kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Aralık 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Tespih ve boncuk satan H. İbrahim Tosun, ruhunu otele teslim ettiğini söylüyor.

Kırık kalpler otellerinde

Otellerde kalan evsizlerin hikâyeleri, belgesel haline geldi. Sevinç Yeşiltaş'ın yönettiği bu çalışma, Necip Fazıl Kısakürek'in Otel Odaları şiirinden yola çıkıyor..
Tüm mal varlıkları iki ceket ve üç pantolon. Otel odaları evleri olmuş. Bunların çoğu sadece dört duvardan oluşan, çarşafların devamlı değişmediği, ısınma ve banyonun olmadığı odalar. Bu eski otellerin daimi müşterileri biraz varoluşun sırrına ermiş gibi duruyor, biraz da kaderci... "Ben ne yaparsam yapayım, yine böyle olacaktı," diye düşünüyorlar. Bazıları saflık derecesinde iyi niyetli; vermeyi iyi biliyor. Zaten bu nedenle 'otele düşmüş'ler. Yine de şikâyet etmiyorlar. Bu kişilerin hikâyeleri şimdi Otel Odaları adlı belgeselle gözler önüne seriliyor. Belgeselin yapımcısı ve yönetmeni Sevinç Yeşiltaş, tutunamama ve ailesizlik konularını incelemek için böyle bir çalışma yapmaya karar vermiş. Kendisine yol gösteren ise Necip Fazıl Kısakürek'in Otel Odaları şiiri olmuş: "Şiiri okuduğunuzda hangi tadı alıyorsanız, belgeseli seyrederken de aynı şeyleri hissetmenizi istedim." Belgesel 12 Aralık'ta TRT 2'de yayınlanmaya başlayacak.

Necip Fazıl da kalmış
Cumhuriyet döneminin ilk otellerinden biri olan Ödemiş'teki Yıldız Oteli, zamanında çok görkemliymiş. Ödemiş yıllar geçtikçe önemini yitirirken, otel de unutulmuş... Yıldız Oteli'nin en önemli özelliklerinden biri İş Bankası müfettişiyken Necip Fazıl Kısakürek'in de burada kalmış olması. Yıldız Oteli'nde şu an gecesi 5 YTL'ye konaklanıyor. Orada yaşayanlar ise aylık 50 YTL veriyor. Tespih satarak hayatını kazanan Halil İbrahim Tosun (75) da orada yaşayanlardan biri. Tüm parasını verdiği oğlu iflas ettikten sonra, sokaklarda yaşamaya başlamış. "Eğer ölürsem, otelde biri beni bulacaktır. Herhangi bir yerde unutulmayacağım," diyor. Bu otelde kalan bir diğer kişi ise müzisyen Önder Akı (65). Çocukluğundan beri düğünlerde çalıyor. Evlenme, boşanma ve hastalıkların neticesinde sokağa düşüyor; aç, susuz istasyonlarda kalıyor. O günler için "Kemanımın kasası, yastığımdı," diyor. Ama bulunduğu durum için kendini suçlamıyor, "Kısmetim böyleymiş," diyor. Hiç okumamış olmasına rağmen 'felsefi' bir tarafı var. Aşk konusunda da yorumu şöyle: "Aşk çayın içine şekeri koyarsın ya, aynı öyle şeker gibi erimektir."

'Sokak aralarına giremiyorum'
1930'larda yapılmış eski bir Rum binası olan Karaköy'deki Çamlı Palas Oteli, o zamanlardan beri otel olarak kullanılıyor. Evsiz iki denizci olan Ali Kemal Ayla (53) ve İsmail Akbıyık (40) burada kalıyor. İsmail Akbıyık otel hayatını çok sorgulamış. "Otele düşmek çok kötü bir şeydir. Otele düşünce bir daha kurtulamazsın," diyor. Arada parka gidip çocukları seyrediyor. Bir yandan da "Sokak aralarına giremiyorum. Aileleri gördüğüm için çok mutsuz oluyorum," diyor. Ali Kemal Ayla ise kolej mezunu ve üç dil biliyor. Hayatının 1989'dan önceki dönemini kesinlikle anlatmıyor. Üniversiteye giden bir oğlu var. Arada gidip, onu uzaktan izliyor ama oğlu, bundan habersiz. Ayla, her gece yatarken sabaha çıkamayacağını düşündüğünü anlatıyor. Otel hayatını da şöyle özetliyor: "Pek çok insanla ekmeğimi paylaştım ama sabah kalktığımda saatimi alıp gidenler oldu."

'Düştüğün zaman çıkmak zor'
Tokat'taki Emniyet Oteli 1932'de yapılmış. Sahibi Güngör Kaya, iktisat okumuş. Güngör Bey'in oğulları oteli satmasını istiyor ama o, "Bunu yaparsam garibanlar nerede kalacak?" diyor. Yani para kazanmak derdinde değil; bir nevi kamu hizmeti yapıyor. Sivas'taki Evin Otel ise 1960'larda yapılmış. Bir halk âşığı olan Zeki Karasu burada yaşıyor. Karasu, bundan yıllar önce karısından ayrılmış ve sokaklara düşmüş. "Tabutların içine girip yattım. Düştüğün zaman bir daha çıkma şansın olmuyor..." diyor. Sivas'taki bir diğer otel olan Çiçek Otel'in en dikkat çekici özelliği ise her tarafının resimlerle kaplı olması. Beş katlı otelin boyanmamış küçücük bir yeri bile kalmamış. Bunları yapan ise otelin daimi müşterisi olan Adnan Genç. Aslında mahallenin pek çok yerinde izi var. Kahvenin, fırının duvarlarına da resim yapmış. Bir kıza âşık olmuş ama onunla evlenememiş, sonra da kendini sokaklara atmış...
Haberin fotoğrafları