kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Mart 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

İsyanın göz yaşları

Özge AYDIN /SABAH İNTERNET
Yeni Haber
Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde Fenerbahçe, normal süre ve uzatma dakikaları 3-2 Sevilla'nın üstünlüğüyle biten karşılaşmada İspanyol ekibini penaltı atışları sonrasında eleyerek, çeyrek finale adını yazdırdı. Maçla ilgili yazar görüşleri şöyle;

LEVENT TÜZEMEN: İNANMAYANLAR UTANDI (SABAH)


Biz Türkler'in, "Dereyi görmeden paçayı sıvama" diye bir sözü vardır.. Kendi medyamızda bile Fenerbahçe'nin turu geçemeyeceğini söyleyen yazarlaramız da çoğunluktaydı. Ne oldu? Fenerbahçe Türkiye'nin gururu oldu. Endülüs'ün başkentinde burnu büyük Sevilla'yı futboluyla ezdi, bileğinin hakkıyla turu geçip çeyrek finale adını bir Türk takımı olarak altın harflerle yazdırdı..

Tarihi bir gece yaşandı Sevilla'da.. Fenerbahçe destanı kabusla başladı.

İkinci yarı sahada Sevilla yoktu. Oynayan, ayağa pas yapan, oyunu kontrol eden, hücumu düşünen hep Fenerbahçe'ydi.. Büyük yıldız (!) Capel, Gökhan'ı bir kez bile geçemezken, Uğur-Vederson ikilisi Daniel Alves'e çimleri yoldurdu.. Aurelio müthiş oynuyor, inanılmaz toplar çalıyor, "Oyuncu değil" denilen Deivid maestro gibi top koşturuyordu ve 79'da attığı golle maçı önce uzatmaya sonra penaltılara taşıdı. Penaltılarda sahneye gecenin adamı Volkan çıktı. Kurtardığı 3 penaltıyla hatalarını affettirdi, stadı ölü evine çevirdi, Fenerbahçe'yi tura taşıdı, Türkiye'yi sokağa döktü.. Teşekkürler Fenerbahçe..

AHMET ÇAKAR: F.BAHÇE TARİH YAZDI (SABAH)

Maçtan önce "Fenerbahçe tur atlarsa bu, futbolda yılın sürprizi olur" diyordum. Ve Fenerbahçe dünyada yılın sürprizini gerçekleştirdi ve turu geçti. Hem de çok zoru başararak. İlk 10 dakikada 2-0 mağlup duruma düşeceksiniz hem de kaleciniz Volkan iki çok hatalı gol yiyecek. Ama maçı önce uzatmaya sonra da penaltılara kadar götürebilecek ve inanılmaz büyük bir direnç göstereceksiniz. İşte Fenerbahçe bunu başardı.

Böylesine bir maçta dünyada pek az takım Sevilla'da ve Sevilla gibi bir takım karşısında bu başarıyı gösterebilir.

Bundan sonra aslında rakip "Şu olsun, bu olsun" demeye de gerek yok. Böylesine maçlarda hakem çok önemlidir. İsviçreli hakem Massimo Bsusacca da son derece iyi niyetliydi. Hata yaptı mı? Tabii ki yaptı. Ama maçtan sonra her iki takımın da hakemden dert yanacak fazla bir kararı yok.

GÜRCAN BİLGİÇ: İSYANIN GÖZ YAŞLARI (SABAH)

Bu maçın tek hikayesi var... Bir baş kaldırışın, kabullenmemenin, teslim olmaya isyanın dakikalarını izledik aslında.

Hiçbir Türk takımı, böylesine küçük görüldüğü bir karşılaşmayı, bu kadar başı dik ve inançlı oynamadı. Elinden bu kadar kaçırdığı avantajı yine yakalayıp, tekrar güce dönüştürmedi, ipleri elinde tutmak adına bu kadar enerji üretmedi. Sevilla karşısında 2-0, sonrasında 3-1 yenik duruma düşüp, her yumrukta yere devrilip, sonra hiç bir şey olmamış gibi ayağa kalkmak ve savaşmaya devam etmek her takıma ait bir özellik değil.

İspanya'da şok yaşanıyor, 9'uncu dakikanın alaylı gülüşlerini taşıyan dudakların, daha sonra nasıl ısırıldığını izliyorduk. Avrupalı Fenerbahçe'yi öğreniyordu. Adama çarşambayı gösterip, perşembeden mahrum eden bu delikanlıların 100 yıl önceki büyükleri, koca bir devleti kurmak için kanlarını döküyorlardı.
İsyan, Fenerbahçe'nin genlerindeki en kuvvetli DNA'dır. Her şey değişir, tek değişmeyen bu inattır. Bunu önce işgalciler öğrendiler. Bundan sonrası için sıraya girsinler.

ÖMER ÜRÜNDÜL: HELAL OLSUN ÇOCUKLAR (SABAH)

Fenerbahçe çok güçlü bir rakip karşısında maça iki farklı yenik başlamasına rağmen gösterdiği müthiş bir takım direnciyle zoru başararak büyük bir zafere imza attı. Teknik Direktör Zico ve tüm futbolcuları yürekten kutluyorum.

Rakibin etkili sağ kulvarını Vederson Uğur Boral ikilisi çok iyi kapattılar. Ayrıca da Uğur hücuma mükemmel katkılar yaptı. Deivid attığı çok önemli iki golün yanında 120 dakika sahanın her yerine bastı. Alex belki de Fenerbahçe'ye geldiğinden beri en fazla koştuğu futbolu sergiledi. Aurelio yine en kritik anlarda yaptığı müdahelelerle tam bir savaşçıydı. İkinci yarıda skorun rahatlığı ile Sevilla'nın oyunu istediği gibi yönlendireceği kanaati hakimdi. Ama Fenerbahçe müthiş bir direnç göstererek oyunu bırakmadı ve sonunda da ikinci golü bularak maçı uzatmaya götürdü.

Skor değişmeyince iş penaltılara kaldı. Çok etkili penaltı kullanan bir rakip karşısında iki hatalı gol yiyen Volkan devleşti Üç penaltıyı kurtarıp geceye damgasını vurdu. Ve Fenerbahçe tarihi bir zafere imza attı.

HAKKI YALÇIN: KOŞUN HABER VERİN TARİHE (FOTOMAÇ)

Şampiyonlar Ligi'nde finale zincirlenmiş forsalar, alın teri borsasından muhteşem bir zaferle çıktı. Kahramanlar masalların içinden çıktı ve gerçek oldu. "Koşun haber verin tarihe" Fenerbahçe, yeryüzünün krallarından birini devirdi. Dostlara da selam olsun. Fenerbahçe için karartma geceleri düzenleyen, ülkemizdeki düşmanlara da...

Uzatma dakikaları bol taktikli az hesaplaşma dakikalarıydı. Penaltılar ise Volkan'ın gece ile harika bir ödeşmesiydi.

Maçın bitiminde sahadan başı dik çıkmanın harika bir tadı vardı. Ve İspanya'dan tüm dünyaya yayılan Fenerbahçe'nin adı. Yıldızlar gözlerinden öpsün her birini... Bizlere düşen, onları "şövalye töreniyle" karşılamaktır. Uzatsınlar ellerini...

SELÇUK YULA: TARİH YAZILIYOR (FOTOMAÇ)

Fenerbahçe destan yazmaya devam ediyor. İlk 10 dakikada Sevilla gibi deplasmanda 2-0 geriye düşen takımın böyle bir maçta çeyrek finali yakalaması bütün dünya tarafından elbette takdir edilecektir. Ama asıl takdir etmesi gereken ülkemizdeki insanların, bunu nasıl yapacaklarını doğrusu merak ediyorum.

Fenerbahçe, Avrupa'da nasıl oynanması gerektiğini Zico'yla beraber öğrendi. Rakip takıma boş alan bırakmamak, kalesine yaklaştırmamak en birinci hedefleri ve bunu da yapıyorlar. Zaten yediğimiz goller de ortada. Gökhan Gönül'ün ayağına çarpan top dışında çok uzaklardan gelen şutlar... Önümüzdeki turlarda elbette işimiz çok zor ama bunu sonra tartışırız. Şimdi biz bu işin keyfini yaşayalım.

DR. GÜRKAN KUBİLAY: ONURBAHÇE (FOTOMAÇ)

Şok bir başlangıçtı... Adamlar zaten her pozisyonda kendini yalandan yere atan bir 'sahtekarvilla' takımı idiler. Ama böyle başlamamalı idik. Volkan'ın aslında nasıl bir kaleci olduğunu bilmeyen, talihsizliğini anlayamayan, işi gücü normalde orta yapmak olan Sevilla her mesafeden vurmaya başladı. Hepsinin toplamı; 10 dakikada 3 sarı kart ve 2 yenilmiş gol idi.

Penaltılarda da adam gibi adam Volkan onlara nasıl bir kaleci olduğunu gösteriyor, Fenerbahçe çeyrek finale çıkıyordu. 8 dakikada 2 gol yiyip de ayakta kalmayı başaran, Jimenez'e telaştan top toplayıcılık yaptırtan, Sevilla seyircisinde yemekten tırnak bırakmayan bu çocukların yaptığı büyük işi yürekten kutluyorum. Avrupa'da oynadıkları futbolla bize gurur veren, ONURBAHÇE'yi yarattıkları için teşekkür ediyorum.

NECATİ BİLGİÇ: TÜRKİYE'NİN GURURU (FOTOMAÇ)

Fenerbahçe iki yıl üst üste UEFA Şampiyonluğu'nu kazanan ve Avrupa'nın 1 numaralı ekibi olarak gösterilen İspanya'nın Sevilla takımını Şampiyonlar Ligi'nden eleyerek çeyrek finale yükseldi. Aslında İstanbul'daki maçta Edu kendi kalesine gol atmasa veya dün geceki rövanşta Volkan maçın başında kendisinden beklenmeyen o büyük hatayı yapmasa tur iki maçta da galibiyetlerle gelecekti.

Bu sonuç yanlız Fenerbahçe'ye değil bütün Türk futbol severlerini sevince boğdu ama İsviçreli hakemin gösterdiği sarı kartların bundan sonraki turlarda kadro eksikliği yaratacağı da ortaya çıktı. Busacca iki takımın futbolcularının yaptığı aynı hareketlere farklı reaksiyon gösterdi. İspanyon takımının yaptığı faullere sadece 1 sarı kart gösterdi. Oysa 30. dakikada Uğur'a saha dışına atacak kadar yapılan sert harekete değil sarı kart göstermek faul bile göstermedi.

ERMAN TOROĞLU: HELAL OLSUN (HÜRRİYET)

Volkan Demirel, ilk 10 dakikada tamamını verdi. Kezman, sahada hiç yok. Yani Fenerbahçe 9 kişiyle 11 kişiye karşı oynuyor. Bir de seyirci var, inanılmaz bilinçli, saçma-sapan bağırmadan, inanılmaz noktalarda nokta atışı yaparak hem hakemlerin, hem de rakibin üstüne biniyor. Ama Sevilla, o bildiğimiz takım değil. Fenerbahçe'nin direnç gösterdiği anlarda tepki göstermiyor.

Hakem tesir altında kalmadı. Ama şu bir gerçek; Cüneyt Çakır'ın 14 sarı, 4 kırmızıyla verdiği ders, Fenerbahçeli futbolculara yaramış. Hakemle oynamamayı ve kolay sarı kart görmemeyi öğrenmiş olsalar gerek. Bizim hakemlerimiz ne kadar acımasız olurlarsa, Avrupa'ya gönderdiğimiz takımlar ve futbolcular o kadar başarılı olurlar.

Böyle bir neticeye ülke olarak ihtiyacımız vardı. Fenerbahçeli futbolcular şunu gösterdiler: Onların da iki tane gözü-kulağı, onların da iki tane bacağı, kolu vardı. Sonuna kadar mücadele ettiler. Rakip ne yaptıysa bir fazlasını yaptılar. Turu, analarının ak sütü gibi helal ettiler. Bu şunu gösteriyor: Yer, isim, hava yok. Mücadele var. Koşma var. Isırma var. Bu ısırmayı oyun kuralları içinde yaparsan, dün akşamki gibi turu geçersin. Helal olsun Fenerbahçeli futbolculara ve Zico'ya... Hepsine teşekkürler ve tebrikler.

CAN BARTU: FENERBAHÇE BÜYÜK OYNADI (HÜRRİYET)

FENERBAHÇELİ futbolcuları alınlarından öpmek lazım. Sevilla karşısındaki olağanüstü mücadelelerinden dolayı onları tebrik ediyorum. Dün gece adlarına yakışır şekilde büyük oynadılar ve büyük bir zafere imza attılar.

Avrupa'da Fenerbahçe bambaşka oynuyor. Öncelikle çok hızlılar. Topa sahip oluyorlar. İki kanadını da etkili kullanıyor. Lig'deki Fenerbahçe ile Avrupa'daki arasında dağlar kadar fark var.

Uğur Boral, dün gecenin tartışmasız en iyi isimlerinden biriydi. Bitip, tükenmek bilmeyen enerjisiyle Sevilla'nın sağ kanadını felç etti. Alex'i ilk kez bu kadar deparlı gördüm. Çok koştu. İkili mücadelelerde ayakta kaldı. Deivid, ağırlığını koydu. Golleriyle maçı çevirdi. Sahanın her yerindeydi. En önemlisi de Fenerbahçe çift santrforla oynayabileceğini gösterdi. Kezman da sonradan oyuna giren Semih de çok çalıştı. Aurelio eskisi gibi değildi. Orta sahada dimdik ayakta kaldı, Sevilla ataklarını başlamadan bitirdi.

Şampiyonlar Ligi'nde en iyi 8 takım arasına kalmak Fenerbahçe'nin hakkıydı. Bu kadar koşmanın, olağanüstü mücadele etmenin ve futbolun gereğini yapmanın karşılığını aldılar. Hepsini kutluyorum.

MUSTAFA DENİZLİ: SÖZÜN BİTTİĞİ YER (MİLLİYET)

Kimden başlasam, nasıl başlasam... Selçuk'la, Volkan'la başlanacak bir oyundu. Ama ben Volkan'la, Deivid bitişini yeğledim. Hafta sonu Kanal 1'deki programımda, "Maçın yıldızı kim olur?" sorusuna, "Deivid ve Volkan olur" yanıtını vermiştim. Ama Volkan maça öyle bir başladı ki, hakikaten maçın kahramanı olacak diye de aklımdan geçirdim. Ama gayet tabii televizyonda söylediğim manada değil.

Roberto Carlos bu takıma saha içinde elektrik ve kişilik katan bir oyuncu. Onun yokluğunda hele hele böyle bir başlangıçta Sevilla'dan turu çıkarmaları hepsinin alınlarından öpmek için yeterli. Herkes yeterli, fazlasıyla yeterliydi. Ama bazıları vardı ki onlar da olağanüstü yeterliydi.

Belki biraz dudak bükülecek fakat Fenerbahçe'yi ilk etapta oyunda tutan olağanüstü bir dörtlü vardı. Bunların başında Deivid geliyordu. Uğur geliyordu, Alex geliyordu, Kezman geliyordu. Diğerleri de onları takip ediyordu. Alex ve Kezman, Fenerbahçe'ye geldikleri günden beri belki bu denli olağanüstü bir mücadele, bir istek, bir takım oyuncusu görüntüsü vermemişlerdi. Uğur ve Deivid'in, "Biz buradan gol atmadan, attırmadan asla çıkmayız" bağırışlarını duyar gibiydim.

Rıdvan Dilmen: Helal olsun (MİLLİYET)

Karşılaşma öncesi duygusal davranmayan ben de dahil çoğu kimse Fenerbahçe'nin Sevilla karşısındaki şansını bir hayli az görüyordu.
Nitekim maç başladı, bütün şartlar Fenerbahçe'nin aleyhine gelişiyordu. Volkan üst üste kalitesine hiç de yakışmayan iki gol yiyor, takım demoralize oluyor. İki kritik oyuncu Selçuk 5. dakikada Gökhan Gönül 14. dakikada sarı kartı cebine koyuyor.

Düşünün Gökhan karşısında bir de Capel gibi sağı solu belli olmayan, her pozisyonda kendini yere bırakan bir oyuncu var. Tüm bu olumsuzluklara karşı disiplinden kopmamaları, fizik olarak Sevilla'yı ezmeleri o kadar kolay iş değildi. Ama bunu başardılar. Farkı bire indirdiler, üçüncüyü yemelerine rağmen yine Sevilla'ya kontrolü vermediler.

Penaltılarda da Volkan kendisini affettirdi. Fenerbahçe, turu geçerek tarihinin en büyük zaferlerinden birine ulaştı. Açıkcası elenselerdi de onlara helal olsun demek bize düşerdi. Takımda kötü oynayan hiçbir oyuncu yoktu. Özellikle Uğur Boral ve Deivid müthişti.

ŞANSAL BÜYÜKA: MUCİZENİN ADI (AKŞAM)

Eğer son iki yılın UEFA Şampiyonu'nu İspanya'da çimlere gömdüysen, ben sana hangi methiyeleri dizeyim...

Bu tarihe geçişi nasıl anlatayım...

Sana hangi destanı yazayım...

Mucize bu mucize...

Avrupa'nın en iyisini elemek değil mucize olan...

İlk altı dakikada 2-0 yenik duruma düştüğün bir maçın altından kalkmak, bozguna gidecek bir maçı destana çevirmek...

İşte mucize olan bu...

O ilk altı dakikadan sonra hangimiz "eyvah" demedi...

O inanılmaz Volkan hatalarıyla yenen iki golden sonra hangimiz karamsarlığa kapılmadı...

İddia ediyorum...

Hiçbiri ilk altı dakika içinde 2-0 yenik duruma düştüğü bu maçın altından kalkamazdı...

Fenerbahçe kalktı...

Avrupa'nın en büyüklerinin altından kalkamayacağı bir maçın altından kalktı...

Hem de şanla, şerefle kalktı...

Bu şeref Fenerbahçe'nin...

Bu şeref Türk futbolunun...

OSMAN TANBURACI: VOLKANSIN, KADERSİN (YENİ ŞAFAK)

Maçtan önce ne diyorduk; Sevilla çok hızlı top oynuyor, alan daraltıp onların paslaşmasına engel olmak ve en az onlar kadar hızlı oynamak gerekir diyorduk! Sevilla ilk yarı kalemize gelirken zorlandı ama uzaktan yediğimiz goller yüreğimize oturdu. 2-1'i yakaladıktan sonra beraberlik peşinde koşarken Kanoute'nin üç kişin arasından göğüs stobuyla yumuşatıp vurduğu topa seyirci kaldık. Top da kalleşçe gitti Gökhan'ın ayağına çarptı Volkan bu kez kontrpiyede kaldı! Şans da hiç yardım etmedi... Devre biterken Uğur Boral ve Alex arka arkaya goller kaçırdı ilk yarı 3-1 bitti

Oyunun başında hepimizi kahreden Volkan iki beleş gol yedi, kurtardığı üç penaltıyla ruhumuza can verdi!

Şu futbol gerçekten yaman kelime...

Fenerbahçe gönüller fermanı

Volkan da hat-trick üstadı!

OGÜN ALTIPARMAK: F.BAHÇE TARİH YAZDI (YENİ ŞAFAK)

Dün akşam Sevilla deplasmanının ilk 10 dakikasında kapıldığımız karamsarlık bu dakikadan sonra birden bire ümide dönüşence maçı daha rahat izleme pozisyonuna girdik.

Uzatmalarda ise yine teknik direktör Zico, oyuncu değiştirmesinde hata yaptı. Penaltılara kalmayı düşünmeyerek Alex'i oyundan alması bana göre en büyük hataydı. Alex gibi bir penaltıcının oyunun penaltılara kalması durumunda takımına çok şey kazandıracağı tartışılmazdı ancak Zico, bunu yapmadı ve oyunu riske attı. Ancak dün akşam Sevilla'da oynanan maçta hem F.Bahçe ile hem de Türk futboluyla iftihar ettik ve iki kez UEFA Kupası'nı kazanan Sevilla karşısında ezilmeden bir maç seyrettik.

F.Bahçe penaltılarla da olsa tarihinde ilk defa kupalarda çeyrek finale kalarak 100. yıldan sonra bir zaferi daha tarihine yazdırdı.
Puan Durumu
  Takım  O   G   B   M    A     Y     P  
1 Beşiktaş 24 16 4 4 37 23 52
2 Galatasaray 24 15 6 3 46 19 51
3 Fenerbahçe 24 15 6 3 48 25 51
Tümünü göster...
4 Sivas 24 16 3 5 35 17 51
5 Kayseri 24 12 9 3 39 19 45
6 Trabzon 24 9 5 10 33 30 32
7 Denizli 24 8 6 10 30 31 30
8 G.B. Oftaş 24 7 8 9 24 25 29
9 Ankaragücü 24 7 8 9 23 31 29
10 G.Birliği 24 7 7 10 34 33 28
11 Konya 24 8 4 12 27 44 28
12 Bursa 24 6 9 9 24 27 27
13 Gaziantep 24 7 6 11 27 37 27
14 İ.B.B. Spor 24 6 8 10 30 33 26
15 Ankaraspor 24 5 9 10 24 30 24
16 Ç.Rize 24 6 5 13 24 46 23
17 V.Manisa 24 5 7 12 33 44 22
18 Kasımpaşa 24 4 4 16 17 41 16
Haftanın Maçları
24. Hafta
 Konya 1  
  Trabzon 0  
 Kasımpaşa 0  
  G.Birliği 0  
 V.Manisa 1  
  İ.B.B. Spor 1  
 Ankaragücü 0  
  Fenerbahçe 0  
 Ç.Rize 0  
  G.B. Oftaş 0  
 Ankaraspor 1  
  Gaziantep 1  
 Kayseri 1  
  Denizli 1  
 Bursa 0  
  Sivas 1  
 Beşiktaş 1  
  Galatasaray 0  
Haftanın Maçları
25. Hafta
 G.Birliği Beşiktaş Cuma 20:00  
 Denizli Ankaraspor Cumartesi 13:30  
 İ.B.B. Spor Konya Cumartesi 13:30  
 Galatasaray Kayseri Cumartesi 19:00  
 G.B. Oftaş Bursa Pazar 13:30  
 Gaziantep Ç.Rize Pazar 13:30  
 Sivas Ankaragücü Pazar 13:30  
 Trabzon Kasımpaşa Pazar 15:00  
 Fenerbahçe V.Manisa Pazar 19:00