kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Kasım 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

"Demokrasiye soyunanlar terör karşısında yekvücut olmalı"

Yeni Haber
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemizde demokrasiye soyunmuş olan, demokrasiye inanmış olanların hepsi terör örgütü karşısında yekvücut olmaya mecburdur. Kimse terör örgütünün yanında yer almamalıdır, alamaz. Alması halinde de benim milletim onları ne yapacaktır, dışlayacaktır. Olay bu kadar basittir ve bu bir süreçtir" dedi.

Slovenya Başbakanı Janez Jansa, Ankara'daki temasları çerçevesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la görüştü. Jansa'yı Başbakanlık Merkez Bina'da resmi törenle karşılayan Erdoğan daha sonra Jansa ile baş başa görüştü. İki lider görüşmenin ardından yaptıkları ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladılar.

Erdoğan, Irak'taki merkezi hükümetin ve Kuzey Irak bölgesel yönetiminin Türkiye'nin terörle mücadele konusundaki kaygılarıyla ilgili olarak bir üslup değişikliği olduğu ve bundan sonra ne gibi adımların beklendiği şeklindeki soru üzerine, sürecin sadece askeri değil birçok yönünün olduğunu belirtti. Hükümet olarak diğer ülkeleri konuyla ilgili bilgilendirdiklerini belirten Erdoğan, "Bu bitmiş değil. Amerika seyahati bunlardan bir tanesiydi. Süreç içerisinde işin gerçek yüzü meydana çıkıyor. Özellikle de terör örgütünün, aslında Kürt kökenli vatandaşlarımızın sorunlarıyla ilgilenen bir örgüt olmadığını, onların tamamıyla kendilerine özgü, kendi çıkar ilişkilerini veya ideolojik hedefler peşinde olduğunu anlatıyoruz. Terörden nemalanan grup olduklarını gittiğimiz her yerde anlattık, anlatıyoruz. Kaldı ki terörizme karşı, teröristlere karşı, gerek Amerika olsun, gerek Avustralyası, Yeni Zelandası olsun, gerek AB üyesi ülkeler olsun, hepsi zaten anılan bölücü terör örgütünü, yani PKK'yı terör örgütü olarak ilan etmişlerdir. Terör örgütü olarak ilan ettiklerine göre, ülkemizde de demokrasiye soyunmuş olan, demokrasiye inanmış olanların hepsi de bu terör örgütü karşısında yekvücut olmaya mecburdur. Kimse terör örgütünün yanında yer almamalıdır, alamaz. Alması halinde de benim milletim onları ne yapacaktır, dışlayacaktır. Olay bu kadar basittir ve bu bir süreçtir" dedi.

REFORMLAR BÜTÇEDEN SONRA DEVAM EDECEK

Bir gazetecinin Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan'ın, 2008 yılında reformlar konusunda Türkiye'nin yeni bir atağa geçeceği şeklindeki açıklamasına yönelik değerlendirmesinin sorulması üzerine de şu yanıtı verdi:

"Bizim bir defa bu konudaki kararlılığımız sanal değildir. Bu bizim çok ciddi, kararlı bir şekilde attığımız adımdır ve biz bu reformları bu ana kadar nasıl kararlı bir şekilde yasaları çıkartmak suretiyle gerçekleştirdiysek, bu reformlara yönelik adımları attıysak, bundan sonraki süreçte de aynı şekilde atmaya devam edeceğiz. Biliyorsunuz şu anda gündemimizde yoğun bir şekilde bütçe çalışmaları, müzakereleri var. Bütçe müzakerelerini takiben AB süreci ile ilgili reforma yönelik çalışmalarımız aynı kararlılıkla devam edecektir. Nitekim bu konuyla ilgili tüm bürokrat arkadaşlarım, teknokrat arkadaşlarım, sivil toplum örgütleri mensupları zaten çalışmalarını sürdürüyorlar, görüşmelerini devam ettiriyorlar. Bu konularda herhangi bir rehavet söz konusu değildir. Bundan kimsenin endişesi olmasın."

KIBRIS SORUNU BM ZEMİNİNDE ÇÖZÜLMELİ

Sorulan bir soru üzerine Jansa Türkiye'nin AB üyelik süreciyle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bu iki yönlü bir süreç, biz elimizden geleni yapacağız. Açılmayan fasılların açılması ve kapatılmasına destek olacağız. Fakat bildiğiniz gibi özellikle hiç açılmamış olan fasılların açılması Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin oy birliğini gerektiriyor. Bizim için de zorlu bir süreç olacak."
Erdoğan, Türkiye'nin AB dönem başkanlığını 1 Ocak 2008'de Portekiz'den devralacak Slovenya'dan neler beklediklerinin sorulması üzerine, "AB'nin 24 Nisan 2004'te KKTC'de yapılan referandumdan sonra bir konsey kararı var. Bu konsey kararının hala uygulamaya sokulmuş olmamasıdır. Bunun süratle uygulamaya sokulması noktasındaki hassasiyetlerimiz ve Kıb sorunun BM zemininde çözülmesi gerekli atılması gereken adımları AB'nin öncülük etmesidir.

(ANKA)