kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Nisan 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
NAZLI ILICAK

Demirel ve milli hâkimiyet

Bir zamanlar kartaldı... 23 Nisan 1978 yılında, "Milli hâkimiyet" konulu panelde söylediklerine bir bakın: "Milletin iradesiyle işbaşına gelenlerin yine milletin iradesiyle işbaşından gitmesi lazım... Serbest seçim, dürüst olsun: Tamam. Ama neticesine de katlanmak lazım. Millet, bir defa kendi çıkarlarına mağlup etmek imkânı bulsaydı, bu sistemi daha kolay işletebilirdik. Cahil oy çoğunluğunun seçtikleri her şeyi yanlış yapar!! Milletin seçtikleri her şeyi yanlış yapacaksa, seçim niye? ...Silahlı Kuvvetler, benim milletimin Silahlı Kuvvetleridir. Silahlı Kuvvetlerinin yerini tayin edememiş bir devlet, rejimin adını koyamamış bir devlettir. Kendi Silahlı Kuvvetlerinden, kaygı ve kuşku duyan bir devlette, güvenlik nasıl sağlanacak? Ortalık biraz zorlaşsa... Her ülkede zorlaşıyor... Hemen ilk akla gelen demokrasiden vazgeçelim. Ara rejimler olsun. Biri gelip bu işi yapsın. Halbuki başka ülkelerde çareyi, millete dönerek bulurlar. Milletten uzaklaşarak değil. Millet iradesini aşarak, rejimin korunduğu ve kollandığı iddia edilemez. Yıkarak yaptığınızı söyleyemezsiniz. Yıkmak ve yapmak, birbirine zıt fiiller.
Silahlı Kuvvetler, millet iradesine dayalı, sivil iradenin emrindeyse, yani re'sen hareket etme gibi durumlar söz konusu değilse, o zaman bir korku ve kuşku unsuru olmaktan çıkar. Gerçekten bir güvenlik unsuru olur. Cumhuriyeti korumak ve kollamak. Kim söyleyecek, koruyun ve kollayın diye. Re'sen hareket ettiğiniz zaman, ne zaman re'sen hareket edeceğinizi bilmek mümkün değildir. O zaman milletin çıkardığı kimseler, fevkalâde sıkıntılı durumlara düşerler."
Şimdi, "suyumu bulandırıyorsun" diyen kurtlarla birlikte hareket ediyor. Kimden mi söz ediyorum? Süleyman Demirel'den...