşanan, gerçekliğin kendi normalliği!