kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Aralık 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Merkez Bankası: Vergi artışı ve zamlar enflasyonu etkiliyor

Yeni Haber
Merkez Bankası, tütün ve akaryakıt başta olmak üzere vergi artışlarının enflasyonu artırdığına dikkat çekerek, "Elektrik ve doğalgaz gibi ürünlerde yapılması planlanan fiyat artışlarının olası ikincil etkilerine ilişkin riskler Para Politikası Kurulu'nu ihtiyatlı olmaya sevk etmektedir" açıklamasında bulundu.

Merkez Bankası, 13 Aralık'ta yapılan Para Politikası Kurulu toplantısının özetini açıkladı. Kuraklığın gıda enflasyonu üzerindeki etkisinin Kasım ayında da sürdüğüne işaret edilen açıklamada, enerji grubu fiyatlarındaki artışa dikkat çekilirken, akaryakıt ve tüp gaz fiyatlarındaki ÖTV kaynaklı artışlar ile İstanbul'daki yeni şebeke suyu tarifesinin belirleyici olduğu vurgulandı. Uluslararası petrol fiyatlarındaki artışın da etki gösterdiği belirtilen açıklamada, "Önümüzdeki dönemde elektrik ve doğalgaz fiyatlarında yapılması planlanan artış, petrol fiyatlarının seyri ile birlikte, enerji fiyatlarına yönelik temel risk unsurudur" denildi.

TÜTÜN VERGİLERİ ENFLASYONU 0,85 ARTIRDI

Tütün ürünlerinden alınan ÖTV oranında yapılan düzenleme sonucunda alkollü içecekler ve tütün grubu fiyatlarının da arttığına işaret edilen açıklamada, "Yıllık TÜFE enflasyonunun yaklaşık 0,85 puanı yalnızca tütün ürünlerindeki fiyat artışından kaynaklanmaktadır" denildi.

Gıda fiyatlarında gerek kuraklık gerekse küresel konjonktürden kaynaklanan gelişmelerin, işlenmiş gıda ve yemek hizmetleri kanalıyla son dönemde çekirdek enflasyon üzerinde etkili olduğu kaydedilen açıklamada, "Kurul, gıda ile ilişkili kalemler ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlar hariç tutulduğunda son dönemde enflasyonun olumsuz bir görünüm sergilemediği değerlendirmesinde bulunmuştur. Bu çerçevede gıda ve enerji fiyatlarına ilişkin risklere rağmen enflasyonun düşmeye devam etmesi beklenmektedir" değerlendirmesi yapıldı.

İTHAL MAL TALEBİ GÜÇLENDİ

Fiyat etkisini hariç tutan miktar endekslerine bakıldığında yılın ikinci yarısında ihracatın ithalattan daha yavaş arttığı belirtilen açıklamada, "Özelikle binek oto ile ticari araç ve diğer sermaye malları gibi ithal mallara yönelik talebin güçlenmesi, net dış talebin büyümeye katkısının yılın son çeyreğinde de negatif olacağına işaret etmektedir" denildi.

ÜCRET ARTIŞLARI SINIRLANACAK

Özel kesim talebindeki ılımlı toparlanmanın devam ettiği, buna karşılık kamu harcamalarındaki ve net dış talepteki yavaşlamanın etkisiyle toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüşe destek vermeyi sürdürdüğü vurgulanan açıklamada, son bir yıl içinde tarım-dışı işsizlik oranındaki azalmanın durakladığına dikkat çekileek, "İş gücü piyasasındaki bu görünümün ekonomi genelinde ücret artışlarını sınırlaması beklenmektedir" denildi.

Kuraklık ve enerji fiyatlarındaki artışlar gibi arz yönlü şoklar enflasyonun geçici olarak yükselmesine neden olurken büyümeyi de geçici olarak olumsuz etkilediği anlatılan açıklamada, şu değerlendirmede bulunuldu:

ÖNCELİK BÜYÜME DEĞİL ENFLASYON

"Kurul, Merkez Bankası'nın öncelikli amacının fiyat istikrarı olduğunu vurgulamış ve son dönemdeki indirimlere rağmen kısa vadeli faizlerin mevcut seviyesinin enflasyondaki düşüşü desteklediğinin altını çizmiştir. Merkez Bankası enflasyonun orta vadede yüzde 4 hedefi ile uyumlu olmasına odaklanmakta ve bu süreçte para politikasının kontrolü dışındaki geçici şoklara tepki vermemektedir. Kurul, son dönemde enflasyonda görülen yükselişin kalıcı bir nitelik taşımadığı değerlendirmesini yaparak Ekim Enflasyon Raporu'ndaki para politikası duruşunu korumuş, faiz indirimlerinin temkinli ve ölçülü tutulduğu bu çerçevede enflasyonun orta vadede hedefe yakın gerçekleşme olasılığının yüksek olduğu değerlendirmesinde bulunmuştur. Bundan sonraki olası faiz indiriminin zamanlaması ve miktarı küresel piyasalardaki gelişmelere, dış talebe, kamu harcamalarına ve orta vadeli enflasyon görünümünü etkileyen diğer değişkenlere bağlı olarak belirlenecektir."

RİSKLER HENÜZ FİYATLANDIRILMADI

Uluslararası finans piyasalarındaki belirsizliklerin sürmesinin, bir yandan tüketici ve yatırımcı güvenini azaltırken diğer yandan kredi koşullarını daralttığı ve Merkez Bankası'nın ölçülü faiz indirim kararlarını desteklediği belirtilen açıklamada, "Bununla birlikte, piyasalardaki risklerin henüz tam olarak fiyatlandırılamamış olması, küresel risk iştahının seyrinin ve dünya ekonomisindeki olası yavaşlamanın derecesinin bilinmemesi para politikasına ilişkin önemli risk unsurları olarak değerlendirilmektedir" denildi.

Gıda fiyatlarının önemli bir risk unsuru olmaya devam ettiği vurgulanan açıklamada, "Kuraklık dolayısıyla yaşanan üretim kayıpları yanında, buğday ve mısırın alternatif yakıt üretiminde kullanılmaya başlaması da uluslararası tarım ürünleri fiyatlarının yükselmesinde önemli rol oynamakta ve yurt içi gıda fiyatlarını olumsuz etkilemektedir. İşlenmemiş gıda fiyatlarında bir düzeltme olasılığı bulunmakla beraber, işlenmiş gıda fiyatlarındaki mevcut görünüm bu grupta kısa vadede yüksek fiyat artışlarının sürebileceğine işaret etmektedir. Orta vadede ise gıda fiyat artışlarının normalleşme sürecine girmesi beklenmektedir" değerlendirmesi yapıldı.

VERGİ ARTIŞI İHTİYATA SEVKEDİYOR

Kamunun vergi artışlarının enflasyona etkisine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Son dönemde, kamu kesiminin ürettiği mal ve hizmetlerdeki vergi ayarlamaları enflasyonu olumsuz etkilemekle beraber söz konusu ayarlamaların orta vadeli enflasyon beklentileri üzerindeki etkisinin sınırlı kaldığı görülmektedir. Bununla birlikte, elektrik ve doğalgaz gibi ürünlerde yapılması planlanan fiyat artışlarının olası ikincil etkilerine ilişkin riskler Kurul'u ihtiyatlı olmaya sevk etmektedir. Bu çerçevede, gıda ve enerji fiyatlarındaki gelişmelerin genel fiyatlama davranışlarına yansımaları önümüzdeki dönemde yakından izlenecektir."

Mali disiplinin kalitesini artıracak olan yapısal reformların önemine vurgu yapılan açıklamada, "Fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda ilerlerken güçlü iktisadi büyümenin sürdürülebilmesi açısından verimlilik kazanımlarının süreklilik arz etmesi olmazsa olmaz bir ön koşuldur. Bu çerçevede, Avrupa Birliği'ne uyum ve yakınsama sürecinin devam etmesi ile verimlilik artışlarının devamını sağlayacak olan yatırım ve rekabet ortamının geliştirilmesine yönelik yapısal reformların kesintiye uğramadan hayata geçirilmesi konusundaki çabaların devamlılığı kritik önemini korumaktadır" denildi.

(ANKA)