kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 24 Mayıs 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Saba Tümer, "Ben öyle medya yalakalarından değilim, bana yapılanı unutmam," diyor.

Haber spikeri yemez, içmez, ağlamaz mı?

BURCU ALDİNÇ
17.05.2008
Gündüz kuşağında partnerli programlara imza attıktan sonra televizyona ara veren Saba Tümer, bir süre önce gece kuşağına geri döndü. Tümer'le yeni programını, sit-com'da oynama hayalini ve kendisine gelen bir kamyon dolusu çiçeği konuştuk..
İLİŞKİLİ HABERLER
Haber spikeri yemez, içmez, ağlamaz mı?
Saba Tümer için 'Alışık olduğumuz haber spikeri tanımını değiştiren kişi,' diyebiliriz. Haberleri okurken yakalandığı kahkaha krizleri, sorduğu sorular ve bazen gösterdiği tepkilerle bir dönem hepimizi şaşırtmayı başarmıştı. Yıllarca gece haberlerini sunduktan sonra, gündüz kuşağına transfer olan ama orada aradığını bulmayan ve yuvasına, yani 'gece'ye geri dönen Tümer, artık haftanın beş günü Haberturk'te program hazırlayıp sunuyor. Üstelik her programı olay oluyor, magazin sayfalarına taşınıyor. Ayrıca Tümer, programa başladığı hafta kanala gönderilen bir kamyon dolusu çiçekle, kendisi de magazin konusu olmuştu. "Ben televizyoncu olmak için yaratılmışım," diyen Saba Tümer'le anlatmaya doyamadığı programını konuştuk, en çok kiminle röportaj yapmak istiyor öğrendik. Bir de; şu bir kamyon dolusu çiçek neymiş, kim göndermiş, işin sırrını öğrenmeye çalıştık...

- Haber spikerliği öyküsü nasıl başladı? Küçükken de spiker mi olmak isterdiniz?
- Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nden mezunum. İzmir'de Sky TV'de muhabirlik yapıyordum. Spikerlerden biri pat diye istifa etti. Habere çıkaracak kimse yoktu. Bana, "Sabah habere çık," dediler. 'Çıkarsın, çıkamazsın, nasıl konuşacağım,' derken çıktım. Sonra çok hoşuma gitti. Hem muhabirliği, hem de spikerliğini bir arada yürütmeye başladım. Diksiyon dersleri de aldım.

- Gülgün Feyman'dan almak istemişsiniz bu dersleri ama o vermek istememiş. "Bu kızın E'leri çok açık, S'leri patlıyor," demiş...
- Evet. Ama o galiba Gülgün Hanım'ın yoğun bir dönemine denk geldi. O da bahane olarak bunu söyledi.

- Siz hiç ümitsizliğe kapılmadınız mı? "Ben bu işi galiba beceremeyeceğim," demediniz mi?
- Demez olur muyum! Annem o yaz vefat etmişti. Ders alıp, televizyona çıkayım dedim. Valizimi, pılımı pırtımı topladım İstanbul'a geldim. Gülgün Hanım ders için 15 gün yeter demişti. Çok havalı geldim, üç gün sonra baktım telefonlarıma cevap vermiyor, aynen aldım çantayı İzmir'e geri döndüm. Ama her işte bir hayır vardır. İzmir'de herkesin hocasını buldum, Gülay Oğuz'dan ders aldım.

- Sizi ilk olarak NTV'de tanıdık. Ama o dönem de Nuri Çolakoğlu'nun akrabası olduğunuz için kanala geçtiğiniz konuşuldu.
- Onun çok büyük payı oldu ama hiçbir torpili olmadı. İzmir'e geldiğinde beni gördü ve öyle çağırdı. Show TV'yi kurarken beni asistan olarak istemişti ama annem istememişti. Önce okulumu bitirmemi istedi.

- Neden hep gece programlarını tercih ediyorsunuz? Gündüz kuşağı sizi kabullenemedi mi?
- Aslında Pakize (Suda) ile yaptığım program çok keyifliydi. Ve reytingleri de iyiydi. Ama ben de gündüzü çok sevmedim. Geceyi seviyorum. Gençler gece daha çok izliyor. Gündüz izleyicisiyle gece izleyicisi çok farklı.

- Haber spikeri olarak sizin gülmeniz de çok sık eleştiriliyordu. Kimisi yakıştırırken, kimi "Hiç haber spikeri güler mi?" diyordu.
- Pronter bağımlısı olmak istemedim. Anchorwoman'ım. Onun içine kendimi de kattım, kahkahamı da kattım. İnsanların gözünde haber spikerlerinin farklı bir yeri var. Sanki mimik yapamayız, gülemeyiz, bizim belden aşağımız yok, yemiyoruz, içmiyoruz, ağlamıyoruz, tuvalete girmiyoruz diye görüyorlar. Ben bu kalıbı yıktım.