kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 30 Kasım 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Aydın Birsel, "Annem her ne kadar filmlerin esas kadını olsa da, bizim evin esas kadını anneannem Refet Doruk'tu. Geçen yıl 94 yaşında kaybettik" dedi.

Güzel dönemleri halkıyla paylaştı zorları bana kaldı

13 yıl önce hayata gözlerini yuman efsane oyuncu Belgin Doruk'un oğlu Aydın Birsel: Ergenlik çağında annem depresyona girmişti. Hep uyurdu, başında dururdum. 'Güzel yılları halkıyla geçti zorları bana kaldı' derdim..
İLİŞKİLİ HABERLER
Güzel dönemleri halkıyla paylaştı zorları bana kaldı
Yeşilçam'ın 13 yıl önce hayata veda eden 'Küçük Hanımefendi'si Belgin Doruk'un oğlu Aydın Birsel, annesine dair suskunluğunu ilk kez Yeni Aktüel için bozdu. Birsel, bir süre önce düzenlenen 'Belgin Doruk'u Anma Günü'nde kendisine yöneltilen "Annenizin alkolle başı dertteymiş, doğru mu?" tarzı sorulara yanıt vermek yerine; anılarını Göksan Göktaş'a anlatmayı tercih etti.

BOYNUMU BÜKMÜŞTÜM

* Bir efsanenin oğlu olmak, bende mahcubiyet duygusu yarattı. Yürüyorsunuz, herkes size bakıyor. Utanırdım bu halden. Bir 23 Nisan günü okula gelmişti annem. Mikrofona boyu yetişmeyen bir arkadaşımın, şiirini okumasına yardım etmişti. Herkesin gözü annemde! Boynumu büküp, önüme bakmıştım.

* Çok mütevazıydı. Yüzlerce hayran mektubunu tek tek okur, üşenmeden hepsine birer fotoğrafını yerleştirip geldiği adrese postalardı. Aşkını ilan eden de vardı, borç isteyen de! Belgin'in sözlükteki anlamı 'zirvedeki kadın', soyadı da Doruk! Kader annemin şifresini ismine gizlemişti sanki.

UYURKEN BAŞINDA BEKLERDİM


* Genç yaşta mesleğinde doruğa çıkan annemin sıkıntılı dönemleri de oldu. Ergenliğime denk gelen, üç yıllık bir depresyon geçirdi. Birlikte Aşiyan'da bir eve taşındık. Sürekli uyuyordu, başında ben vardım. 'Ah' diyordum 'Güzel dönemlerini halkıyla paylaştı, bana zorlu zamanları kaldı.' Ama neyse ki doktoru Halit Bey sayesinde toparladı kendini.

* Babam Özdemir Birsel, hem var hem yoktu hayatımızda. İşini çok seven bir insandı. Aile ve iş arasındaki dengeyi tutturamadı. Evliliklerinin ortasında ayrılmışlardı ama bunu dışarıya yansıtmıyorlardı. Görüşmesine görüşüyorduk ama annem bir eş, ben bir oğul olarak beklediğimiz desteği alamadık.

*
Annem bir anda rahatsızlanmadı. Sinyalleri çoktan vermeye başlamıştı. Sahneye çıkmak istiyordu mesela. Babam için bunda bir sorun yoktu! Kontrolden çıkmış güç tehlikelidir. Keşke babam o dönem annemin yanında durabilse, onu frenleyebilseydi! Yıllarca birlikte çalışmışlar, çok başarılı işler yapmışlardı üstelik.

AKLIMA YATMIŞTI

* Delikanlılık çağına gelip "Ne iş yapsam" diye düşünmeye başladığımda annem "Oyuncu olmanı istiyorum, sende bu kumaş var" dedi. Bu benim de aklına yattı. Ama annem o dönemde sinemadan elini ayağını çektiği için bu konuda babam Özdemir Birsel'den yardım istedim.

*
Yoğun bir sinema adamı olan babam oyunculuk konusunu 'geçiştirince' borsa maceram başladı. Kısa zamanda çok iyi paralar kazandım. Ne yaptığımı tam bilmiyordum. Birtakım çeklere imza attım ve çok yüklü borçların altına girdim. Sonra mecburen borsayı bırakıp, askere gittim.

* Askerden döndükten sonra ödeyemediğim borçlar yüzünden üç yıla yakın evde bir nevi kaçak hayatı yaşadım. Dışarı nadiren çıkıyordum. Sıkıntılı bir dönemdi ama bu kez annem benim yanımdaydı. İnsanların söylediği gibi 'eve kapanmış' değildi... Bir tercih yapmış ve sinemayı bırakmıştı.

MİSAFİRLERE 'VİŞNAK' YAPARDI


* Misafir ağırlamaktan çok hoşlanırdı. Hüzünlü haline rağmen hayat doluydu. Zengin bir mutfak kültürü vardı. Gelenlere kendi hazırladığı 'vişnak' isimli içkisinden ikram ederdi. Vişne-votka karışımı hafif bir içki. Sırrı bende! Annemin alkolle ilişkisi herkes gibiydi. Dost meclisinde bir-iki kadeh içerdi.

* Bir dönem anneannemin tavsiye ettiği zayıflama haplarını kullandı. Zeki Müren de merak edip denemiş bir gün; korkunç bir enerjiyle sokağa fırlayıp bütün dostlarına hediye almış. Sonra 'Bu beni çok enerjik yaptı, bir daha almam' demiş!
Haberin fotoğrafları