kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 14 Mart 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
YAVUZ DONAT

Tecrübeli bürokrat ile acemi bürokrat

Galip Demirel ile "hemşehrisi, yakın dostu" Turgut Özal'ı konuşuyorduk.
Galip Demirel:
- Özal, devleti iyi tanıyordu.
- Doğru.
- Pratikti.
- Doğru.
- O nedenle de sık sık, bakanı atlar, bürokratla temas kurardı.
- İşte buna doğru dememizi beklemeyin.
- Haklısın, beklemiyorum... Ama Özal da işte buydu.
Bir sabah Özal "İçişleri Müsteşarı Galip Demirel'i" aramış:
- Bana gel... Seninle bazı güvenlik konularını konuşacağım.
"Galip abi" yılların bürokratı.
"Tecrübe küpü."
"Her topa girmeyecek kadar" akıllı.
"Emredersiniz" demiş ama Başbakan'a gitmemiş.
Ne mi yapmış?
İçişleri Bakanı'nı aramış:
- Efendim, sayın Başbakan telefon etti... Gece geç yattığınızı biliyor, onun için sizi erkenden rahatsız etmek istememiş... Bazı güvenlik konularını görüşmek için sizi bekliyor... Bana "bakanın uygun görürse seni de getirsin" dediler.
Galip abi "tabii bazı acemi bürokratlar da vardı" diye devam etti.
Özal bir gün "Maliye'den bir üst bürokratı" aramış:
- Şu için, şu kuruluşa, şu ödeneği hemen verin.
"Acemi üst bürokrat" hemen havaya girmiş.
"Başbakan doğrudan beni arıyor" diye öğünmeye başlamış.
"Galip abinin" deyimiyle, "zaptedilmez olmuş."
Sonuç mu:
Maliye Bakanı "bir punduna getirmiş ve o bürokratın defterini dürüvermiş."