kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 7 Ocak 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Fahriye Evcen: İstanbul'da çok geniş bir çevrem olmadığı için boş zamanımı sahilde yürüyüş yaparak ve kitap okuyarak geçiriyorum.

Bir kente bağlanıp kök salmaktan hoşlanmam!

Genç oyuncu Fahriye Evcen: "Hayatımın geri kalanını İstanbul'da geçirmek gibi bir niyetim yok. Bir şehre bağlanıp kalmak, yerinde saymak gibi geliyor bana. Kök salmayı sevmiyorum!..
Almanya'da doğup, büyüyen ve 1.5 yıl önce yaz tatili için geldiği İstanbul'da oyuncu Oya Aydoğan tarafından keşfedilen Fahriye Evcen, 'Yaprak Dökümü' dizisi bittikten sonra Almanya'ya döneceğini söyledi. All dergisine röportaj veren Evcen, "Bir şehre bağlanıp kalmak, yerinde saymak gibi geliyor bana. Kök salmayı sevmiyorum" dedi. 11 Nisan'da vizyona girmesi planlanan Cennet' adlı filmde rol alan genç oyuncu, geleceğe dair planlarını anlattı.

KENDİME KÜLTÜR YARATTIM

* Almanya'da sadece çocukluk yıllarımda zorluk çektim. Kendi kendime "Ben Alman mıyım, yoksa Türk müyüm?" sorusunu sorduğum zamanlar oldu. 13-14 yaşlarımda okulda dışlanıyormuşum gibi hissediyordum. Ailem başka bir ülkeden geldiği için çevremdekilerin bana 'öteki' gözüyle baktığını sanıyordum. Halbuki öyle bir şey söz konusu değildi.

*
İnsan, iki kültürün de artı ve eksi birçok yönüyle karşı karşıya kalıyor. Bu artıları ve eksileri elemeye çalışmak çok yorucu bir süreç. İki kültürden hangisine ait olduğuma karar vermek de öyle. Çareyi kendim için üçüncü bir kültür yaratmakta buldum. Ne tam bir Alman gibi, ne de tam bir Türk gibiyim. Bunun, çok büyük bir avantaj olduğunu düşünüyorum.

BAŞTA ZORLANDIM

* İstanbul'da yaşamaya başladığımda ilk başlarda çok zorlandım. İnsanlarla anlaşamadığım için geri dönerim sanıyordum. İstanbul'da yaşamaya başlayınca ülkenin sosyal, kültürel ve ekonomik yönden eksikliklerini görmeye başladım. Ayrıca, Türk insanının iletişim konusunda başarısız olduğunu düşünüyorum.

*
Yarım kalan bir üniversite eğitimim olduğu için Almanya'ya geri döneceğim. 'Yaprak Dökümü' bittikten sonra dönmeyi planlıyorum. Hayatımın geri kalanını burada geçirmek gibi bir niyetim olmadığı için İstanbul'a adapte olmaya da çalışmıyorum. Bir şehre bağlanıp kalmak, yerinde saymak gibi geliyor bana. Kök salmayı sevmiyorum.

* Almanya'da oyunculuk yapabileceğimi düşünüyorum. Emin adımlar atarak ilerlemek gerekiyor. Şu anki pozisyonunda "Amerika'da bir filmde oynayabilirim" diyemem. Kendimi oyunculuk anlamında daha da geliştirdikten sonra mesleğimi her ülkede icra edebilirim. İspanya veya Küba'da da yaşabilirim mesela...

*
Oyunculuğumu geliştirmek adına her şeyden önce sosyoloji eğitimime devam edeceğim. Sosyolojinin de oyunculuğa önemli katkıları olduğunu düşünüyorum. Oyunculuk, insanları analiz etmekle yakından ilişkili. Almanya'ya gittiğimde oyunculukla ilgili workshop'lara katılmayı planlıyorum. Çünkü ileride ağırlıklı olarak sinemada yer almak istiyorum.

KİTAP YAZMA HAYALİM VAR

* Türkiye'de hiçbir şeyin garantisi yok. Türkiye ne kadar ülkemse, Almanya da o kadar ülkem. Her zaman Almanya'da da oyunculuk yapabilme şansım olduğunu biliyorum. Burada unutulmak gibi bir endişem yok. Unutulursam da kendimi en iyi şekilde hatırlatacağıma inanıyorum.

*
Çok geniş çaplı düşünerek çalışmayı ve yaşamayı seviyorum. Oyunculuk sayesinde farklı karakterlere bürünebiliyorum. Ayrıca oyunculuğun, insanı zorlamasının cezbedici olduğunu düşünüyorum. Moralim bozukken gülmem gereken sahneler oluyor. Bu şekilde zorlanmak hoşuma gidiyor. En büyük hayalim ise oyunculuk ve sinema hakkında bir kitap yazmak.

ZOR SAHNELER VARDI


* Bir oyuncu, ne olursa olsun işini en iyi şekilde yapmak zorunda. Oyuncu olarak "Bu dizide öpüşmem" deme lüksüne sahip değilim. Bu düşünce tarzının profesyonelliğe aykırı olduğunu düşünüyorum.

*
Birkaç hafta önce bir sinema filminden rol teklifi aldım. Bana gelen senaryo, Türk oyuncusunu zorlayan sahneler içeriyordu. Kendimi hazır hissetmediğim için bu filmde yer almak istemedim. Bu film teklifi Almanya'da gelseydi kabul ederdim. Çıplaklık ve seksin bir filmde yer almasını çok doğal karşılıyorum fakat özellikle Türkiye'de bu konuda çok dikkatli hareket etmek gerekiyor.
Haberin fotoğrafları