kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 30 Mart 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

İtinayla kol kırılır

Şahsen zatıalinize bir şey diyemem, çünkü tek tek herkesi bilemem. Ancak;
Allah daha uzun ömür versin...
Ömrünüzün hangi kısmında neci, şu yine gergin, gerilimli kısmında her neci iseniz...
Sayayım isterseniz...
Cumhuriyetçi, demokrat, liberal, sosyal demokrat, milliyetçi, ulusalcı, laik, muhafazakar, dindar, inançsız, sağcı, solcu...
Belki bir başkasını tercih edersiniz...
Lutfedersiniz.
Uzatmadan soracağım şu:
Yürüse, bağırsa, taş atsa dahi...
Güvenlik adına, devlet adına, millet adına, bölünmez bütünlük adına, birlik beraberlik adına...
Devletin resmen resmi görevlisi tarafından...
Zaten yakalanmış, tutulmuş bir çocuğun kolunun...
Bitkin, gergin, yoksul hayatının tüm hıncıyla abanan polis marifetiyle...
Hem de canlı canlı yayınla...
Hart diye kırılmasını, ne tür bir ideolojiyle, ne tür bir insanlıkla, ne tür bir vicdanla, ne tür bir hukukla, ne tür bir gerekçe veya bahaneyle, nasıl, ama nasıl kabul edersiniz?
Uzatmadan diyeceğim şu:
Memleketin esaslı sorunu biraz da şudur:
Mücadele edildiği söylenen çetelerinkiler ile devletin çeşitli yöntemleri arasında bir yakınlık varsa...
Mücadele edilen teröristlerinkiler ile devletin ve kimi devlet çetelerinin yöntemleri arasında bir benzerlik olmuşsa...
"Bizi ortadan kaldıracaklar" korkusu taşıyanlar, daha önce davranıp başkalarını ortadan kaldırmayı mubah görüyorsa...
"Bize vuracaklar" endişesi taşıyanlar, bir an önce ötekileri vurmayı doğruluk sayıyorsa...
Bir sürü yamuk, çürümüş, kokuşmuş, satılmış adam köşe bucak ahlak, fazilet, doğruluk adına başkalarına küfür kıyamet gidebiliyorsa...
İtinayla kol kırılıyor... Ve ne muhafazakar demokrat hükümet, ne cumhuriyetçi ulusalcı ana muhalefet, ne milliyetçi muhalefet bunu mesele ediyorsa...
Memleketin çoğunluğu, kolu yenin içine tıkmayı, yetmedi, kırık kolun kafasının da kırılmasını, 12 yaşında bir çocuğun 13 kurşunla öldürülmesindeki gibi makul görebiliyorsa...
Siz de, biz de, artık her neci isek, insanlık pusulamızı hepten şaşırmışız demektir.
Böyle bir "toplumsal, milli, siyasi mutabakat" üstünde, bunca ayrılık, gayrılık fazladır zaten.
Böyle bir şirazeden çıkmışlıkta, insanlığımız, kafamız, kalbimiz başka bir şeydir artık.
Bizim ne Filistinli çocuk, ne Iraklı garip, ne Çeçen genç için diyebilecek lafımız vardır aslında.
Demokrasi, hukuk, cumhuriyet üstünde kopan şu kavgamızın derinliği, sağlamlığı, ilkeleri, felsefesi, yüreği filan yoktur ki!
Belki de, utanmayı, sıkılmayı unuttuğumuz için dişlerimiz böyle gıcırdayıp durmaktadır.
Al kırık kolun kemiğini, itinayla batır yüreğime, acısın, az kanasın da azıcık kendimize gelelim be!