kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Nisan 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
NAZLI ILICAK

Mahkeme'nin görüşü değişti mi?

Başbakan Turgut Özal, 1986'da, Siyasi Partiler Yasası'nı değiştirerek, bir kişinin mensup olduğu siyasi partiden kesin olarak çıkarılması için, suçlanan şahısların, hüküm giymiş olması şartını getirmişti. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, bu değişikliğin iptâli için Anayasa Mahkemesi'ne müracaat etti. Yüksek Mahkeme, hüküm giyme şartını, bırakınız anayasaya aykırı bulmayı, gerekli gördü.
Evren, hüküm giyme şartı, TBMM'nin üyesi olan veyahut olmayan parti mensupları arasında, dokunulmazlığın kaldırılmadığı durumda, "eşitsizlik" yaratabileceğini de ileri sürüyordu. İşte Anayasa Mahkemesi'nin Evren'e cevabı:
"Milletvekillerinin, yasama organı dışında herhangi bir makam tarafından sorumlu tutulamaması anlamına gelen 'sorumsuzluğun' amacı, ulusal iradenin tam bir serbestlikle açıklanmasını ve görevin bağımsızlıkla yerine getirilmesini teminat altına almaktır. Bu kurumlar, yasama organı üyelerinin görevlerini özgür, bağımsız ve endişesiz yerine getirmelerini sağlamak için öngörülmüştür. Hakkında ceza kovuşturması yürütülemeyen milletvekili ile yasama organında bulunmayan partili arasında fark olması doğaldır. Dokunulmazlık kaldırıldığında, bu fark da ortadan kalkacaktır. Eşitlik ilkesi, sadece, benzer nitelik ve durumda olanlar arasında farklı uygulamalara engeldir."
Evren, Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda, "dokunulmazlık sebebiyle milletvekillerinin yargılanamayacağını, suç işleyen diğer üyeler hakkında kesin yargı kararı alınıncaya kadar da uzunca bir zaman geçeceğini" belirterek, "bu süre zarfında demokratik ve laik devlet düzeninin bozulması yolunda önemli adımlar atılır" demişti. Anayasa Mahkemesi ise, "suçu sabit oluncaya kadar herkesin suçsuz sayılacağı" ilkesini hatırlatarak, bugüne ışık tutacak bir gerekçe kaleme almıştı:
"Anayasanın 15'inci ve 38'inci maddesine göre, suçluluğu hükümle belli edilinceye kadar kimse suçlu sayılamaz. Hakkında böyle bir karar bulunmayan bir kişinin, gerçekten yasaklara aykırı davranıp davranmadığı bilinemeyeceğinden, Cumhuriyet Başsavcısı'nın sübjektif değerlendirmesiyle, mahkemede kesinlik kazanmadan, kişileri partiden çıkarmak gibi sonuçları çok ağır işlemler, siyasi hakları önemli ölçüde zedeler. Partiden çıkarmayı, hüküm giymiş olmak koşuluna bağlamak, yasa kurallarının işleyişini engellemez; hüküm giyme koşulu gelişigüzel suçlamaları ve işlemleri ortadan kaldıracağı gibi, üyeler için sağlıklı bir güvence oluşturmaktadır." (Karar sayısı: 1987/12; Karar günü: 22.5.1987)
1987'de bir kişiyi partiden ihraç için bile hüküm giyme şartını savunan Anayasa Mahkemesi, bugün, bir iktidar partisini gazete kupürleriyle mahkûm etme yolunda. Dün dündür; bugün bugün...